3. Hukuk Dairesi 2018/1935 E. , 2018/7143 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ve davacılar tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 26.09.2017 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... plaka sayılı 1993 model Soılmec Marka iş makinesinin iş makinelerinin tescilli olduğu ... Ticaret Odasına 7105 tescil numarasıyla davacı şirket adına tescil edildiğini, 15.05.2008 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli aylık 7500 EURO kira bedeli karşılığı davalılardan ...ne kiralandığını, sözleşme gereği ödemesi gereken aylık kira bedelleri karşılığının tebliğ edilen 20.07.2011 tarihli 25.335 TL bedelli fatura, 25.08.2011 tarih 27.950,31 TL bedelli fatura, 06.09.2011 tarih 23.830,81 TL bedelli fatura, 25.10.2011 tarih 23.833,66 TL bedelli fatura, 29.11.2011 tarih 23.810,36 TL bedelli fatura, olmak üzere toplam 124.760.40 TL bedelli olan 5 adet kira bedeli karşılığı faturayı davalının ödemediğini ve makinenin yurt dışına kaçırılarak ve davacı şirkete teslim edilmemesinden dolayı davalı ... Ltd. Şti. İle davalının alt kiracısı konumundaki davalı ... Yapı. Ltd. Şti."nin ve her iki şirket ve haksız eylemleri neticesi müvekkilinin makinesinin ortadan kaybolmasına neden olan şirket müdürlerinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek, davalılardan ... Ltd.Şti tarafından 124.760,40 TL kira bedelini ihtar tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, davalılardan... İnş. Mak.Gemi San. ve Tic.
Ltd.Şti tarafından 2011 yılı Aralık kirası 7.500 Euro ile 2012 yılı Ocak kirası 7.500 Euro olmak üzere toplam 15.000 Euro karşılığı "1Euro=2,3240 TL" 15.000x2,3240=34.860 TL"nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, bütün davalı taraflardan müştereken ve müteselsilen davacıya ait makinenin bedeli olan 236.000 Euronun TL karşılığı olan 236.000x2.3240=548.464 TL"nin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tüm davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar ... Yapı... Ltd. Şti. ve ...; davaya konu iş makinasını diğer davalı...... Ltd. Şti"’nden kiraladıklarını ve gerekli izinler alındıktan sonra yurt dışına çıkarıldığını, kira sözleşmesine uygun olarak kira bedellerinin diğer davalı şirkete ödendiğini, davacı tarafından kendileri hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ise de ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2014/257 kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, bunun yanında iş makinelerinin işlerinin bitmesi ile diğer davalı ... şirketinin oluru ve taahhüdü ile dava dışı ... inşaat şirketine devri yapıldığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Davalı...... Ltd, Şti., ... ve ...; 15.05.2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde kiraya verenin davacı, kiracının İntek... Ltd. Şti. olduğunu, sözleşmede ... ve ..."in taraf olmadığını, bu nedenle davalı gerçek kişiler için aktif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, ayrıca dava konusu makine 09.05.2008 tarih ve 57062 tescil numarası ile dava dışı ... A.Ş adına tescil edildiğini, araç satış sözleşmesi ile ...Kiralama A.Ş."ye satıldığını, ... ile davacı ... Ltd.Şirketinin müştereken makineyi satın almak üzere ... Kiralama A.Ş." ye müracaat ettiklerini ve makinenin birlikte satın alındığını, ... ve ..."in kefil olduğunu, bir kısım ödemeleri ... Kiralama A.Ş."ye ve bir kısmını da davacıya havale edildiğini bu ödemeler toplamının 542.202.50 TL olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, makine bedeli yönünden "320.000 USD"nin dört davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine", kira alacağı yönünden "159.620 TL"nin 1 nolu davalı İnteks.. Ltd. Şti"nden alınarak davacıya verilmesine," karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
Basit yargılama usulüne tabi yargılamalara ilişkin olarak 6100 sayılı ...nun “Hüküm” başlıklı 321. maddesinde aynen;
“Hüküm
MADDE 321- (1) Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez.
(2) Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hâllerde, hâkim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.” hükmü düzenlenmiştir.
321. maddedeki “hükme ilişkin tüm hususlar” dan kastedilen ...nun 297. maddesindeki unsurlardır. Madde gerekçesinde tefhimin hüküm özetinin yazdırılması olduğu açıklanmıştır.
Açıklanan hükümlerin ortaya koyduğu bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denilebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Hukuk Genel Kurulu’nun 05.10.2011 gün ve 2011/20-607 E.-604 K.sayılı kararında da bu ilkeler aynen kabul edilmiştir.
Ayrıca, 6100 sayılı HMK"nun 26/1. maddesine göre "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir."
Somut olayda, davacı makine bedeli 548.464 TL"nin tahsilini talep ettiği halde, mahkemece verilen hükümde talep aşılarak 320.000 USD makine bedelinin 4 davalıdan tahsiline hükmedilmiş, ancak hangi 4 davalıdan tahsiline hükmedildiği açıkça belirtilmemiştir.
Bu nedenlerle 6100 sayılı yasanın 297, 298/2 ve 321. maddelerinde belirtilen zorunlu unsurların hiç birisini taşımadığı ve infazda tereddüt yaratacağı anlaşılan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-) Bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkemede, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (Kuru, Baki/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK’na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, ... 2011, s.472). Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.
Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Nitekim, 07.06.1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yeralan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasanın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı ...nun 297. (Mülga HUMK.nun 388.) maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Yine ...nun 27. maddesinin (HUMK.nun 73.m) 2. bendi “c” bölümünde de hukuki dinlenilme hakkının “Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini” de içerdiği açıklanarak bu husus vurgulanmıştır.
Öte yandan, mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
Dosyanın incelenmesinde ise, makine bedelinden hangi davalının hangi nedenle sorumlu olduğu, hükmedilen sonuca nasıl varıldığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmaksızın bir kısım davalılar yönünden davanın reddine, bir kısım davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, diğer bir anlatımla karar gerekçesiz bırakılmış, iddia ve savunmalar ayrı ayrı değerlendirilmemiştir.
Bu bakımdan; ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar olmadığına göre, mahkemece yapılacak iş; özellikle Anayasanın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı ...nun 297. (Mülga HUMK.nun 381, 388 ve 389.) ve 27.maddeleri de gözetilerek gerekçelerini açıkça kaleme aldığı anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurmak olmalıdır.
3- Bozma nedenlerine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,26.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.