20. Hukuk Dairesi 2016/871 E. , 2017/9304 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında... köyü 594 parsel sayılı 379792,30 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden,... Yaylası niteliğiyle, parsel tutanaklarına ekli ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/232 E. - 1996/49 K. sayılı kararı ile de... Yaylası olarak sınırlandırıldığı, bu kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesince de onandıktan sonra kesinleştiğinden söz edilerek orta malı olarak tesbit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi vekili 09/03/2010 havale tarihli dilekçesiyle; ...ilçesi,... Köyüne ait Devlet Ormanlarının tahdidinin 1945 yılında 5. nolu Orman Tahdit Komisyonu tarafından 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapıldığını ve 13/12/1945 tarihinde ilan edilerek kesinleştiğini, 1945 yılında yapılan bu çalışmada 1139 hektarlık Devlet ormanının tahdidi ile beraber bu Devlet ormanına bitişik 600 hektarlık “... Fıstık çamlığı” adı altında bir özel orman sınırlandırılmasının da yapıldığını, 1980 yılında 17 nolu Orman Kadastro Komisyonunun 2 nolu ekibince 3116 sayılı Kanuna göre yapılan tahdidin aplikasyonu ve 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulamasının yapıldığını ve 12/06/1980 tarihinde ilan edildiğini, bu çalışmada 17 numaralı Orman Kadastro Komisyonunun 2 nolu ekibi tarafından 1945 yılından 5 nolu Tahdit Komisyonu tarafından 3116 sayılı Kanuna göre özel orman olarak sınırlandırılan “... Fıstık Çamlığını”; “... Devlet Ormanı” adı ile Devlet ormanı olarak sınırlandırdığını, ancak bu karara askı ilan süresi içerisinde 46 hektar yüzölçümlü eski bir tapu kaydına dayanarak 17 adet orman sınırlandırmasına itiraz davası açıldığını, bu davalarda mahkemece 46 hektar kök tapu kaydına dayanarak kabul kararı verdiğini, ancak kadastro mahkemesince verilen bu kararların incelemesinde dayanılan kök tapu kaydı alanının 46 hektar olmasına rağmen kadastro mahkemesince 197 hektarlık alanda ikinci sınırlama işleminin iptal edildiğini ancak esasında dayanılan kök tapu kayıt miktarının 46 hektar olduğunu, 1980 yılında dava açılmayan 403 hektarlık alanda Devlet ormanı olarak yapılan sınırlamanın kesinlik kazandığı ancak kadastro mahkemesi kararlarında yaklaşık-tahmini olarak alan ve sınırları belirtilen taşınmazlar hakkında verilen kararların herhangi bir teknik veri ve infaza elverişli harita ve krokiye bağlanmadığından iş bu kararların (...Kadastro Mahkemesi kararlarının) arz üzerine uygulamasının yapılamadığını, yörede 2010 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda toplam 206,8 hektarlık alanın 44 adet parsel olarak şahıslar adına fıstık çamlığı vasfıyla tespit gördüğünü, 179,6 hektar alanın 15 adet parsel olarak Hazine adına fıstıklık vasfıyla tespit gördüğünü, 37,9 hektarlık alanın 1 adet mera parseli olarak orta malı vasfıyla tespit gördüğünü, 50,7 hektarlık alanın da 5 adet parsel olarak davalıdır şerhiyle askıya çıktığını tespit ettiklerini, ancak bu bölgede kesinleşen mahkeme kararı sayısının 17 adet olduğunu ancak bu kararların kadastro ekiplerince incelenmediği ve hiç yokmuş gibi davranılarak bölgede vatandaşlar ve Hazine adına tespitler yapıldığını ancak bu tespitlerin yerine mevcut mahkeme kararları uygulanmak suretiyle çalışma yapılması gerektiğini, ... Fıstık Çamlığının 46 hektar kök tapu kaydı dışında kalan kısımlarında herhangi bir sahiplik belgesi bulunmadığı için sahipsiz fıstık çamlıklarının Devlet ormanı olduğunun tartışmasız olduğunu, ayrıca kadastro ekibi tarafından yapılan çalışmada tespiti yapılan toplam alanın 475 hektar olduğu ancak kesinleşen 3116 sayılı Kanun uygulamasında ve 1744 sayılı Kanun uygulamasında özel orman olarak ilan edilen alanın 600 hektar olduğu halde aradaki fark hakkında resmi bir açıklama yapılmadığını, 1744 uygulaması ile kesinleşen ve Devlet Ormanı olması gereken yerlerin de Hazine adına tespit gördüğünü, söz konusu alanda fıstıkçamı, kızılçam, meşe karışımı şeklinde meşçere karışıklığı da olduğunu beyanla dava konusu parselin orman sayılan yerlerden olduğu ve Devlet ormanlarının Anayasa gereğince özel ve tüzel kişiler adına tespit ve tescil edilemeyeceği gerekçesi belirtilerek dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tescili isteğiyle dava açmıştır.
