3. Hukuk Dairesi 2014/2844 E. , 2014/5761 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 4.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2012
NUMARASI : 2011/314-2012/324
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı kurum ile davalı arasında 18/11/2000 tarihinde Tarımsal Sulama Abone sözleşmesi imzalandığını, davalının bu sözleşmeye istinaden kullanmış olduğu elektriğin 2000/12 ile 2007/8 tarihleri arasında tahakkuk eden dönem borçlarının ödenmediğini, davalı/borçluya fatura tahakkuk ettirilip tebliğ edildiği hâlde borç ödenmediğinden aleyhine Şanlıurfa 2.İcra Müdürlüğünün 2009/6697 sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının gecikme cezası, faiz ve KDV"ye haksız şekilde itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının haksız olan itirazının iptali ile takibin devamına, %40"tan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı, yetki, görev, zamanaşımı itirazları ile birlikte davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, davalının takip dosyasında 34 104,13 TL yasal faiz borcu bulunduğu gerekçesi ile bu kısım yönünden davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile icra takibinin devamına, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Dava, tarımsal sulama abonesi davacının kullandığı elektrik bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki kısmi itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalının ancak yasal oranda faiz ile sorumlu olduğu gerekçesi ile bu oran esas alınarak hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulüne ve yine KDV istenemeyeceği gerekçesi ile buna yönelik istemin reddine karar verilmiş ise de somut ve haklı nedenler gösterilmemiştir.
Taraflar arasında abone sözleşmesi bulunduğu ve faturaların kullanılan elektrik bedellerinin karşılığı olduğu hususları ihtilaflı değildir.
Uyuşmazlık, davalı abonenin ödemek zorunda olduğu faizin niteliği ve oranı ile KDV ile sorumlu olup-olmadığı hususlarındadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1.maddesinde, ticari faaliyet çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinin konusunu oluşturduğu; 2.maddesinin 3.bendinde, elektrik dağıtımlarının mal teslimi olduğu; 10/g maddesinde ise, elektrik enerjisi dağıtım veya kullanımlarında, bunların bedellerinin tahakkuk ettirilmesinin vergiyi doğuran olay olduğu açıklanmıştır. Bu nedenle davalı tarafın davacı idare tarafından sunulan elektrik enerjisinden yararlandığı gözetildiğinde, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu"na göre KDV matrahına dahil olan enerji dağıtım hizmet bedelinin KDV"sinden ve sair vergilerden sorumlu olacağı kuşkusuzdur.
Diğer yandan, HMK"nun 266.maddesi gereğince ancak çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşüne başvurulur. Hakim kendisinin sahip bulunmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurur. Bu nedenle bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında özel ve teknik bilgiye sahip, başka bir deyişle o konuda uzman olması gerekir. Teknik konularda mutlaka teknik öğrenim görmüş olan mimar, mühendis, hesap bilirkişisi gibi kişiler bilirkişi olarak seçilmelidir.
Somut olayda elektrik bedelinin tespiti yönünden avukat bilirkişiden rapor alınmıştır. Tahakkuk dönemlerinde yürürlükte olan yönetmelik ve sözleşme hükümlerine göre her bir fatura dönemi için ayrı ayrı denetime elverişili değerlendirme ve hesaplama yapılmamıştır. Avukat, elektrik bedeli konusunda rapor hazırlamaya ehil ve yeterli olmadığından, avukat bilirkişinin raporuna dayanılarak hüküm tesisi mümkün değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında uzman bilirkişiye verilmesi, davacının davalı taraftan isteyebileceği takibe konu ve itiraza uğramayan asıl alacağın, gecikme zammı ve gecikme zammının KDV sinden oluşan bedelin, tahakkuk tarihleri dikkate alınarak Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği ve sözleşme hükümlerine göre her bir fatura dönemi için ayrı ayrı hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınması, davacının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.