3. Hukuk Dairesi 2020/4986 E. , 2021/1050 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ağabeyinin kefili olduğu kredi nedeniyle asıl borçlu ile birlikte ağabeyi hakkında başlatılan takipte, alacak temlik belgesi ve rücu belgesi düzenlenmek suretiyle 78.500,00 TL ödeme yaparak takip borcunun tamamını kapattığını, ödeme nedeniyle TBK"nın 592/3 maddesi uyarınca rehin ve borç senetlerinin teslimine ilişkin sorumluluğu bulunan davalı bankanın, kredinin güvencesi olmak üzere 1407 parsel sayılı taşınmaza şerh edilen ipoteği kendisine temlik edeceği yere, fek işlemi yaparak ipoteğin terkinini sağladığını, bilahare halefiyet nedeniyle kredinin asıl borçlusu aleyhine başlattığı takibin neticesiz kalarak semeresizlik belgesi düzenlendiğini, ipotek şerhini tapudan fekkini sağlayan davalı bankanın oluşan zararından sorumluluğu bulunduğunu ileri sürerek; takipte ödemiş olduğu 78.500,00 TL"nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili, ipotek fek işleminin davacının talebi üzerine oluşturulduğunu savunarak; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 78.500,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, taraflar arasında düzenlenen temliknamede alacağın teminatı olan ipoteğin banka tarafından kaldırılması nedeniyle uğranılan zararın tazmini isteğine ilişkindir. Davacının kredinin asıl borçlusu ... aleyhine dava konusu temliknameye dayalı olarak başlattığı takipte semeresizlik belgesi düzenlendiği, ipoteğin takipten önce 17.02.2014 tarihinde fek edilmiş olduğu, davacının temlik aldığı alacağını asıl borçludan tahsil edemediği dosya kapsamından anlaşılmakta olup, ipoteğin fek edilmesinde kusuru bulunan bankanın sorumluluğuna gidileceği açıktır. Ne var ki, ipoteğin fekki nedeniyle sorumluluğu bulunan bankanın hangi miktarla sınırlı olmak üzere sorumlu tutulacağının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki, 1407
parsel sayılı taşınmaz kaydına konulan 50.000,00 TL tutarlı ipoteğin ileride doğacak veya doğması muhtemel olan bir alacağın teminatı olmak üzere üst sınır ipoteği olarak tesis edildiği 11.08.2006 tarih 4362 yevmiye sayılı ipotek senedinden anlaşılmaktadır.
Üst sınır ipoteği, ileride doğacak veya doğması muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği için bu belirsizliğin ileride getireceği sorunları önlemek amacıyla taşınmazın bu belirsiz borca azami ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda bir limitle belirlenir. İşte bu nedenledir ki ileride vücut bulacak ana borç ile buna eklenecek faiz, icra takip giderleri ile yanlarca kararlaştırılan diğer ferileri, yani TMK"nın 875. maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan toplam borç miktarı, bu tür ipotekte tarafların ipotek tesis edilirken rızaları ile tespit edilen bu limiti aşması mümkün değildir (Yargıtay HGK"nın 18.06.2019 tarih, 2017/12-356 E., 2019/711 K. sayılı kararı). Eldeki davada davalıya atfedilen sorumluluk ipoteğin haksız fekkinden kaynaklanmakta olup, bu durumda davalının sorumlu tutulacağı en fazla miktarın da ipotek akit tablosunda gösterilen miktar kadar, yani 50.000,00 TL olması gerektiği halde, icra takibinde ödenen 78.500,00 TL üzerinden karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2021 gününde oy birliği ile karar verildi.