Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında başlatılan ilamsız takipte borçlu vekili yasal süre içerisinde borca itiraz etmiş ve vekaletnamesini bilahare ibraz edeceğini belirterek süre talep etmiş, icra müdürlüğünce borçlu vekilinin talebi doğrultusunda kendisine vekaletnamesini ibraz etmek üzere süre verildiği görülmüştür.
Alacaklı vekili icra mahkemesine başvurusunda, borçlu vekilinin vekaletnamesini icra dosyasına ibraz etmemesi nedeniyle itirazın yok sayılmasını talep etmiş, mahkemece yapılan yargılamada borçlu vekiline vekaletnamesini ibraz etmek üzere süre verilmiş, verilen süreye rağmen borçlu vekili vekaletnamesini ibraz etmediğinden şikayetin kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemece borçlu vekiline çıkartılan ihtarlı davetiyenin 14.04.2010 tarihinde borçlu vekiline tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ise 1 gün sonra 15.04.2010 tarihinde  Çarşamba İcra Mahkemesi aracılığıyla vekaletnamesini gönderdiği anlaşıldığından bu durumda, yasal sürede vekaletnamenin dosyaya sunulduğunun kabulü zorunlu olup, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29/03/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.