Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
İcra müdürlüğünce 3. kişi TTK Karadon İşletme Müdürlüğüne yazılan 5 Şubat 2010 tarihli haciz yazısı ile belediyenin su gelirinden kaynaklanan alacaklarının haczine karar verildiği, anılan kurum tarafından verilen 10.02.2010 tarihli cevapta ise, borçlu belediyenin herhangi bir alacağının bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
3. kişi adına gönderilen haciz yazısı İİK"nun 89. maddesi uyarınca düzenlenmiş haciz ihbarı niteliğinde olmayıp, aynı Kanun"un 88. maddesi kapsamında haciz müzekkeresi vasfındadır. Bu nedenle 3. kişi nezdinde borçlunun alacağının bulunması halinde, haciz yazısının 3.kişiye ulaştığı anda haciz gerçekleşecek olup, aksi halde 3. kişinin sorumluluğuna gidilemeyecektir.
Somut olayda 3. kişi, haciz yazısına verdiği cevapta, nezdinde borçlu belediyeye ait herhangi bir hak ve alacak bulunmadığını bildirdiğine göre, ortada geçerli bir hacizden söz edilemez. Bu nedenle şikayetin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Kabule göre de, mahkemenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, belediyenin su gelirlerinin haczi mümkün olup, ileride kamu hizmetinde kullanılabileceği varsayımına dayalı olarak fiilen kamu hizmetinde kullanıldığının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15/03/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.