3. Hukuk Dairesi 2014/6367 E. , 2014/5747 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KIRIKHAN 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2012/604-2013/402
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, 32650 nolu aboneliğin muris babası M. U..adına kayıtlı olduğunu, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle babası hakkında 10.664,00 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini ve bu bedelin kuruma yatırıldığını, Kırıkhan Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/862 E-2013/65 K. Sayılı kararı ile babası hakkında beraat kararı verildiğini, kaçak elektrik kullanımı olmadığını ileri sürerek, muris babası tarafından kuruma ödenen 10.664,00 TL "nin işleyecek yasal faizi ile birlikte tarafına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın husumet yönünden hatalı açıldığını, davaya konu kaçak elektrik kullanım bedelinin davacının babası aleyhine tahakkuk ettirildiğini ve davacının babasının vefat ettiğini, davayı açma yetkisinin davacının babasına ait olduğunu, bu yüzden davanın öncelikle husumet yönünden reddine karar verilmesini, olmadığı taktirde davanın esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, hakkında ceza mahkemesince düşme kararı verilen M.Hanifi Ulaş"ın kaçak elektrik tüketim borcunun da olmayacağı kanaatiyle, davanın kabulü ile 10.664,00 TL alacak miktarının M. U.."ın mirasçılarına Kırıkhan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/13 Esas sayılı kararı uyarınca davalı kurumdan alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, davacının murisi M. U..ın tarımsal sulama abonesi olduğu, M. .U..hakkında düzenlenen 29.09.2007 tarihli Kaçak Elektrik Kullanma Tutanağı ile, ölçü bölümü mühürsüz sayaca ait RST fazlarındaki akım trafolarının canlı ucunun çıkartılması suretiyle sayacın tüketim kaydetmesinin engellenmiş olduğu tespit edilmiş olup, bu tutanağa istinaden M. Hanifi Ulaş hakkında toplam 10.664,03 TL kaçak elektrik kullanım bedeli tahakkuk ettirildiği ve muris tarafından kuruma ödendiği anlaşılmaktadır.
Kırıkhan Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/862 E.-2013/65 K.sayılı dosyası ile, M. . U.. hakkında kaçak elektrik kullanımı nedeniyle yapılan yargılamada, mahkemenin 29.05.2008 tarihli karar ile, delil yetersizliğinden sanığın beraatine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine işbu kararın Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 14.03.2012 tarih, 2010/18672 E-2012/6179 K.sayılı ilamı ile, tarımsal amaçlı olarak kullanılan yerde ortalama elektrik tüketim miktarının uzman bilirkişi aracılığı ile hesaplanarak, kurumdan getirtilen abone tüketim bedelleri karşılaştırılıp, suç tarihi öncesinde tüketilen miktarda bir düşme olup olmadığı araştırıldıktan sonra, sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Ancak yargılama sırasında M. Hanifi Ulaş"ın 01.01.2012 tarihinde ölmesi nedeniyle mahkemece 31.01.2013 tarihinde davanın düşürülmesine karar verilmiştir.
Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen Borçlar Kanununun 53. (6098 S. TBK m. 74) maddesi hükmünde, "Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için Ceza Hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, Ceza Mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka Ceza Mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi Hukuk Hakimini takyit etmez." denilmektedir. Bu açık hüküm karşısında, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan hukuki olgular karşısında davacı murisi hakkında ceza mahkemesince verilen düşme hükmünün görülmekte olan davada mahkemeyi bağlamadığı kuşkusuzdur.
Kaldı ki; ceza dosyasında da mahkemece delil yetersizliğinden dolayı verilen beraat kararı Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 14.03.2012 tarih, 2010/18672 E.-2012/6179 K. sayılı Bozma İlamı ile, konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Ayrıca dosya kapsamından, davacının murisi M. Hanifi Ulaş"ın 01.01.2012 tarihinde öldüğü, davacı dahil 8 tane mirasçısının olduğu, davacı tarafından talep edilen alacağın terekeye ilişkin olduğu ve mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olması nedeniyle, mirasçıların davacı sıfatı ile davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekmektedir.
Dava konusu olan hak, birden fazla kişi arasında ortak olup da bu hukuki ilişki hakkında mahkemece bütün ilgililer için aynı şekilde ve tek bir karar verilmesi gereken hallerde dava arkadaşlığı maddi bakımdan mecburidir. Diğer bir ifadeyle bir hakkın birden fazla kişi tarafından birlikte kullanılmasının (veya birden fazla kişiye karşı kullanılmasının) zorunlu olduğu hallerde, bu hak dava konusu edildiği zaman o hakla ilgili birden fazla kişi zorunlu dava arkadaşı durumundadır. Dava arkadaşlığının hangi hallerde mecburi olduğu maddi hukuka(M.K., B.K., T.T.K) göre belirlenir. Zorunlu dava arkadaşlığında; dava arkadaşları arasındaki ilişki çok sıkı olduğundan, davada birlikte hareket etmek durumundadırlar. Mahkeme ise, dava sonunda zorunlu dava arkadaşlarının hepsi hakkında aynı ve tek bir karar verir. Maddi hukukla belirlenen zorunlu dava arkadaşlığının söz konusu olduğu durumlar; iştirak halinde mülkiyet(M.K. md. 702), birden fazla kiralayan veya kiracının bulunması hali, kat mülkiyeti, bazı hallerde müşterek mülkiyet, sözleşmenin bir tarafında birden fazla kişi bulunması, adi ortaklık(B.K.md.520) olarak gösterilir. Zorunlu dava arkadaşlığında dava konusu olan hak tektir. Yani dava arkadaşı sayısı kadar müddeabih yoktur.
Olayda, davacı dışındaki mirasçılar, davacı sıfatı ile davaya dahil edilmemesine rağmen, mahkemece davanın kabulü ile, 10.664,00 TL alacağın Mehmet Hanifi Ulaş"ın mirasçılarına Kırıkhan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/13 Esas sayılı kararı uyarınca dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle muris M. Hanifi Ulaş mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra, kaçak elektrik kullanım bedelinin yönetmelik ve EPDK kararı çerçevesinde tespiti hususunda konusunda uzman bir bilirkişiden gerekçeli ve denetime elverişli şekilde rapor alınarak, toplanan ve toplanacak delillere ve hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.