3. Hukuk Dairesi 2014/2802 E. , 2014/5695 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2012
NUMARASI : 2009/96-2012/529
Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin 61429 no.lu tarımsal sulama abonesi olduğunu, hakkında düzenlenen kaçak tutanağı nedeniyle 4.453 TL tahsil edildiğini, ancak daha sonra ceza mahkemesinde elektrik hırsızlığı suçundan beraat ettiğini iddia ederek, müvekkilinin ödediği bedelin iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının sayaç numaratöründe oynama yaptığı tespit edildiğinden tutanak düzenlendiğini, tahakkukun mevzuata uygun olduğunu, hukuk hakiminin ceza yargılamasından bağımsız olduğunu savunara, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; ceza mahkemesinin maddi vakıaya ilişkin verilen beraat kararının mahkemeyi bağlayacağı gerekçesi ile; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun “ceza hukuku ile medeni hukuk arasında münasebet” başlıklı 53. maddesine göre; “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat karariyle de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.”
Görülmektedir ki, ceza mahkemesinin “delil yetersizliğine dayanan beraat kararının” hukuk hakimini bağlamayacağı ancak beraat kararı bir maddi olguyu tespit ediyorsa bu kararın hukuk hakimini bağlayacağı, beraat kararı suçun sanıklar tarafından işlenmediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayanıyorsa, bu kararın hukuk hakimini de bağlayacağı, bundan başka kusurun takdiri ve zararın miktarını tayini hususundaki kararın hukuk hakimini bağlamayacağı hüküm altına alınmıştır (Turgut Uygur, Borçlar Kanunu Şerhi, C. 1, s. 844).
Ceza mahkemesinde, suçun sanık tarafından işlenmediğinin saptanması nedeniyle verilen beraat kararının Hukuk Mahkemesine etkisi düşünülürse de, kesin delil bulunmaması nedeniyle beraat kararı verilmesi halinde bu nitelikteki kararın Hukuk Hakimini bağlayacağı söylenemez. (HGK. 30.1.1976, 1974/4-475 E. 1976/159 K., YKD.1976/9-1266)
Somut olayda; hükme esas alınan Şanlıurfa 4.Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2007/507 E.- 2008/421 K.sayılı ilamına bakıldığında; elektrik hırsızlığı suçundan yapılan yargılama sonucunda davacı/sanık hakkında ""...sanığın kaçak elektrik kullandığına dair cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine..."" karar verildiği görülmektedir.
O halde yukarıda yapılan açıklamalar ve bahsi geçen kanun hükümleri çerçevesinde; Asliye Ceza Mahkemesi tarafından davacı hakkında verilen beraat kararı hukuk davasında kesin delil olarak değerlendirilemeyeceği için mahkemece yapılacak iş; davacı hakkında düzenlenen kaçak tespit tutanağı ve diğer belgeler dosya arasına alınıp, tutanak mümzileri dinlendikten sonra gerekirse mahallinde yapılacak keşif doğrultusunda alınacak uzman bilirkişi raporları ile varılacak sonuca göre karar vermek olmalıdır. Tüm bu hususlara dikkat edilmeden yukarıdaki gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.