Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5756
Karar No: 2017/9340

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/5756 Esas 2017/9340 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, 1817 parsel sayılı taşınmazın asıl sahibi olduğunu iddia ederek tescil talebinde bulunmuştur. Mahkeme, dava konusu taşınmazın Hazine adına tescil edilmesine karar vermiştir. Ancak, taşınmaz üzerindeki zeytinlerin davacıya ait olduğu da tutanağın beyanlar hanesine şerh verilmiştir. Kararın gerekçeli kısmında, bu husus hakkında bir hüküm yer almamıştır ve bu nedenle çelişki oluşmuştur. İçtihadı birleştirme kararına göre, tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar uyumlu olmalıdır. Çelişki olduğu takdirde, kararın bu sebeple bozulması gerekmektedir. Bu nedenle, davacı gerçek kişi ve davalı hazine vekillerinin temyiz itirazları kabul edilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 3116 sayılı Kanun
- 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması
- 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması
- 3-3402 sayılı yasanın 19. maddesi
- HMK. madde 298/2
20. Hukuk Dairesi         2016/5756 E.  ,  2017/9340 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi ve davalı Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:


    K A R A R


    2013 yılında yapılan kadastro sırasında ... ilçesi, ... köyünde bulunan 1817 parsel sayılı taşınmaz 621,10 m2 yüzölçümü çalılık vasfı ile senetsizden, Hazine adına tespit edilmiştir.
    Davacı, 17/01/2014 tarihli dava dilekçesiyle, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 1817 parsel sayılı taşınmazın asıl sahibinin kendisi olduğunu iddiasıyla parselin adına kaydedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemesince, dava konusu ... ilçesi, ... mahallesi, ... mevki 1817 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davacının tescil talebinin reddine, dava konusu ... ilçesi, ... mahallesi, ... mevki 1817 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin nitelik bakımından iptaline, tutanağın diğer hanelerindeki kayıt ve tespitleri aynı kalmak suretiyle zeytinlik vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm, davacı gerçek kişi ve davalı Hazine vekili tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraz ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1978 tarihinde ilan edilip kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması ve 1989 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması vardır.
    Mahkemenin 24/02/2016 tarihli kısa kararında, [3-3402 sayılı yasanın 19. maddesi uyarınca taşınmaz üzerindeki zeytinlerin davacı 27634351506 TC kimlik nolu ... adına ait olduğunu tutanağın beyanlar hanesine şerh verilmesine,] denilerek karar verilerek hüküm kuruluduğu, ancak, gerekçeli kararda ise taşınmaz üzerindeki zeytinlerin davacı ... adına ait olduğunu tutanağın beyanlar hanesine şerh verilmesi hakkında bir hüküm kurulmamış olduğu ve bu şekilde, kısa kararla gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmaktadır.
    Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (HMK. madde 298/2). Asıl olan duruşma tutanağına yazılıp taraflara tefhim olunan karardır. Tefhim ile birlikte yargılamadan elini çekmiş olan hâkim tefhim ettiği kararı taraflara tebliğ etmek durumundadır. Sonradan yazılan gerekçeli kararın kısa karara uygun olması zorunludur. 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas ve 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, tefhim edilen kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasının gerektiği öngörülmüştür. Asıl talepler bakımından kısa kararda hükmedilmeyen bir hak ve yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmış olması veya tersi bir durumun çelişki teşkil etmediğini söylemek olanaklı değildir. İçtihadı birleştirme kararında; çelişkinin varlığı tesbit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu sebeple bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Bu sebeple, mahkemece bozmadan önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak suretiyle bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişi ve davalı Hazine vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/11/2017 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi