4. Hukuk Dairesi 2013/3140 E. , 2014/733 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı İçişleri Bakanlığı vdl aleyhine 30/10/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/04/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar İçişleri Bakanlığı ve ... vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan davalı İçişleri Bakanlığının temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Davalı ..."ın temyizi yönünden; gerekçeli karar temyiz eden davalıya 19.10.2012 gününde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise 07.11.2012 tarihinde verilmiştir. HUMK’nun 432/1. maddesi uyarınca temyiz süresi onbeş gündür. Kararın tebliğ tarihi ile temyiz edildiği gün gözetildiğinde onbeş günlük yasal süresinin geçtiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmelidir.
2- Davalılardan İçişleri Bakanlığının temyizine gelince;
a- Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı İçişleri Bakanlığı ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, müşterilerine baharat dağıtımı yapmak için aracını park etmek istediğini, park yerine girebilmek için arkada bulunan aracın biraz geri çekilmesini istediğini, arkada bulunan aracın geriye doğru hareketi esnasında resmi polis aracına hafifçe dokunduğunu, polis otosunda bulunan davalı polis memurlarınca bu nedenle çıkan tartışma sonucu darp edildiğini, davalı İçişleri Bakanlığının davalı polis memurlarını istihdam eden konumunda bulunduğunu belirterek manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı İçişleri Bakanlığı bir kamu tüzel kişisi olup; kural olarak, işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşır. Somut olayda, davalı bakanlığa bağlı çalışan polis memurlarının görevli bulundukları sırada davacıyı darp ederek yaraladıkları iddia edilmiştir. Görevin gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. İdarenin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden (re’sen) dikkate alınır. Mahkemece, davalılardan İçişleri Bakanlığı"na karşı açılan davada yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi yerine işin esasının çözümlenmesi usul ve yasaya mutlak aykırılık oluşturmaktır. Karar açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
b- Kamu görevlisi olan diğer davalı kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
Davaya konu edilen olayda, davalı polis memurları ... ve İbrahim Baran"ın görevlerini ifa ederken kasten usul ve yasaya aykırı hareket etmek suretiyle davacıyı darp ederek yaraladıkları iddia edildiğine göre Anayasanın 129/5. maddesi gereğince davalı kamu görevlileri hakkında adli yargı yerinde dava açılamayacağından kast ve kusur aranmaksızın bu davalılar hakkında husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Mahkemece bu yön gözetilerek, yukarıda belirtilen davalılar hakkında davanın husumetten reddedilmesi gerekirken, işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2/a-b) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalı ..."ın temyiz dilekçesinin yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalı ..."dan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.