Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/20789
Karar No: 2014/5908
Karar Tarihi: 14.04.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/20789 Esas 2014/5908 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2013/20789 E.  ,  2014/5908 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 09/07/2013
    NUMARASI : 2010/477-2013/374

    Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı M.. A.."ün müvekkilinden 85.976.000.-TL para alarak davaya konu adresteki binanın 3-4 ve 5 nolu dairelerini yaptırdığını, devamı süreçte de müvekkiline ait parayla yaptırmış olduğu daireler için kendisine verilmiş olan bedelleri iade etmemesi üzerine taraflar arasında 18.12.1991 tarihli belgenin imzalandığını, bu belgede 3-4 ve 5 nolu dairelerin müvekkilinin ödediği paralarla yapıldığı ve davalının vefatı halinde dahi diğer mirasçıların bu dairelerden hak iddia etmemesi hususunun belirtildiğini, ancak mevcut durumda söz konusu 3-4 ve 5 nolu daireler ile ilgili olarak kat irtifakı kurulması mümkün olmadığı için dairelerin devredilemediği; davalının ödenmiş olan bedelleri de müvekkiline iade etmeye yanaşmadığını belirterek, davalının müvekkilinden aldığı para ile tamamladığı ve davaya konu binada bulunan 3-4 ve 5 nolu dairelerin yapılacak bilirkişi incelemesi ile bedelleri karşılığı olmak ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 60.000,00.-TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile 60.000,00.-TL olarak talep edilen alacak miktarını 210.480,00-TL olarak ıslah etmiş olduğu anlaşılmaktadır.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın usulden reddi gerektiğini, davacının müvekkiline 85.976,00.-TL değil sadece 750.-Mark verdiğini, bunun da zamanaşımına uğradığını, düzenlenen belgenin müvekkili tarafından hiç okunmadan imzalandığını belirterek, davanın tümden reddini istemiştir.
    Yargılama sırasında davalının 08.09.2011 tarihinde vefat etmiş olduğu ve İzmir 8.Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2011/1147 Esas, sayılı veraset ilamında belirtilen mirasçıların davaya dahil edildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 210.480,00.-TL"nin borçlu muris M.. A.."ün veraset ilamı ve D.. A.."a ait veraset ilamındaki hisselerine düşen miktarlar üzerinden davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (39.465,00.-TL"si davalı murisin veraset ilamına göre davacının kendi hissesine düşmektedir.) ödenecek miktarlara dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, karar verilmiştir. Hüküm, davalı E.. A.. ve D.. A.. mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
    Davada, dava konusu dairelerin devrine dair 18.12.1991 tarihli sözleşme taşınmazın tapuda kayıtlı olması halinde resmi biçimde yapılmadığından MK"nun 634.maddesi, TMK"nun 706.maddesi, BK."nun 213.maddesi ve Tapulama Kanununun 26.maddesi uyarınca geçersiz olduğunun kabulü gerekir. O nedenle, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflara hak ve borç doğurmadığından taraflar geçersiz sözleşme uyarınca verdiklerini karşı taraftan isteyebilirler.
    Somut olayda, davacı tarafından dava konusu 3, 4 ve 5 nolu dairelerin imalat ve tamamlanma bedeli olarak davalıya ödenen paranın yapılacak bilirkişi incelemesiyle günümüz koşullarındaki değerinin belirlenerek tarafına ödenmesi talep edilmiş olmasına rağmen, mahkemece, dava konusu dairelerin dava tarihindeki arsa payı dahil edilmek suretiyle rayiç değeri üzerinden davanın kabulü cihetine gidilmiştir.
    Ancak, ülkemizde yaşanan enflasyonun uzun yıllardan beri yüksek oranda seyretmesi nedeniyle paranın değer kaybı, bununla ters orantılı olarak devamlı düşmekte olduğundan paranın verildiği tarihteki alım gücü ile iade tarihindeki alım gücü çok farklı ve adaleti denkleştirmeyecek oranda azdır. Bu nedenle, hukuken geçersiz sözleşmeler sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı gözardı edilmemelidir.
    HUMK.nun 275 ve onu izleyen (yeni HMK.266 md.) maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerekir. Ancak, bilirkişi seçimi yapılırken düşüncesine başvurulacak kişi veya kişilerin özel ve teknik bilgilerinin yeterli olup olmadığı üzerinde durulması gerekir. Mahkemenin hükmüne esas aldığı raporu düzenleyen bilirkişi inşaat mühendisi olup, bu konuda uzman olmadığından, raporuna itibar edilemez. O halde, mahkemece bu konuda uzman hesap bilirkişinin görüşüne başvurularak yeniden rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
    Hal böyle olunca mahkemece; davacı tarafça ödenen bedelin enflasyon, üretici ve tüketici fiyatları endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle dava tarihi itibariyle ulaşacağı alım gücünün yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında uzman bilirkişiden nedenlerini açıklayıcı, Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlemesi ve bu miktara hükmedilmesi gerekirken, dava konusu dairelerin dava tarihindeki arsa payı dahil edilmek suretiyle rayiç değeri üzerinden yapılan hesaplamaya dayanan yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi