3. Hukuk Dairesi 2013/20965 E. , 2014/5718 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 6.TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2013
NUMARASI : 2012/2162-2013/2643
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin malik olduğu Ankara ili, Yenimahalle İlçesi 60435 ada 1 parselde bulunan 1/26 nolu bağımsız bölüm niteliğindeki mesken ile ilgili su abonelik işlemini tesis etmek üzere davalı kuruma müracaat ettiğinde, kendisinden 2.769,21 TL kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli tahsil edildiğini, daha sonra müvekkili ile aynı binadaki kat maliklerinin 157,78 TL bedelle abone olduklarını öğrendiklerini belirterek, abonelik için fazla tahsil edilen miktarın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; yapılan işlemin usül, yasa ve Yargıtay içtihatlarına uygun olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kabulü ile, 2.611,43 TL kanal katılım ve şebeke hisse alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 87. ve 88.maddeleri ile bunlara paralel olan ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalının yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış veya mevcutların iyileştirilmesi yapıldığı takdirde, tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirtilen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesislerine katılım payı isteme hakkı vardır. Ancak, bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bunun miktarının nasıl belirleneceği eldeki davada uyuşmazlık konusudur.
Katılım paylarının hesabına ilişkin ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39/2. maddesinde formül bulunmakta olup formülde -T- olarak simgeleştirilen “gayrimenkulün yararlanacağı su ve kanal hattına metre/tül maliyeti”nin, yine aynı maddenin 5.fıkrasındaki uygulanacağı yılın ve Belediye Gelirleri Kanununun 89.madde/a-son cümlesindeki “Bayındırlık birim fiatlarını geçemez” ifadeleri birlikte değerlendirilerek abonelik başvurusunda bulunulan tarihteki Bayındırlık birim fiyatları üzerinden alınması ve hesabın ona göre yapılması gerekir.
Hesaplanan miktarın abonelik başvurusunun yapıldığı tarihteki binanın emlak vergi beyanındaki değerinin %2"sini aşmamak kaydıyla hüküm altına alınması gerekir.
Dava donusu konuta ilk kez abone olunduğu, ilk kez abone olan kişiden kanal katılım ve şebeke hisse bedeli istenmesinde yasaya bir aykırılık bulunmadığı, davalı idarenin konutun bulunduğu bölgeye alt yapı hizmetlerini götürdüğü; bu nedenle davacının kanal katılım ve şebeke hisse bedelinden sorumlu olduğu, mahkemece de doğru olarak tespit edilmiş bulunmaktadır.
Ne var ki, mahkemece, abonelik tarihi sonrasında Ankara 2. Vergi Mahkemesince iptal edilen Aski Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesi sonrası yeni uygulanan hesaplama yöntemine göre hesaplanan miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Bahsi geçen Ankara 2.Vergi Mahkemesinin 2011/543 Esas 2012/963 Karar sayılı kararı 02/05/2012 tarihlidir. Oysa somut olayda abonelik tarihi 08.03.2012 olup, bu tarihteki koşullara göre uyuşmazlık değerlendirilmelidir. ASKİ tarifeler yönetmeliğinin 39.maddesi abonelik tarihi itibari ile yürürlükte olup, iptale ilişkin mahkeme kararı kesinleşmediğinden mahkemenin, anılan yönetmelik maddesinin iptali sonrası ASKİ Yönetim Kurulunun 04.07.2012 tarih ve 164 sayılı kararına göre hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar etmesi isabetli bulunmamıştır.
Bunun yanında, davacının kanal katılım ve şebeke hisse bedeliyle ilgili sorumlu olduğu miktarın belirlenmesinde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda abonelik başvurusundan önceki yıllarda inşaat aşamasındaki dava dışı kişi tarafından avans olarak yapılan ödeme sırasındaki resmi veriler ve birim fiyatları esas alınmak suretiyle hesaplama yapılmıştır. Şu haliyle, abonelik başvurusunun yapıldığı tarihteki Bayındırlık ve İskan Bakanlığı birim değerleri esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken, inşaat ruhsatı aşamasındaki ödeme tarihindeki birim fiyatlarının esas alınarak hesaplama yapılmış olması yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; mahkemece, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinde öngürülen, formülde belirtilen birim değerler gözetilerek; yeniden bir bilirkişi raporu alınarak sonucu dairesinde bir hüküm verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak kurulan hükümde isabet görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.