20. Hukuk Dairesi 2016/5622 E. , 2017/9339 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi 02/03/2012 havale tarihli dava dilekçesi ile ... ili, ... ilçesi, Yukarı ... mahallesinde 5493 sayılı Tapulama Kanununun 8. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4. maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesine göre yapılan çalışmalar sonucunda Hazine adına orman dışına çıkarılan yerlerde yapılan kadastro çalışmalarının kontrol işlemleri ve askı ilan itirazları ile ilgili olarak idarelerince yapılan inceleme sonucunda; ... Kadastro Müdürlüğünün 31/01/2012 tarih ve 376 sayılı Askı İlanı Cetvelinde; Hazine adına kayıtlı, cinsi "bahçe" olarak belirtilen askı ilanının "M.Gayrı ayni haklar, şerhler, beyanlar, rehinler hanesinde kullanıcıların ad ve soyadları yazılı olan 5479 parsel nolu taşınmazın ormancılık tekniği ve orman mevzuatı çerçevesinde kısmen ve tamamen eylemli orman (ağaçlık) olması nedeniyle yapılan tespite itiraz ettiklerini, ormanların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, tapu, zaman aşımı zilyetlik, imar ve ihya yoluyla kazanılma olanağının bulunmadığını, bu hükmün Anayasa ile güvence altına alındığını beyanla, dava konusu 5479 parsel sayılı taşınmazla ilgili kadastro tespitine itirazlarının kabulü ile eylemli orman (ağaçlık) olarak kabulüne yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi istemiyle kadastro mahkemesine dava açmıştır.
... Kadastro Mahkemesince, dava konusu 5479 sayılı parsele ilişkin askı ilan cetvelleri ve askı cetvel ilan tutanağının incelenmesinde; taşınmazların 31/01/2012 tarihinde askı ilanına çıktığı ve 6100 sayılı HMK"nın 92. ve devamı maddeleri ile kadastro ilanları hakkındaki yönetmeliğin 9. maddesi hükmüne göre 30 günlük hak düşürücü sürenin hesaplanmasında tutanağın askıya çıkarıldığı gün hesaba katılmayarak 30 günlük dava açma süresinin 01/02/2012 tarihinde başlamış olduğu, 01/03/2012 tarihi mesai bitiminde sürenin dolduğu, davacının davasını 02/03/2012 tarihinde açtığı anlaşıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
... Asliye Hukuk Mahkemesince, mahkemece yapılan yargılama sonucu; toplanan deliller, mahallinde icra edilen keşif, aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile dava konusu taşınmazın 31/12/1981 tarihinden evvel bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybettiği, orman sınırları dışına çıkarılarak bahçe vasfıyla kullanıldığından kullanıcıları beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle Hazine adına tapuya tescil edildiği, taşınmazın eylemli orman vasfında bulunmadığı ve tapu kaydında bahçe olarak belirtilen niteliğinin fiili durumla örtüştüğü yönünde tam bir vicdani kanaate varılarak, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
3402 sayılı Kanunun 27/1. maddesi hükmüne göre, “mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar kadastro mahkemesine re’sen devrolunur.” Aynı Kanunun 26/son maddesi hükmüne göre de, “Kadastro mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar.”
Somut olayda, uyuşmazlık konusu ... ili, ... ilçesi, Yukarı ... mahallesi 5479 parsel sayılı taşınmaz hakkında yapılan kadastro tespitinin 01/02/2012 - 01/03/2012 tarihleri arasında askı ilânına çıkarıldığı, eldeki davanın ise askı ilân tarihinden sonra 02/03/2012 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilânı süresinin geçmiş olduğu" açıklandığı; ancak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilânı süresinin geçmemiş olduğu anlaşıldığına göre, uyuşmazlığı çözme görevi kadastro mahkemesine aittir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilmesi de zorunludur.
Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlık hakkında görevsizlikle dava dosyasının kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer konuların incelenmesine yer olmadığına 13/11/2017 günü oybirliği ile karar verildi.