21. Hukuk Dairesi 2014/24246 E. , 2015/7193 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 10/12/2006 tarihi olduğunun ve davalılardan işverene ait işyerinde 10/12/2006-31/12/2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 10.12.2006- 31.12.2008 tarihleri arasında davalı işyerinde kesintisiz çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalı iş yerinde 10/12/2006 - 31/12/2008 tarihleri arasında 2 Yıl 21 Gün sürekli olarak ve eylemli şekilde hizmet akdiyle ve prime esas kazanç olarak aylık 850,00 TL. net ücretle çalıştığının tespitine, dava konusu dönemde işyerinde geçen ve kuruma bildirilmiş bulunan hizmetlerin dışlanması ile bildirimsiz kalan 393 gün hizmet tespiti gerekeceğinin tespitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına
-resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, tanık beyanları arasında çelişki bulunması itibariyle resen bordro tanığı ve komşu işyeri tanığı dinlenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; tespiti istenen dönemde çalışması bulunan bordro tanıklarının adresini Sosyal Güvenlik Kurumu ve zabıta marifetiyle araştırıp, tespit ederek bu tanıkları dinlemek, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya bunların tanıklığıyla yetinilmediği taktirde, ... ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek, davacının işe giriş ve çıkış sürelerini net bir şekilde belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10 maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Ayrıca, 6100 sayılı HMK "nun 26. maddesine göre davacının ücretin tespitine ilişkin açık bir talebi bulunmadığı halde ücret tespitine kararı verilmiş olması ve davalı işveren şirket ortağı ..." e husumet düşmeyeceği halde davaya dahil edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kabule göre de, davacının davalı işyerinde sigortalı olarak çalıştığı davalı Kurum kayıtlarına geçen 14.01.2008- 30.12.2008 tarihlerine ilişkin ihtilaf bulunmadığından bu sürenin tespitinde davacının hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek 14.01.2008- 30.12.2008 tarihleri arasındaki çalışmasına yönelik talebi yönünden 6100 sayılı HMK’nın 114/1-(h) bendi gereğince istemin hukuki yarar yokluğundan HMK’nın 115. maddesine göre usulden reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı biçimde kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılrdan .... Doğalgaz Sıhhi Tesisat Petrol Ürünleri Turz.İnş.Taah.İth.İhr.Paz.Tic.Ve San.Ltd.Şti"ne iadesine
02.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.