20. Hukuk Dairesi 2016/5612 E. , 2017/9337 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde tapuda davalı adına kayıtlı bulunan ve kesinleşen orman sınırları içerisinde kalan dava konusu ...ili, ... ilçesi ... köyü 109 ada 35 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi kapsamında yapılan çalışmaları sonucunda, kesinleşmiş orman sınırlarına tecavüz edildiğini tespit edildiğini, dava konusu taşınmazın dava dilekçesine ek krokide gösterilen bölümünün kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kaldığını ileri sürerek, davalıların müdahalesinin men"i ile taşınmazın dava dilekçesine ek krokide gösterilen bölümünün orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu davacının davasının kabulü ile ...ili, ... ilçesi, ... köyü 109 ada 35 parsel sayılı taşınmazın 20.07.1965 tarihinde kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalmakla orman sayılan yerlerden olduğu halde 22.08.1984 tarihinde genel arazi kadastrosu sırasında tarla olarak kadastro tesbiti yapılmış ise de orman sayılan yerlerin tapu ya da zilliyetlik yolu ile kazanımı mümkün olmadığından davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline, karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil ve müdahalenin men’i istemine ilişkindir.
Yörede orman tahdit çalışmaları 6831 sayılı Kanun kapsamında yapılmış olup 20/07/1964 tarihinde ilân edilmek suretiyle 20/07/1965 tarihinde kesinleşmiş, ayrıca 6831 sayılı Orman Kanununun 1744 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi kapsamında yapılan uygulama çalışmaları 1976 yılında yapılmış, daha sonra 2896 sayılı Kanuna göre yapılan aplikasyon ve 2/B çalışması, 1988 tarihinde 3302 ve 3373 sayılı Kanunlara göre yapılarak kesinleşen sınırlama dışı kalmış ormanların kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır. Taşınmazın ilk tesis kadastrosu ise 1987 yılında yapılmıştır.
1) Davalı vekilinin 109 ada 35 parsel parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları bakımından;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın 1964 yılında yapılarak 1965 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davalı vekilinin müdahalenin men"ine ve harca ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı Orman Yönetimi dava dilekçesinde çekişmeli taşınmazın tahdit içinde kalan kısmının tapu kaydının iptali ile birlikte, davalının taşınmaza müdahalesinin men"i ve kal"ini de talep etmiştir. Mahkemece davacı Orman Yönetiminin men"i müdahale ve kal talepleri yönünden olumlu ve olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir.
Ayrıca, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince, davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği gibi, harcın davalıdan alınmasına karar verilmesi de usûl ve kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin 109 ada 35 parsel parsel sayılı taşınmaza yönünelik temyiz itirazları yönünden hükmün ONANMASINA,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin müdahalenin men"ine ve harca ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 13/11/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.