11. Hukuk Dairesi 2016/4839 E. , 2017/7572 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/01/2016 tarih ve 2013/222-2016/1 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 01/04/2004 tarihinde sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme uyarınca davalı şirketin reklam, sponsorluk ve diğer tüm tanıtım amaçlı projelerinde ve reklamlarında müvekkilinin sanatçı olarak yer alacağını, sözleşmenin 8. maddesine göre sözleşmenin 18 ay süreli olduğunu, sona erme tarihinden 1 ay önce fesih ihtarında bulunulması halinde sözleşmenin kendiliğinden 18 ay daha uzayacağını ve ihtarın yapılmadığını, dolayısıyla sözleşmenin 36 aylık olduğunu, 9. maddesine göre de aylık 850 USD ödeneceğini, sadece bir aylık ücretin ödendiğini, müvekkilinin diğer aylarda reklam için hazır beklediğini, fakat davalının iş vermediğini, müvekkilinin sözleşme uyarınca üzerinde düşen edimleri yerine getirdiğini, ayrıca sözleşmenin 13. maddesinde davalının edimini yerine getirmemesi halinde kayıtsız şartsız 5.000 USD cezai şartın ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından bu sözleşmenin gereğinin yerine getirilmesi için davalı şirketle defalarca iletişime geçildiğini, fakat netice alınamadığını, bu süreçte müvekkilinin manen yıkıma uğradığını ileri sürerek, cezai şart ve ücret alacaklarına istinaden şimdilik 10.000 USD maddi tazminata ve manevi zarara karşılık 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir. 11.12.2015 tarihli ıslah ile maddi tazminat talebini ücret alacağı için 29.800 USD, cezai şart için 5.000 USD olmak üzere toplam 34.800 USD"ye çıkarmıştır.
Davalı vekili, sözleşme aslının ibraz edilmesi gerektiğini, ibraz edilen fotokopide tek imzanın bulunduğunu, müvekkili şirketin çift imza ile temsil ve ilzam edildiğini, davacının 2004 yılı Mayıs ayında bir aylık bir dönemde tanıtımlarda görev aldığını ve karşılığında davacıya ödeme yapıldığını, davacının bu dönemden sonra müvekkili şirket ile ilgili reklamlarda ya da başkaca bir tanıtım organizasyonunda görev almadığını, dolayısıyla davacının iddia olunan sözleşme ile ilgili olarak müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece uyulan 13. Hukuk Dairesinin bozma ilamı, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşmenin yetkisiz temsil ile imzalandığı, fakat davalının bir aylık da olsa sözleşmeyi kısmen ifası ile kabul ettiği, bu nedenle sözleşmenin davalıyı da bağladığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8. maddesinde sözleşmenin 18 ay boyunca geçerli olduğu, sözleşme sona erme tarihinden 1 ay öncesine kadar fesih edilmediği takdirde otomatik olarak 18 ay daha uzayacağının kararlaştırıldığı, feshe ilişkin bir belgenin sunulmadığı dolayısıyla sözleşme süresinin 36 ay olduğu, sözleşmenin 9. maddesine göre davalının davacıya sözleşme konusu reklamlarda görev alması karşılığında, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren, her ay sonunda 850 ABD Doları ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, dolayısıyla ücret alacağının toplamda 36Ayx850USD olduğu, sözleşme uyarınca 800USD"nin tahsil edildiğinin tarafların kabulünde olduğu, bu nedenle kalan ücret alacağının 29.800 USD olduğu, 13.1 madde de 5.000 USD cezai şartın kararlaştırıldığı, bu nedenle toplam talep edilebilecek maddi tazminatın 34.800 USD olduğu, fakat TBK"nin 50 ve devamı maddeleri uyarınca hakkaniyet gereği takdiren indirilmesi suretiyle ücret alacağı için 25.000USD ile 5.000 USD cezai şartın toplamı ile 30.000 USD"nin tahsiline, davacının söz konusu sözleşmenin feshinden dolayı duymuş olduğu elem ve üzüntü nedeniyle somut olayın özelliğine göre takdiren 10.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, taraflar arasında akdedilen 01.04.2004 tarihli sözleşmenin ihlalinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin, olup mahkemece yazılı olduğu şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, manevi zarar, kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. (TBK 58) maddesine göre, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir denilmiştir. Şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için 818 sayılı BK 49. (TBK 58) maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır. (Bkz. Prof Dr. Safa Reisoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, yirminci baskı, S.202-208) Somut olayda davacının, davalı tarafın sözleşmeyi ihlal etmesi nedeniyle manevi zarara uğradığı kabul edilmiş ise de bu durumun MK"nin 24 ve BK"nin 49. (TBK 58) maddeleri anlamında kişilik haklarının ihlaline neden olacağının kabulü mümkün değildir. Her sözleşmeye aykırılık manevi tazminat gerektirmeyeceği gibi, davacı tarafça da sözleşmenin ihlal edilmesi nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiği ispat edilememiştir. Bu itibarla, davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığı, BK"nin 49. (TBK 58) maddesinde öngörülen manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gözetilmeksizin, davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.