Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4663
Karar No: 2017/9395

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/4663 Esas 2017/9395 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/4663 E.  ,  2017/9395 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Tapuda kayıtlı olan ... köyü, eski 188 parsel sayılı 4400 m² yüzölçümündeki ve eski 202 parsel sayılı 15860 m² yüzölçümündeki parseller, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, sırasıyla 103 ada 4 ve 104 ada 5 parsel sayılı 4397,53 m² ve 17260,65 m² yüzölçümü ve yeni haritası ile malik hanesi “Tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tesbit edilmiştir.
    Orman Yönetimi, taşınmazların kısmen 2007 yılında kesinleşen orman tahdidinde tahdit sınırları içinde bırakıldığını ileri sürerek, orman sınırları içinde kalan kısmının kadastro tespitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 103 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile ekli krokide (A) harfi ile işaretlenen 1449,56 m²"lik kısmın taşınmazdan ifraz edilerek aynı ada son parsel numarası verilmek sureti ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, 104 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile ekli krokide (A) harfi ile işaretlenen 8909,75 m²"lik kısmın taşınmazdan ifraz edilerek aynı ada son parsel numarası verilmek sureti ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.04.2013 gün ve 2013/93 E. - 4220 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: ""...mahkemece, Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulü ile dava konusu 103 ada 4 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen ve 104 ada 5 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen bölümleri orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de mahkemede oluşan kanaat, dosya kapsamına göre doğru değildir. Bu nedenle; mahkemece yapılan çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle, 29/11/2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun çalışma yapılıp yapılmadığı saptanmalı, yapılan çalışmaların kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmelidir. Dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan orman olduğu iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmelidir"" gereğine değinilmiştir.Mahkemece dava konusu 103 ada 4 sayılı parsele yönelik açılan davanın, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından reddi ile kadastro tespit tutanağının tespit gibi tesciline; 104 ada 5 sayılı parsele yönelik açılan davanın, bilirkişi raporuna göre yenileme çalışmalarında herhangi bir hata ve eksiklik olmadığı, yenileme çalışmasının bu parselde doğru yapıldığı anlaşıldığından bu parsel ile ilgili itirazın reddi ile tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza ilişkindir.
    Mahkemece, dava konusu 103 ada 4 sayılı parsele yönelik açılan davanın, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından reddi ile kadastro tespit tutanağının tespit gibi tesciline; 104 ada 5 sayılı parsele yönelik açılan davanın, bilirkişi raporuna göre yenileme çalışmalarında herhangi bir hata ve eksiklik olmadığı, yenileme çalışmasının bu parselde doğru yapıldığı anlaşıldığından bu parsel ile ilgili itirazın reddi ile tespit gibi tesciline karar verilmiş ise de bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
    Şöyle ki; 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince “Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde, birinci fıkra hükmü uygulanmaz." aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca da, "İkinci fıkranın (a) bendinin uygulanacağı alanlar tapu ve kadastro genel müdürünün onayı ile belirlenir ve çalışmalara başlanmadan en az onbeş gün önce çalışma alanında, bölge merkezinde ve bölgenin bağlı olduğu il merkezinde alışılmış vasıtalarla duyurulur, ayrıca varsa yerel gazete ile ilân edilir. Yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21 inci maddeler ile 13. maddenin (B) ve 20 nci maddenin (B), (C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz".
    Kadastro mahkemesinin genel olarak görevi, 3402 sayılı Kanunun 25. maddesinde; zaman bakımından görev ve yetkisi ise, aynı Kanunun 27. maddesinde düzenlenmiştir. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a gereğince yapılan tesbitte taşınmazın mülkiyeti, çapı ve yüzölçümü tartışma konusu edilemez, bu işlemde uygulama kabiliyeti bulunmayan ve harita tekniğine uymayan haritalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek, bu tesbitin kesinleşmesi halinde tapu malikleri adına tapuya tescil edilir.
    Yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan davada kadastro mahkemesi görevli olup, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin davalarda kadastro mahkemesi görevli değildir.
    Somut olayda; Orman Yönetimi dava dilekçesi ile; çekişmeli taşınmazların 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılan teknik çalışmalarına itiraz ettiği gibi aynı zamanda dava konusu taşınmazların yörede yapılan orman tahdidi içinde kaldıklarını da iddia etmiştir.
    Bu nedenle; mahkemece, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle, 29/11/2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun çalışma yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, yapılan çalışmaların kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin davasının reddine karar verilmelidir. Ancak dava dilekçesinde aynı zamanda dava konusu 103 ada 4 ve 104 ada 5 parsel sayılı taşınmazların kesinlemiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan kısımlarının orman olduğu da iddia edildiğinden, Orman Yönetiminin bu talebine ilişkin ise kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, bu dava yönünden görevsizlik kararı verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14.11.2017 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi