3. Hukuk Dairesi 2013/20413 E. , 2014/5696 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2013
NUMARASI : 2011/804-2013/407
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin davaya konu işyerinde 02.01.2003- 24.05.2004 tarihleri arası kiracı olarak faaliyette bulunduğunu, bu süre zarfında elektrik abonelik sözleşmesini üzerine aldığını, ancak tahliye ederken aboneliği iptal ettirmediğini, buna rağmen 2005-2007 yılları arasında hakkında kaçak elektrik kullandığından bahisle tutanak tutulduğunu, oysa kendisinin bu yeri 24.05.2004"de tahliye ettiğini iddia ederek, kaçak kullanıma ilişkin borcu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının davaya konu işyerinde elektrik abonesi olduğunu, kaçak elektrik kullanımdan doğan borçtan kullanan ile birlikte müteselsilen sorumlu olacağını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda abonelik ilişkisini sonlandırmayan davacının da elektriği kullananlarla beraber müştereken ve müteselsilen borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 18.11.2009 tarih 2009/288-10888 sayılı ilamı ile; davacı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde müvekkilinin aboneliğe konu işyerinde elektriği kestirdiğine dair abone fesih belgesini ibraz ettiği, bu belgenin geçerli bir belge olduğunun tespiti halinde borç sürebileceğinden mahkemece bu delil üzerinde durulması gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, davalı kurumdan gelen yazı cevabı içeriğine göre davacı yanın sunduğu abone fesih belgesinin geçerli bir belge olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm bu kez 19.Hukuk Dairesinin 01.06.2011 tarih 2011/4816 E.-7302 K. sayılı ilamı ile; 6/7/2005 tarihli abone fesih kağıdının davalı idarenin kayıtlarına işlenip işlenmediği hususunda araştırma ve inceleme yapılıp, gerektiğinde anılan belgeyi imzalayan görevli T.. S..’nın da tanık olarak ifadesine başvurulması gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece; yine bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, bu kez; Tanık T.. S.."nın ifadesi ile teyit edilen 08.07.2005 tarihli abone fesih kağıdına bizzat tanık tarafından son endeksin yazıldığının anlaşıldığı, icra takip tarihleri itibariyle son endeks ve tahakkuk dönemlerinin, elektriğin kesildiği ve abone fesih tarihi olan 08.07.2005 tarihinden sonraki dönemi ihtiva ettiği, diğer tanık ifadelerinden de, davacının 2005 tarihinde işyerini kapattığı ve dükkanı boşalttığının anlaşıldığı, icra dosyalarında kaçak elektrik kullanıldığı belirtilen dönemlerde davacının taşınmazla fiilen ilgisini kesmiş bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Bozmaya uyulmuş ise de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
Somut olayda, her ne kadar 06.07.2005 tarihli abone fesih kağıdını imzalayan, davalı kurum görevlisi olan tanık T.. S.., davacının aboneliğini fesih ettirmek için kuruma başvurduğunu ve kendisinin davaya konu işyerinde elektriği keserek ve bu belgeyi düzenlemiş olduğunu iddia etmiş olsa da davalı Toroslar EDAŞ"ın 13.02.2012 tarihli cevabi yazısı ile, anılan abone fesih evrağının kurum arşivlerinde olmadığı ve davacının aboneliğinin halen daha devam ettiği anlaşılmaktadır.
O halde; davada uyuşmazlık, aboneliğini iptal ettirmedikçe fiili kullanıcının eyleminden doğan kaçak kullanım bedelinden abonenin de kullananla birlikte müteselsilen sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay HGK"nun HGK. 27.04.2011 tarih 2011/19-104 E.-2011/239 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; abonesiz kaçak kullanan şahsın haksız fiil hükümleri uyarınca, abonenin de sözleşmeden doğan sorumluluğu bulunmaktadır. Bu durumda, kaçak kullanımdan her ikisi de müteselsilen sorumludur. Buna göre davalı kurum, alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi bunlardan biri veya birkaçından da isteyebilecektir.
Mahkemece; aboneliğini iptal ettirilmedikçe fiili kullanıcının eyleminden doğan kaçak elektrik bedelinden davacı abonenin de kullananla birlikte müteselsilen sorumlu olacağı gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.