11. Hukuk Dairesi 2016/4466 E. , 2017/7568 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/12/2015 tarih ve 2014/999-2015/1163 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Davacının ... Temizilik Metal Kaplama İlaçlama Gıda Taşımacılık Üretim Hizmetleri Turizm İnşaat Ltd. Şti"nin, diğer davalı ... Metal Kaplama Taşlama Otomotiv San ve Tic. Ltd. Şti"nin( 27 Kasım 2007 tarih 6945 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan karar ile şirketin unvanı ... Otomotiv Parçaları San ve Tic.Ltd.Şti olduğunu ), ... Özel Güvenlik Koruma ve Eğitim Hizmetleri Ltd.Şti."nin unvanlı şirketlerin kurucu ortağı olduğunu, Davalı ..."nin anılan şirketlere ortak olmak istediği için 15/10/2008 tarihinde hisse devrini düzenleyen sözleşmeyi imzaladığını, sözleşmenin madde 3 protokol maddeler başlığı altındaki 1 , 3 ve 6. maddeleri ile davacı ..."ın 3 şirketteki hisselerinin bir kısmının devrine karşılık 150.000,00 TL bedel ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bu sözleşmeye uygun olarak hisse devirlerinin yapıldığını, sözleşme uyarınca fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada, 20.01.2009 tarihli sözleşme gereğince 250.000 TL alacaklı ve 2 aracın borçları bittiğinde bedelsiz olarak devredileceğinin kabul edildiğini, bu bedelin ödememesi üzerine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile 10.000,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili gerek asıl davada gerekse birleşen davada bir kısım davalılardan ... Özel Güv. Korm. ve Eğt. Hizm. Ltd. Şti, ... Temz. Met. Kap. İlaç Gıda Taş. Hiz. Turz. İnş. San. ve Tic. ltd. şti., İlhan Balseven ve ...hakkındaki davadan feragat ettiğini, diğer davalılar ... ve ... Oto Par. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkındaki davaya devam ettiğini beyan etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 15/10/2008 tarihli sözleşme uyarınca hisse devrinden doğan alacağın ödenmesini taahhüt eden hisseyi devir alan ... değil davalı şirket olduğu, sözleşmede de bedelin şirket ekonomik olarak rahatladığında ödeneceğinin kararlaştırıldığı, ödeme konusunda tarih belirlenmediği, davacının 15/10/2008 tarihli sözleşme uyarınca hisse devir bedelinin ödenmesine ilişkin aynı hususta yeniden talepte bulunmasının mümkün olmadığı, ayrıca davalı ... Oto. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti."nin iflasına karar verildi ve iflasın kesinleştiği, tasfiyenin tamamlandığı, iflasın kapatıldığı ve davalı sıfatının kalmadığı, davalı ..."ın ise zaten hisse bedelini ödeme yükümlülüğü altında olmadığı, diğer davalı şirketler ile şirket ortakları olan ... ve ... hakkındaki davadan feragat edildiği gerekçesiyle bunlar hakkındaki davanın, asıl ve birleşen dava yönünden davalı ... ve ... Oto San. Ltd. Şti. hakkındaki davanın reddine karar verildiği belirtilmiş, hükümde ise asıl dava yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Kararın tavzihi ile bir kısım davalıların vekili karar başlığına eklenmiş ve birleşen davada davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden 1.500 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Davacı asıl davada 15/10/2008 tarihli protokolün 3. maddesinin 6. fıkrası gereği 150.000 TL alacağı olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL alacak talep etmiştir. Birleşen davada 20/01/2009 tarihli protokol gereğince 250.000 TL alacağının olduğunu ve 2 aracın devrinin yapılması gerektiğini iddia etmiş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL alacağın tahsilini talep etmiş olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile asıl davanın reddine karar verilmiştir.Ancak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ile olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ise hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal zorunluluk olup, HMK"nın 298/2. mddesinde gerekçeli kararın tefhim ediken hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
Somut olayda mahkemece, kararın gerekçe kısmında her iki davanın reddedildiği belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında sadece asıl davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuştur. Gerekçede birleşen davanın reddine karar verilmesi, hüküm kısmında ise birleşen dava hakkında hüküm fıkrasına yer verilmemesi, hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratacağından hükmün re"sen bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gererk görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.