Birleşen dosyada davacı Gökçağıl Köyü Tüzel Kişiliği ise taşınmazın mera niteliği ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmasını istemiştir.
Mahkemece, 1) Davacı Orman Yönetiminin açmış olduğu davanın kısmen kabulüne, dava konusu 594 sayılı parselin tesbitinin bilirkişiler Uğur Demirci, Tahsin Kerpiç ve Metin Cingöz"ün 07/05/2012 havale tarihli,...Dağı Mevkiini gösterir ölçekli haritada (E) ile gösterdikleri 4750,26 m²"lik alan yönünden iptaline, (E) ile gösterilen 4750,26 m²"lik yere... Köyünün son parsel numarası verilerek, orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, parselin geri kalan kısmının tesbit gibi... Yaylası vasfıyla orta malı olarak özel siciline kayıt ve tesciline,
2) Davacı... Köyü Tüzel kişiliğinin açmış olduğu davanın kısmen kabulüne,
a)... köyü Tüzel Kişiliğinin,... Köyü 669 nolu parsel açısından açmış olduğu davanın, fen bilirkişileri ... ve ..."ın 24/05/2012 tarihli ek raporlarındaki krokide (A) ile gösterdikleri 113.755,90 m² yönünden kabulü ile, 669 sayılı parselin belirtilen kısım yönünden kadastro tesbitinin iptaline, (A) ile gösterilen 113.755,90 m² yere ... Köyünün son parsel numarası verilerek... Yaylası vasfıyla orta malı olarak özel siciline kayıt ve tesciline,
b)... Köyü Tüzel Kişiliğinin 669 sayılı parselin kalan kısmı ile 498, 568, 581, 582, 583, 585, 586, 587, 667 ve 675 sayılı parseller ile davalı diğer parseller yönünden bu dosya ile açmış olduğu davaların reddine, mahkemenin diğer dosyalarında aleyhine dava açılan parsellerin ilgili dava dosyasında belirtilen şekilde ilgililer adına, dava açılmayan parsellerin ise tesbit tutanağında belirtilen şekilde ilgililer adına tapuya kayıt ve tesciline,
karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24/03/2014 gün ve 2014/1339 – 3407 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece uyulan bozma kararında “ Mahkemece, dava konusu taşınmazın ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/232 E. - 1996/49 Karar sayılı kesinleşen kararı ile de... Yaylası olarak sınırlandırıldığı, bu kararın krokisi içinde kalan kısım yönünden Orman Yönetiminin davasının reddine, Köy Tüzel Kişiliğinin davasının ise kabulüne karar verilmişse de; bu kararda Orman Yönetimi taraf olmadığı için, Orman Yönetimi yönünden kesin hüküm oluşturmaz ve bu karar, yönetimi bağlamayacağından, mahkemenin kabulü yerinde değildir. Orman Yönetiminin açtığı dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tesbitinin iptali ve tescile ilişkin olduğundan, mahkemece yapılacak iş, kesinleşmiş tahdit içinde kalan kısmın, orman niteliğiyle tesciline karar vermekten ibarettir.
Dosya içeriğinden, mahkemece yapılan keşif sonucu, orman ve fen bilirkişilerce kesinleşmiş tahdit haritası ile kadastro paftası çakıştırılarak düzenlenen krokide, çekişmeli taşınmazın kısmen orman tahdidi içinde kaldığı bildirilmişse de; yapılan inceleme ve araştırma
hüküm kurmaya yeterli değildir. Hükme dayanak alınan orman ve fen bilirkişisi tarafından düzenlenen krokide, O.S.308"den doğuya doğru düz hatla gitmesi gerekirken, tahdit haritasına uygun olmayacak şekilde hat çizilmiş, bilirkişilerin çizdiği krokideki orman tahdit hattı ile orman tahdit haritasındaki aynı noktalarla gösterilen orman tahdit hattı açı, uzaklık ve yön olarak birbirine benzememektedir. Mahkemece yapılan keşifte, mahalli bilirkişi yardımıyla ve orman bilirkişi tarafından tutanaklar uygulanmadığından, taşınmaz tahdit dışında mı, yoksa sonradan açma yapıldığından bir kısmı tahdit içinde mi kalmakta olduğu anlaşılamamış, rapor bu haliyle taşınmazın orman tahdidine göre konumunu belirlemede yetersiz olup, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden keşif yapılması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, Yargıtay ilamına uyulduktan sonra, davacı Orman Genel Müdürlüğünün davasının kısmen kabulüne fazlaya dair talebinin reddine,
1)Dava konusu 594 parsel için 27/07/2015 tarihinde tanzim edilen bilirkişi ortak raporda “E” ile işaretli, 231,19 m² hesaplanan yerin orman sayılan yer olduğunun kabulüne, bu kısmın 594 parselden ifrazı ile adanın son parseli olarak orman niteliği ile Maliye Hazinesi adına tespit ve tesciline,
2) Dava konusu 594 parselden ifrazına karar verilen [E= 231,19m²] alan ve miktarları çıktıktan sonra 594 parsel sayılı taşınmazın; değişen alan ve miktarı ile tespit gibi “Yayla” niteliğiyle orta malı olarak sınırlandırılmasına, mera özel siciline kaydına,
3) Davalı karşı davacı ... Belediye Başkanlığının 594 parsele yönelik açtığı dava sebebiyle karar vermeye yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 13.12.1945 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu; daha sonra 1980 yılında yapılıp, 12.06.1980 tarihinde ilan edilen aplikasyon, 4785 sayılı Kanun hükümlerine göre devletleşen orman alanlarının kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması vardır.
