1. Hukuk Dairesi 2018/4265 E. , 2018/14293 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL- ELATMANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davada karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar davalılar vekillerince yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma esnasında duruşmadan feragat edilerek dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen davalar, tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi, ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı-birleştirilen (2007/171 Esas) davanın davacısı, çekişmeli 725 ada 18 parseldeki 1 ve 4, 2828 ada 8 parseldeki 14, ve 17 nolu bağımsız bölümlerin, sahte yönetim kurulu kararına dayanılarak düzenlenen vekaletname ile danışıklı temliklere konu yapıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlar; davalılardan ..., birleştirilen davası ile (2004/323 Esas) maliki olduğu 14 nolu bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiş, aşamada ecrimisil isteğini atiye terk etmiştir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davadaki tapu iptali ve tescil isteklerin kabulüne, birleşen diğer davadaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinin reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...koşulları bulunduğu takdirde TMK."nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanabilecek olan ve hükmü temyiz eden ikinci el konumundaki davalılardan ... ile ... bakımından hükme yeterli iyi niyet araştırması yapıldığı da söylenemez... Hal böyle olunca, öncelikle Ticaret Mahkemesinin 24.2.2005 gün ve 720/86 sayılı kararının kesinleşip kesinleşmediğinin saptanması, ondan sonra tarafların tanık da dahil olmak üzere ibraz ettikleri ya da edecekleri tüm deliller toplanıp yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirilerek davalılar ... ile ..."in TMK."nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacaklarının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile hüküm kurulması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davalardaki istekler bakımından verilen kararlar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya içeriği ve geri çevirme neticesinde temin edilen belgelerden; ... Ticaret Odasının 25.04.2017 tarihli yazısından, davacı şirketin karar tarihinden önce 23.01.2014 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiği ve tüzel kişiliğinin sona erdiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere dava ehliyeti, gerçek ve tüzel kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci veya vekil aracılığı ile bir davayı takip etme ve usuli işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, dava şartlarından olup davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden göz önünde tutulması gerekir.
Somut olayda, davacı şirketin yargılama sırasında ticaret sicilinden terkin edildiği sabittir.
Hal böyle olunca, öncelikle davacı şirketin TTK.nun ilgili hükümleri uyarınca ihyasının sağlanarak öncelikle taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalıların değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.