14. Hukuk Dairesi 2016/17494 E. , 2017/2471 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 19.04.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı... İnşaat Taahhüt ve Turizm Ticaret Limited Şirketi vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 28.03.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. .... ile karşı taraftan davacılar vekili Av.... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R
Davacılar vekili 19.04.2013 tarihli dilekçesi ile 15 parsel bahçeli kagir apartman niteliğindeki ana taşınmazın, zemin kat 10/92 arsa paylı 1 nolu bağımsız bölümünün 2/4 payının davacı ..., 1/4 payının davacı ..., 1/4 payının da ... adına kayıtlı iken,..."nun taşınmazın 1/4 payını 04.03.2013 tarih, 5993 yevmiye nolu resmi senet ile 175.000,00 TL bedelle davalıya sattığını, satışın 10.04.2013 tarihinde noterden tebliğ edildiğini, bedelde muvazaa yapıldığını, bu nedenle gerçek satış bedeli olan 100.000,00 TL ve satış masraflarını mahkemeye depo etmeleri karşılığında davalı adına olan 1/4 payın iptali ile payları oranında önalım hakkına dayalı olarak davacılar adına tescilini istemiştir.
Davalı vekili, davacılar ile taşınmazın tamamının satışı için 675.000,00 TL. bedel ile anlaşmış olduklarını, ancak taşınmazın değerinin 900.000,00 TL olduğunu ileri sürerek satıştan vazgeçtiklerini, satıcı ..."nun 1/4 pay bedeli olan 175.000 TL"yi ..., ... Şubesinde hamiline ve emrine verilmek üzere banka vasıtası ile ödediğini, şirket resmi vergi defterine satış bedelinin işlendiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 21.02.2014 tarihli ve 12.02.2015 tarihlerinde yapılan keşifler sonucu birbirleriyle örtüşen bilirkişi raporlarına göre bedelde muvazaa iddiasının ispat edilmesi nedeniyle davanın kabulüne, depo edilen 115.000,00 TL önalım bedelinin davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu 401 ada 15 parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın zemin katındaki 1 numaralı dairenin 1/4 payının 04.03.2013 tarihinde 175.000,00 TL bedelle davalıya satıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, önalım hakkına engel olmak için çekişme konusu payın değerinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Davacı, satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabilir. Duruşma sırasında dinlenen davacı tanıklarının satış bedeli ve ne şekilde ödendiği konusunda somut bilgisi yoktur. Davalı tanığı ise 21.02.2014 tarihli keşifteki beyanında tapudaki satış bedelinin gerçek olduğunu belirtmiştir. Mahkemece hükme esas alınan ve her iki keşif sonucu düzenlenen bilirkişi kurulu raporlarında, dava konusu payın dava tarihinde 112.500,00 TL değerinde olduğu tespit edilmiş, bu bedel önalım bedeli olarak kabul edilerek masraflar ile birlikte davacıya depo ettirilmiştir. Keşifle belirlenen bedel, bedelde muvazaa iddiasını tek başına kanıtlamaya yeterli olmayıp davacının diğer delillerini doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Dolayısıyla, davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır. Bu nedenle, mahkemece TMK’nın 734. maddesi uyarınca dava konusu payın 04.03.2013 tarihli 5993 yevmiye nolu resmi senetteki satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan önalım bedelinin hükümden önce belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için davacıya süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulü doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.