14. Hukuk Dairesi 2017/93 E. , 2017/2527 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davası sonucunda mahkemece verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, yerel mahkemece verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası, 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununa eklenen Geçici 4. maddenin ikinci fıkrası uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 19.09.2014 tarihli ve 2013/21910 E. 2014/16475 sayılı Kararı ile yerel mahkemenin 08/05/2012 tarihli ve 2010/89-2012/204 sayılı hükmünün bozulmasına karar verilmiş ve mahkeme 24.11.2015 tarihli ve 155-412. sayılı Kararıyla ilk hükmünde direnmiştir.
Direnme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde, davacıların mirasbırakanı ... ölüm tarihinin 27.02.2008 olduğunu, .... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2008/265 Esas, 2008/887 Karar sayılı mirasçılık belgesiyle davacıların yasal mirasçı olduklarını, mirasbırakanın alzheimer hastası olduğunu, davalı ile mirasbırakanın müşterek hesap sahibi oldukları bir kısım hesaplardaki hesap hareketleri incelendiğinde 120.000 EURO bedelindeki nakit akışının olduğu ve paranın davalı tarafından mirasbırakanın vefatı öncesinde ve sonrasında çekildiğini, bu para üzerindeki tasarruf yetkisinin mirasbırakanın vefatı öncesinde davalıya verildiğini, davalının mirasbırakana ait tasarruf üzerinde kendi lehine kazanımda bulunarak terekenin azalmasına neden olduğunu ileri sürerek davalının ve mirasbırakanın bankalarda mevcut olan hesap hareketlerinin detaylı bir şekilde bilirkişi incelemesi yoluyla belirlenmesi terekeye iadesine ecrimisil ve fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, davalının anılan tasarruflar nedeniyle haksız zenginleşmesi sonucunda elde ettiği menfaatlerin davacıların miras payı oranında yasal faizleriyle birlikte davacılara ödenmesine, alacak haklarının tamamına yasal faiz işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabında, müteveffanın eşcinsel olması nedeniyle mirasçısı olduğunu iddia eden davacılar tarafından dışlanarak yalnızlığa mahkum edildiğini, müteveffanın temyiz kudretinden yoksun kaldığı iddiasının tamamen hayal ürünü olup aksine ölümüne kadar şuuru yerinde temyiz kudretini haiz bir kişi olarak yaşadığını, kendisinin müteveffanın her türlü ihtiyacı için yardımına koştuğunu, bu amaçla bankada müşterek hesaplarının bulunduğunu, haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, mirasbırakan tarafından davalıya yapılmış karşılıksız bir tasarruf bulunmadığı, davacıların saklı paylı mirasçılar olmadıkları, bu durumda ortada bir tasarruf bulunmadığından muvazaa nedeniyle iptalinin söz konusu olamayacağı, davalının adına olup dava konusu edilen taşınmazların mirasbırakanın parasıyla alındığı iddiasının tenkis davasının konusu olduğu, davacıların saklı payları bulunmadığından, tenkis davası açma hakları bulunmadığı, Medeni Yasa"nın 669. maddesine dayalı mirasta denkleştirme davasının konusunun ise mirasbırakanın sağlığında, mirasçıya karşılıksız yaptığı kazandırmalar olduğu, taşınmazlar muristen değil üçüncü kişiden alınmış bulunduğundan, banka kayıtları davalı ile mirasbırakan adına müşterek hesap olduğundan ve mirasta iadeye tabi bulunduğu davacı tarafından kanıtlanamadığı gibi başka mirasçılar tarafından davalı aleyhine açılmış bulunan 2010/75 Esas 2012/203 Karar sayılı dosyada verilen karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesi"nin 2014/7197 Esas, 2014/10719 Karar sayılı ilamıyla onandığından davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 19.09.2014 tarihli ve 2013/21910 E. 2014/16475 K sayılı bozma ilamında, eksik inceleme ve araştırma gerekçe gösterilerek karar bozulmuştur.
Mahkeme, önceki kararında gösterdiği gerekçeyle direnmiştir.
Direnme kararı Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş ise de 24/11/2016 tarihinde kabul edilen 6763 tarihli Kanunla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununa eklenen Geçici 4. maddenin ikinci fıkrası uyarınca, incelenmek üzere Dairemize gönderilmiştir.
Direnme kararının Dairemizce incelenmesi üzerine, her ne kadar 8.Hukuk Dairesinin 19.9.2014tarihli bozma kararında, eksik inceleme nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de diğer mirasçıların aynı hukuki nedene dayanarak açtıkları dava 2. AHM. 2010/75E. 2012/203 sayılı Kararı ile reddedilmiş, Yargıtay 2. HD tarafından onanarak kesinleşmiştir. Bu karar eldeki dava için güçlü delil teşkil eder. Diğer taraftan mahkeme gerekçesinde belirtilen nedenlerle davanın ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Açıklanan bu sebeplerle bozma kararımızın yanılgılı değerlendirmelere dayandığı ve mahkemenin direnme kararının yerinde olduğu sonucuna varılmış, onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
30.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.