3. Hukuk Dairesi 2020/4673 E. , 2021/1033 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 03/04/2010 tarihinde eşi merhum ...’ın göğüs ve sırt ağrısı sebebiyle Büyükçekmece Kolon Hastanesine kaldırıldığını, hastanede doktorların hastaya anjiyo yapılması gerektiğini ancak anjiyo aletinin bulunmaması sebebiyle davalı sağlık kuruluşuna sevk ettiklerini, merhumenin hastaneye saat 13:00 sıralarında getirildiğini, davalı doktor ...’in hasta yakınlarına saat 17:00 sıralarında hastanelerindeki anjiyo aletinin bozuk olduğunu bu nedenle müdahale edemediklerini söyleyerek hastayı ...Bahçelievler Hastanesine sevk ettiğini, eşinin 17:30 - 18:00 sıralarında ... Bahçelievler Hastanesine getirildiğini ve yaklaşık 20 dk sonra doktorların eşinin vefat ettiğini bildirdiklerini, eşine gerekli tıbbi müdahale yapılsa idi vefat etmeyeceğini, eşinin vefatında davalı ...’ın Başhekim olarak idareci sıfatıyla, davalı ...’in uygulayıcı olarak, davalı Hastanenin ise doğrudan sorumlu olduğunu ileri sürerek, hukuki hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın ... yönünden kabulüne, diğer davalılar ... ve ... Medikal Sağlık Ve Eğitim Hizmetleri A.Ş. yönünden reddine, 50.000 TL Manevi tazminatın olayın oluş şekli, hak ve nesafet gözetilerek Borçlar Kanunu 56. madde gereğince davalı ..."tan alınarak davacı tarafa ödenmesine, karar verilmiş, hüküm; davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara,kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davalı hastane ve davalı doktorun özen yükümlülüğüne aykırı davranması iddiası nedeniyle istenilen maddi - manevi tazminata ilişkindir. Davanın temeli vekillik
sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır.(BK 386-390)(TBK 502.506) vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (BK 321/1 md)(TBK 400). O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, BK 394/1(TBK 510) maddesi hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Aynı hususlar adam çalıştıran sıfatı ile doktorun görev yaptığı sağlık kuruluşları için de geçerli olup mahkemece davalı ... Medikal Sağlık Hizmetleri A.Ş. yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulmasını gerektirmiştir.
3- Mahkemece, 50.000 TL tazminatın davalı ...’den tahsiline karar verilmiş olup davacının faiz istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece faiz konusunda infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.