9. Hukuk Dairesi 2016/356 E. , 2016/21823 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 30 işçiden fazla istihdam eden davalı şirket nezdinde 01.08.2011 tarihinden itibaren teknik bakım sorumlusu olarak çalışmaya başladığını, davalı fabrikanın tatilde olduğu yaz döneminde Ağustos ayında bakım çalışmasının yapılması için davalı işveren dava dışı... Grup Mühendislik Ltd. Şti. ile anlaşma yaptığını, şirket bakım çalışmasını sürdürmekteyken mesai saati içinde veya mesai saati dışında teknik bakım sorumlusu olan müvekkile ihtiyaç duyulması hallerinde davacının telefonuna ulaşıldığını, müvekkilinin zaruret halinde kendi aracıyla fabrikaya geldiğini, müvekkilin kızının rahatsızlığı olduğunu, rahatsızlığının sürdüğü 18.08.2014 Pazar günü hastanede serum takıldığı sırada müvekkilin fabrika çalışmalarını sürdüren ... şirketinin elamanı olan .... adlı şahıs tarafından cep telefonuyla arandığını, fabrikadaki ...."e (Elektrik Akım Hattı) kauçuk takılmasında bir sorun olduğunu, yapılan bakım çalışmaları esnasında yedek parça sağlayan EA şirketinin telefonu istendiğini, Pazar günü olması sebebi ile müvekkil tarafından ilgili firma yetkilisinin cep telefonu .... adlı şahsa verildiğini ve sorunun giderildiğini, daha sonra davalı şirketin İnsan Kaynaklar Müdürü ..."nun saat 15:30 sıralarında ilgili cep telefonu hattından arandığını, fabrikada yapılan bakım çalışması esnasında davacının hazır bulunmaması gerekçesiyle iş akdinin feshedildiğini bildirdiklerini, davacı istifa ettiğine dair yazı vermeye zorlandığını, istifa iradesinin geçerli olmadığını ve yasal haklarını saklı tuttuğunu belirterek, davacının iş akdinin feshinin haksız ve geçersiz olduğunun tespitine ve davacının işe iadesine, işe iade kararına rağmen davacının bir ay içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gerekli tazminat miktarının 4 aylık ücret olarak tespitine, kararın kesinleşmesine kadar olan dönem için 8 sekiz aylık ücret ve diğer hakların davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davacı işçi 19.08.2014 tarihinde şirkette emeklilik nedeniyle işten ayrılmak üzere kendi imzasını taşıyan istifa dilekçesi ile başvurduğunu, bahis konusu dilekçe ekinde yer alan yazıdan açıkça anlaşılacağı üzere davacı 15.08.2014 tarihinde ...."ya başvurduğunu ve kendisine emekliliğe hak kazandığına dair yazı verilmesini talep ettiğini, ... Başkanlığı .... Sosyal Güvenlik Merkezinin 59030154/11.709.211 sayılı ve kıdem tazminatı konulu 19.08.2014 tarihli yazısı cevabına göre, davacının 15 yıl sigortalı kalarak ve 3600 gün prim ödeyerek 1475 sayılı kanunun 14. Md. 1. Fıkrasının 5 nolu bendine göre emekli olmaya hak kazanacağını, davacının sunmuş olduğu istifa dilekçesi davacının el yazısı ile yazıldığını ve imzalandığını, net 15.278,48 TL tutarındaki kıdem tazminatının ise, işçisinin banka hesabına yatırıldığını, davacının kendi isteği ile iş yerinden ayrıldığını savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacıya tazminatlarını alamayacağı yönünde baskı kurarak emeklilik yazısı getirtip, istifa dilekçesi alarak iş akdinin davacı tarafından sona erdirildiği şeklinde bir durum oluşturmaya çalıştıkları, feshin haklı veya geçerli bir nedene dayanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca, “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” Hakkın kötüye kullanılması, kişinin hakkını objektif iyiniyet kurallarına aykırı biçimde kullanması olarak tanımlanmaktadır. Objektif iyiniyet olarak da tanımlanan ve dürüstlük kuralını düzenleyen madde, bütün hakların kullanılmasında dürüstlük kuralı çerçevesinde hareket edileceğini ve bir kimsenin başkasını zararlandırmak ya da güç duruma sokmak amacıyla haklarını kötüye kullanılmasını yasanın korumayacağını belirtmiştir.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin normatif düzenlemesi ise aynı yasanın 17 nci maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında işçinin askerlik, emeklilik nedeni ile iş sözleşmesini kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona erdirmesi yürürlükte olan 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesinde düzenlenmiştir.
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. Uygulamada en çok karşılaşılan şekli olan, işçinin ihbar ve kıdem tazminatı haklarının ödenmesi şartıyla ayrılma talebi istifa olarak değil, olsa olsa ikale (bozma sözleşmesi) yapma yönünde icap biçiminde değerlendirilmelidir. İşverenin sosyal ve ekonomik üstünlüğünü kullanarak, tazminatları ödeme koşulu, benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması halinde, gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir. İşverenin haklı fesih nedenlerine dayanarak işçiye istifa dilekçesi vermesi halinde baskı uygulaması sonucu düzenlenen istifa dilekçesine de gerçek anlamda istifa olarak değer vermek mümkün olmaz.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, feshin haklı veya geçerli bir nedene dayanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili, davacının kızının 16-17.08.2014 tarihlerinde ... Hastanesi Çocuk Acil servisinde tedavi gördüğüne ilişkin sağlık raporlarını ibraz etmiştir. Davacı vekili, davacının bu nedenle hastanede bulunduğu sırada iş yerinden arandığını, bakım çalışması nedeniyle çağrıldığını,
ancak durumu nedeniyle gidemediğini, akabinde İnsan Kaynaklar Müdürü ..."nun saat 15:30 sıralarında ilgili cep telefonu hattından arandığını, fabrikada yapılan bakım çalışması esnasında davacının hazır bulunmaması gerekçesiyle iş akdinin feshedildiğini bildirdiklerini, devamında davalı işveren yetkililerinin dikte ettirmesi nedeniyle önce ....’dan emeklilik durum dilekçesi talep ettiğini ve istifa dilekçesi düzenlemek zorunda kaldığını iddia etmiştir.
Dosyada yer alan 19.08.2014 tarihli davacının el yazısı ile düzenlediği istifa dilekçesi, davacının 19.08.2014 tarihli .... Sosyal Güvenlik merkezine yönelik düzenlediği dilekçe ve 20.08.2014 tarihli keşide ettiği ihtarnameler incelendiğinde, davacının iddialarının kendi içinde tutarlı olduğu, ancak davacı tanıklarının, davacının iradesinin zorlanarak ve baskı altına alınarak izah edilen dilekçeleri düzenlemesine neden olduğu yönünde iddiayı destekler nitelikte olmadığı, davacı tanığı E.İ.’nin de davacının iddiaya konu fesih sürecine ilişkin destekler yönde beyanının bulunmadığı, bu suretle davacının irade fesadı halini ispat edemediği, kendi isteği ile işten ayrılma iradesiyle hareket ettiği, iş sözleşmesini fesheden davacının feshin geçersizliği ve işe iade isteminde bulunamayacağı anlaşıldığından, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 110.00 TL. yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 1.800,00 TL. ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 12.12.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.