Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/2578
Karar No: 2014/5577
Karar Tarihi: 07.04.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/2578 Esas 2014/5577 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/2578 E.  ,  2014/5577 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ÇAL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 28/06/2012
    NUMARASI : 2009/30-2012/220

    Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalının kardeş olduğunu, birlikte çalışmaları neticesinde edindikleri 20 NN 719 plaka sayılı araç, traktör ve kabini, saman makinesi ve römorku, tekerlekli tesfiye makinesi ve helezonun davalı adına tescil edildiğini, ortaklığın müvekkilinin evlenmesinden sonra doğan huzursuzluk nedeniyle sona erdiğini, ancak davalının birlikte edinilen mallardan müvekkilinin payına düşen bedeli ödemediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 5.000 TL nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, davacı ile arasında bir ortaklık bulunduğunun doğru olduğunu, ancak ortaklığın sona ermesi üzerine ortaklığa ait bir kısım malların davacıda kaldığını savunmuş, birleşen davasında ise; birlikte edinilen traktör, saman makinesi, iki adet römork ve Yukarı Seyit mevkindeki taşınmazın davacı adına tescil edildiğini,yine birlikte edinilen bıçkı motoru ile 30 adet koyunun davacıda kaldığını, ancak kendi payına düşen bedeli davacının ödemediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 7.000 TL nin faizi ile birlikte davacıdan tahsilini talep etmiştir.
    Mahkemece; "...6100 sayılı HMK" nın 194. maddesinde "tarafların dayandıkları vakıaları ispata elverişli şekilde somutlaştırmaları gerektiği düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde; bir davada ispat faaliyetinin tam olarak yürütülebilmesi mahkemenin uyuşmazlığı doğru tespit ederek yargılama yapabilmesi, karşı tarafın ileri sürülen vakıalara karşı kendini savunabilmesi için iddia edilen vakıaların açık ve somut olarak ortaya konulması gerekir. Genel geçer ifadeler ile somut bir şekilde ortaya koymadan iddia veya savunma amacıya vakıaların ileri sürülmesi durumunda yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi mümkün olmayacağı gibi vakıaların anlaşılması için ayrıca bir araştırma yapılması ve zaman kaybedilmesi söz konusu olacaktır. Taraflar haklarını dayandırdıklarını hukuk kuralını aradığı koşul vakıalara uygun somut vakıaları açıkça ortaya koymalıdırlar. Bu vakıaların somut olarak ileri sürülmesi ilgili taraf için bir yüktür, bu yükü yerine getirmeyen sonuçlarına katlanacaktır" denilmiştir.
    Mahkememizce 20.10.2011 ve 24.05.2012 tarihli celselerde, taraflara, ortaklığa ait aktif ve pasif malvarlığını bildirmeleri, ortaklık hesabını sunmaları için kesin süreler verilmiş, taraflar mahkememizce istenen hususları yerine getirmek yerine kendi dava dilekçelerinde gösterdikleri malların ortaklık malları olduğunu, karşı tarafın dilekçesindeki malların ise kişisel mal olduğunu ileri sürmüşlerdir. HMK"nun 194. maddesi uyarınca tarafların dayandıkları vakıaları ispata elverişli şekilde somutlaştırmaları gerekmektedir. Bu taraflar için bir yük olup, bunu yerine getirmeyen taraf sonuçlarına katlanacaktır..." gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Asıl ve birleşen dava, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, kardeş olan taraflar arasında kurulan adi ortaklığın eylemli olarak sona erdiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Esasen bu husus mahkemenin de takdirindedir. Uyuşmazlık, ortaklığın malvarlığına dahil unsurların, taraflar arasında ihtilaflı olmasından kaynaklanmaktadır.
    Bilindiği üzere, adi ortaklığın sona ermesinin zorunlu ve kaçınılmaz bir hukuki sonucu da, sona erme ile birlikte ortaklığın tasfiye aşamasına girmesidir. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, sermaye değerleri ortaklara iade edilecek ve geriye kalan meblağ da ortaklar arasında kar ve zararın paylaştırılması esasına göre dağıtılacaktır.
    Adi ortaklığın tasfiyesinde ilk aşama, ortaklık malvarlığının paraya çevrilmesidir. Bu aşamada, ilk önce malvarlığının tümden ve parasal değeriyle tespiti gerekir. Ortaklık malvarlığına dahil unsurlar, ortaklar arasında ihtilaflı ise, bu ihtilaflı unsurların ortaklık malvarlığına dahil olup olmadığı, genel ispat ilkeleri dikkate alınarak çözülmeli ve böylece tasfiyeye tabi olacak ortaklık malvarlığı tespit edilmelidir(Doç. Dr. Oruç Hami Şener, Adi Ortaklık, Ankara 2008, sf. 509-511, 591-592).
    Bu durumda, mahkemece; ortaklık malvarlığına dahil olup diğer tarafın elinde bulunduğu ileri sürülen unsurların, ortaklık malvarlığına dahil olup olmadığı genel ispat ilkeleri dikkate alınarak ön sorun (hadise) şeklinde incelenmeli ve ulaşılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir. Yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi