20. Hukuk Dairesi 2017/7217 E. , 2020/399 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... (...) köyü 108 ada 1 parsel sayılı 141 hektar 2845 m2 yüzölçmündeki taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı 11/02/2008 tarihli kadastro mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesi ile birlikte Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığınca kendileri yararına yapılan kamulaştırmada üçüncü kişilerden kamulaştırılan ve Kemaliye Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/12/1987 tarih ve 1987/18-89, 1987/19-87, 1987/20-88 sayılı dosyaları ile kamulaştırmanın konusu olan taşınmazların müvekkili olduğu şirket adına tapuya tescillerine karar verildiğini, bir kısım taşınmazların ise zilyetliğin devri senetleriyle zilyetlerinden alındığını ancak bütün bu taşınmazların 108 ada 1 parsel sayısı ile davalı kurumlar adına orman niteliğiyle tesbit edildiğini, tesbitin iptalini ve şirketleri adına tapuya tescilini talep ve dava etmiştir.
Kadastro mahkemesince davanın görev nedeniyle reddine karar verilmiş, hükmün davacı şirket tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/04/2010 tarih 2010/2061-4752 E.-K. sayılı ilamı ile “Yörede 6831 sayılı Yasanın 7 ila 11. maddesi hükümlerine göre yapılmış bir orman kadastrosu bulunmayıp, orman sınırlarının 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4/3 maddesi gereğince kadastro ekibince belirlendiği, 3402 sayılı Yasanın 12. maddesi gereğince 31.12.2007 ila 30.1.2008 tarihleri arasında yapılan askı ilanı geçtikten sonra 11.02.2008 tarihinde dava açıldığı, kadastro mahkemesinin 3402 sayılı Yasanın 12. maddesi gereğince yapılan askı ilanında açılan davalarda görevli olduğu gözetilerek davanın görev nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı” gerekçesiyle karar onanmış, dosya yetkili ve görevli asliye hukuk mahkemesine gelerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu ilgili kamulaştırma planının sayısallaştırılmış ITRF-96 koordine değerlerine dönüştürülmüş şeklinin kamulaştırma kararı alan ve kamulaştırma yapan ilgili idareye başvurmak suretiyle ilgili kamulaştırma planının sayısallaştırılmış ITRF-96 koordine değerlerini ilgili idareye onaylatması için bir sonraki celseye kadar kesin ihtaratlı süre verildiği ve aksi halde açılan iş bu davanın sübut bulmadığından reddedileceğinin ihtar edildiği, ancak davacıya defaten yapılan bu ihtar neticesinde dosyadaki bu eksiklik ikmal edilmediği ve dosyanın 6 yıldır sürüncemede kaldığı gerekçesiyle açılan iş bu davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamış orman sınırları 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre kadastro ekibince belirlenmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 27/04/2016 tarihli son celseye davacı vekilinin mazeret dilekçesi sunmuş olduğu, mahkemece davacı vekilinin mazeret talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmeden açılan davanın subut bulmadığından reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin mazeret talebinin kabulü halinde yeni duruşma günü verilmesi, talebin reddedilmesi halinde ise dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken anılan gerekçe ile davanın subut bulmadığından reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde iadesine 03/02/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.