3. Hukuk Dairesi 2014/4143 E. , 2014/5578 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SARAYKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2012
NUMARASI : 2010/45-2012/163
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili ile davalılardan M.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili dilekçesinde; tarafların ortak murisine ait olan taşınmazın ortaklığın giderilmesi davası sonucu üzerindeki muhdesatlarla birlikte 20.250 TL bedelle müvekkillerinden Ahmet"e satıldığını, müvekkili Ahmet tarafından yaptırılan 2 katlı evin toplam satış bedeli içindeki payının % 42, müvekkili Fadime tarafından yaptırılan tek katlı evin ise payının % 43 olduğunu, davalıların muhdesat bedeli (müvekkilleri tarafından yaptırılan) kadar sebepsiz zenginleştiklerini öne sürerek, müvekkili Ahmet"in payına düşen 8.500 TL ile müvekkili Fadime"nin payına düşen 8.707,50 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, taşınmazı ellerinde bulunduran davacıların giderlerinden dolayı dava açamayacakları gerekçesiyle davanın reddine dair verilen hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizce "...Müşterek veya iştirak halindeki mülkiyette paydaşlardan biri tarafından taşınmaz üzerinde vucuda getirilen muhdesattan dolayı muhtesatı ile birlikte taşınmazı işgal eden davacının muhtesat bedelini talep edemeyeceğinde kuşku yoktur. Taşınmaz kendisine teslim edilmeyen davalı paydaş henüz zenginleşmemiştir. Ne var ki taşınmaz, ortaklığın giderilmesi suretiyle satılmış ve davacı tarafından yapılan muhtesatın bedeli yine davacı tarafından diğer davalılara ödenmişse artık sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği kabul olunmalıdır. (22.02.1991 gün ve 1990/1-1991/1 sayılı YİBK kararı).Mahkemece yapılacak iş, davacılara ait olduğu saptanan muhdesatlarla ilgili ortaklığın giderilmesi davası satış dosyasındaki satış tarihi itibariyle taşınmazın muhdesatlarla birlikte satılması halindeki gerçek sürüm değeri ile bu muhdesatlar olmaksızın yalın haliyle satılması durumundaki gerçek sürüm değerini, konusunda uzman bilirkişi veya kurulundan alınacak gerekçeli, dayanaklarını, gösterir taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bir raporla belirlemek, bu yolla bulunacak iki değer arasında fark oluştuğunda bunları birbirine oranlamak, bulunacak oranı, ortaklığın giderilmesine ilişkin satış dosyasındaki satış bedeline uygulayarak muhdesatlar nedeniyle davalıların zenginleştikleri miktarı tespit edip, davacıların uzun süredir kullandıkları da dikkate alınıp, uygun bir indirim yapılarak sonucuna uygun bir karar vermek; muhdesatlı değer ile muhdesatsız değer arasında bir fark bulunmaması halinde ise davanın reddine karar vermekten ibarettir..." gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece, bilirkişi kurulundan rapor aldırılmış ve davanın kısmen kabulü ile 7.057 TL nin davacılardan A.. Y.. adına, 6.541 TL nin davacılardan F.. K.. adına davalıların veraset ilamlarındaki miras payları oranında her bir davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalılardan M.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın tüm, davacı tarafın ise sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, davada talep olmasına rağmen faiz talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırıdır(HMK. md. 297).
Buna göre, mahkemece; davalıların satış bedelinden paylarına düşen bölümünün ödendiği tarihte sebepsiz zenginleştikleri gözetilerek; öncelikle satış bedelinden paylarına düşen bölümün davalılara ödendiği tarih araştırılmalı, sonrasında ödeme tarihlerinde farklılık var ise bu husus gözetilerek verilecek hükümle; her bir davalının payına düşen ödeme miktarı ile faiz başlangıç tarihi açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.