1) Davalı Hazine vekilinin dava konusu taşınmazın “E” ile işaretli bölümüne ilişkin temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada dava konusu taşınmazın “E” ile işaretli bölümünün orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı Orman Yönetimi vekilinin dava konusu taşınmazın “E” ile işaretli bölümü dışında kalan kısmına ilişkin temyiz itirazları yönünden ise;
Mahkemece dava konusu 594 parselden ifrazına karar verilen [E= 231,19m²] alan ve miktarları çıktıktan sonra 594 parsel sayılı taşınmazın; değişen alan ve miktarı ile tespit gibi “Yayla” niteliğiyle orta malı olarak sınırlandırılmasına, mera özel siciline kaydına karar verilmişse de mahkemece ulaşılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; davacı Orman Yönetimi davasını kesinleşmiş tahdite dayalı olarak açtığına göre mahkemenin kesinleşen orman kadastro sınırını dikkate alıp karar vermesi gerekir. Dosya kapsamında yer alan 12.06.1980 tarihinde ilan edilen aplikasyon, 4785 sayılı Kanun hükümlerine göre devletleşen orman alanlarının kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulamasına ilişkin çalışma tutanaklarının incelenmesinde dava konusu edilen taşınmazın temyize konu bölümünü ilgilendiren “8 nolu orman sınır noktası: 7/256 nolu orman sınır noktasından itibaren doğru hatla kuzey doğuya gidilerek 8 nolu orman
sınır noktasına gelindi. Hattın solu... yaylası, hattın sağı devlet ormanı sahasıdır. Nokta:...tepesinin üzerinde nirenginin kenarında sağlam ve sabit bir kayaya yazılarak tesis edildi. 9/308 nolu orman sınır noktası: 8 nolu orman sınır noktasından itibaren doğru hatla batı güneye gidilerek 9/308 nolu orman sınır noktasına gelindi.Hattın solu... yaylası, hattın sağı devlet ormanı sahasıdır. Nokta:... yaylası mevkiinde yayla açıklığının batı kuzeyinde sağlam ve sabit bir kayaya yazılarak tesis edildi. 10/325 nolu orman sınır noktası: 9/308 nolu orman sınır noktasından itibaren doğru hatla batıya gidilerek 10/325 nolu orman sınır noktasına gelindi. Hattın solu ve sağı devlet ormanı sahasıdır. Nokta: dibek deresi mecraında sağlam ve sabit bir kayaya yazılarak tesis edildi.” şeklinde rapörlenmiş olup 27/05/2015 tarihinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen 27/07/2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda bu hat yeşil kesik çizgiler ile gösterilmiştir.
1980 yılında yapılan çalışmaya ilişkin çalışma tutanaklarına göre OS 8"den başlayan OS 9/308 ve OS 10/325"e doğru ilerleyen ve bilirkişi heyetinin raporuna yansıyan hattın bir tarafı Devlet ormanı sınırları içinde, devletleştirilen yer olup taşınmaz kısmen tahdit içinde bırakıldığına göre Orman Yönetiminin taşınmazın orman sınırları içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescili talebiyle açtığı davasının tahdit içinde kalan kısma yönelik olarak kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle delillerin yanlış taktiri ile yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde gösterilen nedenlerle; davalı Hazine vekilinin dava konusu taşınmazın “E” ile işaretli bölümüne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
2) İki numaralı bentde gösterilen nedenlerle; davacı Orman Yönetimi vekilinin dava konusu taşınmazın “E” ile işaretli bölümü dışında kalan kısmına ilişkin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/11/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.