1. Hukuk Dairesi 2015/17540 E. , 2018/14246 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-TENKİS
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakanlarının, 12, 122, 140, 141(4/5 payı), 290, 292, 297, 116, 451 ve 205 ada 9 parsel sayılı taşınmazlarının, bir kısmını satış, bir kısmını ölünceye kadar bakma akdi ve hibe ile davalılara mal kaçırmak amacıyla temlik ettiğini ileri sürerek tapu iptali ile tescil, olmazsa tenkis isteminde bulunmuşlar, birleşen davada mirasbırakan tarafından davalı ...’e devredilen taşınmazlar bakımından aynı iddialarla muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil istemişlerdir.
Davalılar, mirasbırakanın ölünceye kadar davalı kızı ...’in yanında kaldığını, bu nedenle ölünceye kadar bakma şartı ile yapılan tasarrufların iptal veya tenkisinin istenemeyeceğini satış yolu ile yapılan temliklerin de mirasbırakanın ihtiyacı sebebiyle yapıldığını, satış bedellerinin de ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın kısmen kabulüne dair olarak verilen karar Dairece “eksik araştırma ile karar verilmesi doğru değildir” gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece verilen direnme hükmü Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca; “yerel mahkemece yapılacak iş; 1-Davacılardan ..."ın dava dışı 95 parsel sayılı taşınmazı bedelsiz aldığı kanıtlanamadığından, talepleri konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, 2-Davalılardan..."a temlik edilen ölünceye kadar bakma akdine konu 9, 122 ve 290 parsel sayılı taşınmazların temlikinin ivaz karşılığı olduğu anlaşıldığından, çekişmeli parseller yönünden tenkis isteğinin reddine karar verilmesi, 3-Davalı ..."e satış suretiyle temlik edilen 12, 292 ve 297 parsellere ilişkin tenkis isteğinin de yukarıda açıklanan gerekçelerle reddine karar verilmesi, 4-Davalı ..."e hibe edilen ve O"nun tarafından diğer davalı ..."a satış suretiyle temlik edilen 116, 451, 140, 141 parsel (4/5 payı) sayılı taşınmazlar yönünden ise tenkis incelemesi yapılarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekir” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, Hukuk Genel Kurulu bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın Dairece ‘’...Dosya kapsamı ile, davacı ...’in saklı payını almadığı açık olup, anılan davacıya da saklı payının verilmesi gerekeceğinde kuşku yoktur. Diğer taraftan, miras bırakan İbrahim’in adına kayıtlı 1174 parsel sayılı taşınmazı ile kendisinden önce ölen eşi ... adına kayıtlı 96 ve 1639 parsel sayılı taşınmazlardan intikal eden miras payı bulunduğu halde temlik dışı tereke olmadığı kabul edilerek hatalı tenkis bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiş olması isabetsizdir. Öte yandan, davalılar tercih haklarını Türk Medeni Yasasının 564. maddesi
hükmü uyarınca ayın olarak verme şeklinde kullandıkları halde, mahkemece sabit tenkis oranına göre davacıların saklı payı hesap edilerek iptal ve tescile karar verilmiş olması da doğru değildir. Zira, davalılar tercihlerini ayın verme yönünde kullandıklarına göre, taşınmazların mülkiyetinin davacılara bırakılması ve davacıların davalılara bedel ödemesi yasal koşul olduğu halde mahkemece bu hususun gözetilmemiş olması da yanlıştır. Kabule göre de, davanın kısmen reddine karar verildiği halde davalılar yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olması da doğru değildir.’’ gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde tenkis isteği bakımından davanın kabulüne, bir kısım dava konusu taşınmaz ve birleşen dava yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde ve özellikle, hükmüne uyulan bozma ilamı gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
Davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazına gelince;
Asıl dava, 2.000.000.000-ETL değer gösterilmek suretiyle açılmış, yargılama sırasında toplam 188.435-TL değer üzerinden harç ikmâli yapılmış ve 154.719,66-TL üzerinden hüküm kurulmuştur.
O halde, bakiye kısım üzerinden davalılar vekili lehine nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken neye göre hesaplandığı belli olmayan miktar üzerinden kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına fazla nispi vekalet ücreti tayin edilmesi doğru değildir.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 13. bendinde yer alan ‘’2014/8 esas sayılı dosya için davalılar ... ve ... yararına takdir edilen 19.452,80 TL ücreti vekaletin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılar ... ve ..."a verilmesine’’ ibarelerinin hükümden tamamen çıkarılarak yerine ‘’Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nispi olarak belirlenen 4.008,76- TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar ... ve ..."a verilmesine‘’ ibaresinin yazılmasına, davacıların bu yöne ilişkin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.