1. Ceza Dairesi 2015/4640 E. , 2016/2928 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli kasten öldürme, kasten öldürme
HÜKÜM : 1) TCK"nun 82/1-d. maddeleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
2) TCK"nun 81/1. maddeleri gereğince müebbet hapis cezası
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-Sanığın müşteki sıfatıyla alınan ilk ifadesinin içeriğine, uyulan bozma ilamında diğer savunma ve temyiz itirazlarının yerinde görülmemesine, sadece bir telefon numarasıyla ilgili araştırma yapılması gerektiğinin belirtilmesine, bu kapsamda yapılan değerlendirme ve alınan beyanlara göre haksız tahrik uygulanmasını gerektiren bir durum bulunmamasına göre mahkemenin TCK"nun 29. maddesini tatbik etmemesine dair kabul, gerekçe ve takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
2-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ..."in eşi olan ..."i nitelikli kasten öldürme,..."ı ise kasten öldürme suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, cezaları azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozmaya uyularak verilen hükümlerde düzeltme nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin TCK"nun 29 ve 62. maddelerinin uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
a-24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53.maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında mahkemenin bu maddeyle yaptığı uygulamalar ve,
b-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Kanunun 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi kapsamında baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin mali durumunun iyi olmadığı dosyaya yansıyan sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı biçimde tahsiline karar verilmesi kanuna aykırı ise de;
Bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1412 sayılı CMUK"nun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarında yer alan 5237 sayılı TCK"nun 53.maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin "Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek 5237 sayılı TCK"nun 53/1-2-3. maddelerinin tatbikine" şeklinde, yine hüküm fıkrasında yer alan zorunlu müdafii ücretinin çıkartılması suretiyle yargılama giderleri toplamının ise “2329,73 TL” olarak değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak ONANMASINA, 06.06.2016 tarihinde üyeler ... ve ..."ın haksız tahrik uygulanması yönünden hükümlerin bozulmasına dair karşı oyları ve oyçokluğu ile karar verildi.
(Muhalif) (Muhalif)
KARŞI OY
Sanığın kasten eşini öldürmekten TCK"nın 82/1-d maddesi uygulanarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına yerel Mahkemece karar verilmiş, ayrıca aynı kararda sanığın Yalçın isimli kişiyi öldürmekten TCK"nın 81/1 maddesi uygulanarak müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına da karar verilmiştir. Her iki hükmün temyizi üzerine Dairemizin sayın çoğunluğu hükümlerin onanmasına karar vermiştir. Dairemizin sayın çoğunluğu ile aramızda tahrik hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmediği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Dairemizin sayın çoğunluğunun aksine her iki maktule yönelik eylemden dolayı da sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği düşüncesindeyiz. Şöyle ki;
Sanığın eşi olan Songül ve ailecek görüştükleri Yalçın öldürüldüğünde, sanığın hurda toplamak üzere dışarıda olduğu iddia edilmiş, başlangıçta suçu sanığın babası Yaşar üstlenmiş, Yaşar emniyete yaptığı ihbarda, “gelinimle dostunu vurdum” demiştir.
Öncelikle Yaşar hakkında dava açıldıktan sonra sanık gerçeğe rücu etmiş, eşini ve Yalçın"ı ilişkileri olduğunu öğrendiği için öldürdüğünü söylemiştir. Sanık savunmasında her iki maktulü işaretleşirken gördüğünü, bu durumdan zaten şüphelenmeye başladığını, olay günü de eve girdiğinde her iki maktulün kaçma planları yaptığını işittiğini, eşinin hemen kaçmaları gerektiğini söylediğini, diğer maktulün ise aracına uyuşturucu koyup ihbar edelim cezaevine girince kaçarız dediğini, kendisinin müdahale ettiğini bu sırada maktul ..."ın yapacak bir şey yok biz birbirimizi seviyoruz dediğini, kendisinde atılı suçu bunun üzerine işlediğini, zaten eşinden şüphelendiği için bir gün önce tartıştıklarını, bacağının iç kısmından bıçakla onu yaraladığını söylemiş, gerçekten de maktul ..."ün yapılan otopsisinde bacağının iç kısmında kesik vasfında yara bulunduğu tespit edilmiştir.
Sanık eşini ve diğer maktulü dışarıdan geldiğinde evinde yakalamış olup, sanığın her ikisini de kendisine ait evde öldürdüğü sabittir. Maktul ... aile dostu ve aynı zamanda akrabalarıdır. Maktul ..., sakat olan ve sanığın abisi olan Hakan"ı ziyaret için sık sık gelmekte ve olayın gerçekleştiği evin üst katındaki Hakan"ın oturduğu eve rahatlıkla girip çıkmaktadır. Mahkeme sanığın bilinmeyen bir sebeple maktulleri öldürdüğünü kabul etmiş, Dairemizin sayın çoğunluğu da bu hükümleri onamakla aynı gerekçeleri teyit etmiştir. Sanık akıl hastası değildir ki bir sebebe bağlı olmayarak hem eşini ve hemde akrabası ve arkadaşı olan bir kişiyi öldürmüş olsun. Sanığın bilinmeyen bir sebeple değil, eşi ve Yalçın"ın ilişkilerini öğrenmesiyle her ikisini öldürdüğü sabittir. Kaldı ki sanığın bu yöndeki savunmalarını çürüten delillerde mevcut değildir. Bu durumda sanığın savunmalarına itibar etmek gerekir. Olayın gerçekleştiği yerin sanığın evi olması da sanığın iddialarını doğrulamaktadır. Sanığın her iki maktulü de tahrik altında öldürdüğünü düşündüğümüzden, çoğunluğun tahrik olduğunu kabul etmeyen görüşüne katılmıyoruz.
06/06/2016 gününde verilen iş bu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ...huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ... müdafii Avukat ..."nun yokluğunda, 16/06/2016 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.