3. Hukuk Dairesi 2017/8968 E. , 2018/7140 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı kiracının 04.12.2008 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, davalının kendisine yapılan ihtara rağmen kira bedellerini ödemediğini belirterek, 2.191 TL kira alacağı,4.112 TL tazminat ve 864 TL cari yıl kira bedelinin % 1 oranındaki cezai şartın 6183 Sayılı Kanun"un 51. maddesinde belirtilen gecikme zammı ile tahsilini istemiştir.
Davalı; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile "2188,12 TL kira alacağı ve bu alacağın 256,82 TL gecikme zammı, 4112 TL tazminat tutarı ve buna fesih tarihinden itibaren işleyen 72 TL faizi, geç teslimden doğan 1439,20 TL nin 864 TL sinin dava tarihinden kalan kısmının ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ve 34 TL damga vergisi alacağı olmak üzere toplam 8102,14 TL alacağın asıl alacak kalemleri bakımından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Karar ve ilam harcı olan 481,26 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,... Davacı kendisini vekille temsil ettiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 1200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2013/13066 esas 2014/4464 karar sayılı 07.04.2014 tarihli ilamıyla; “...Fesih durumunda davalının tazminat ile sorumlu tutulabilmesi için öncelikle feshin davacı idare yönünden haklı nedene dayanıyor olması gerekir. Dosya kapsamına göre, kiralananın Borçlar Kanun"unun adi kiraya ilişkin hükümlerine tabi bir yer olduğu anlaşılmaktadır. Kira akdinin sona erme sebeplerinden biri de kiracının temerrütü olup kira parasının ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun"unun 315.maddesinde (818 sayılı
BK.nun 260.maddesi) düzenlenmiştir. Buna göre, istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür. Kira parasının geç ödenmesi nedeniyle davalı kiracıya keşide edilen ihtarname kiracının temerrütünü düzenleyen ve az önce yukarıda açıklanan yasanın emredici hükmüne aykırı olduğundan, hukuki sonuç doğurmayacağı gibi söz konusu fesih nedeniyle tazminat isteminde bulunulamaz. Belirtilen bu gerekçelerle tazminat ve cezai şart isteminin reddi gerekirken mahkemece yazılı şekilde kabul kararı verilmesi hatalı olmuştur. ..." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak, kira alacağına ilişkin verilen ilk hüküm kesinleştiğinden bu talepler yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı idarenin tazminat ve cezai şart isteminin reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
Basit yargılama usulüne tabi yargılamalara ilişkin olarak 6100 sayılı ...nun “Hüküm” başlıklı 321. maddesinde aynen;
“Hüküm
MADDE 321- (1) Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez.
(2) Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hâllerde, hâkim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.” hükmü düzenlenmiştir.
321. maddedeki “hükme ilişkin tüm hususlar” dan kastedilen ...nun 297. maddesindeki unsurlardır. Madde gerekçesinde tefhimin hüküm özetinin yazdırılması olduğu açıklanmıştır.
Bu yasal şekil yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda, mahkemece ilk verilen hükümde 8102,14 TL alacağa hükmedilmiş ve bu alacak miktarı üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Bozma sonrası verilen iş bu kararda ise davanın hangi miktarda kabul edildiği, hangi, miktarda harca ve vekalet ücretine hükmedildiği açıkça yazılmadan kira alacağının ilk verilen hükümle kesinleştiğinden bahisle yeniden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmiştir.
Bu nedenlerle 6100 sayılı yasanın 297, 298/2 ve 321. maddelerinde belirtilen zorunlu unsurların hiç birisini taşımadığı ne kadar alacağa, vekalet ücretine, yargılama giderlerine ve harca hükmedildiği belirtilmeyen ve infazda tereddüt yaratacağı anlaşılan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.