19. Hukuk Dairesi 2016/6576 E. , 2016/14240 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmasız, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmiştir. Belli günde davacı vek. Av.... ve davalı vek. Av. ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, hazır beton üretimi ile iştigal eden müvekkilinin ham madde olarak kullandığı mıcırı davalıdan satın aldığını ve parasını peşin ödediğini, davalının teslimatı geciktirdiğini ve temerrüde düştüğünü, davalıya gönderilen ihtarname ile teslimata devam etmesinin istendiğini, davalının 04.11.2005 tarihli taahhütnamede müvekkiline 1.700.000 ton mıcır borcu olduğunu beyan ettiğini, davalının teslimatta gecikmesi nedeniyle müvekkilinin üçüncü şahıslardan daha yüksek bedelle mıcır almaya zorladığını, müvekkilinin müspet zararına yol açtığını ileri sürerek teslim edilmeyen mıcıra mahsuben şimdilik 10.000 ton mıcırın aynen teslimine, müvekkili şirketin 12.01.2007 tarihinden sonra satın aldığı mıcırlar karşılığı fazladan ödediği bedellere mahsuben şimdilik 5.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, müvekkili şirketin 12.01.2007 tarihinden dava tarihine kadar kullandığı krediler sebebiyle ödediği faizlere mahsuben şimdilik 5.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme bulunmadığını, müvekkiline ödeme yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında yapılan sözleşme gereği davacının satın aldığı mıcırın parasını peşin ödediği, parası peşin ödenmesine rağmen 1.700.000 ton mıcırın davalı tarafından teslim edilmediği, bu durumun davalıya 26.12.2006 tarihli ihtarname ile bildirildiği ve teslimata devam edilmesinin istendiği, davalının cevabi ihtarname ile bakiye malzeme borcunun 1.258.244 ton olduğunun bildirildiği, yapılan imza incelemesi ile protokoldeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olduğu ve protokole göre mıcır teslimi yapıldığı ve protokole uygun ifanın zaman zaman söz konusu olduğundan söz konusu protokolün davalıyı bağladığı, davalı ... Ltd. Şti."nin dava dışı Maytaş Ltd. Şti"ne tek yanlı olarak vermiş bulunduğu 04/11/2005 tarihli taahhütnamede "bedeli tahsil edilmiş olan 2.417.491ton mıcır teslim borcunun 1.700.000 tonluk kısmı şirketimiz May. Yapı Ltd. Şti.tarafından hergün asgari 4500 ton olmak üzere en geç 12 ay içinde ihtara gerek olmaksızın temin ve teslim edilecektir" şeklinde taahhütte bulunduğu, bu durumun tarafların ticari defterleri ile de teyit edildiği gibi teslim edilmeyen mıcır miktarının 1.700.000 ton olduğu, davalının davacıya karşı mıcır teslim taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle davacının müsbet zararının tazminini talep edebileceği, mıcır teslim taahhüdünün 1.700.000 ton olması nedeniyle davacının 9.350.000TL maddi zararı talep edebileceği, davacı vekili davasını ıslah ettiği, davacının bedelini peşin ödediği mıcırlar için davalının edimini yerine getirmemesinden dolayı, dava dışı firmalardan mal alımı yapmak için kullandığını iddia ettiği gerek krediler ve gerekse bu krediler için ne kadar faiz ödediğine yönelik net ve anlaşılır bir açıklama sunulmadığı, davasının bu konudaki taleplerini karşılar başkaca kayıt, belge veya dekont ibraz edemediği gerekçesiyle davacının teslim edilmeyen mıcır miktarı alacağına yönelik davasının ıslah talebi doğrultusunda kabulu ile toplam 9.350.000TL"nin 75.000 TL"si dava tarihinden itibaren 9.275.000 TL"si ise ıslah harcının yatırıldığı 12.06.2014 tarihinden itibaren davanın konusuna ve tarafların sıfatına göre ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının, 12/01/2007 tarihinden sonra başkasından satın almak zorunda kaldığı miktar karşılığı fazladan ödediğini iddia ettiği bedel ile 12/01/2007 tarihinden dava tarihine kadar kullandığı krediler sebebi ile fazladan ödenmek zorunda kalınan faizlere ilişkin istemlerinin ispat edilemediğinden ayrı ayrı kabule şayan bulunmadığından reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacının temyiz itirazlarına gelince, dava tarihinden önce 26.10.2006 tarihinde BK"nun 101. maddesi uyarınca davalı taraf ihtarname ile temerrüde düşürülmüştür. Ancak davacı, dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren faiz işletilmesini istemiştir. Mahkemece hükmedilen alacak için dava tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerekirken ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca kabul edilen miktar üzerinden davacı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücreti 158.150,00 TL olması gerekirken eksik hesaplama ile 101.000,00 TL"ye hükmedilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte acıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 02/11/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(M.)
Aslı gibidir.
KARŞI OY YAZISI
Yerel mahkemece ıslah edilmiş davanın kabulüne yönelik karara dayanak yapılan 04.04.2005 tarihli protokol Maytaş ortakları ... ve Ali Rıza Diril ile May Yapı ortağı Lale Doetsch arasında imzalanmış olup; pek çok konunun düzenlendiği bu protokolün 3-c maddesinde Maytaş tarafından Varol Beton"a yapılacak borç ödemesinin malla yapılması öngörülmekte ise de bu protokolün hiçbir maddesinde May Yapı"yı Varol Beton"a borçlandıran bir hüküm bulunmadığı gibi bu protokol imzacı şahıslarca çeşitli şirketlerin ortakları olarak aralarındaki ilişkileri düzenlemek üzere şahsen imzalanmıştır. Bu prokolün May Yapı tüzel kişiliğini bağlayıcı bir hukuki kıymeti yoktur.
Yerel mahkemece hüküm kurulurken bu protokole ek olarak iki belgeye değer verilerek sonuca gidilmiştir.
Bunlardan birincisi davacı Varol Beton tarafından çekilen bir ihtara davalı ... temsilcisi ... imzasıyla Çatalca 2.Noterliği"nin 12.01.2007 tarihli cevabi ihtarnamesidir. Bu cevabi ihtarnamenin 1. maddesinde "Şirketimiz ile keşideci şirket arasında tanzim ve imzalanmış bulunan ve 04.04.2005 tarihli protokol uyarınca bakiye malzeme borcumuz 1.258.244 tondur." sözleri yer almakta ise de yukarıda açıklandığı gibi atıf yapılan 04.04.2005 tarihli protokol davalı ... tarafından imzalanmadığı gibi protokol içeriğinde May Yapı"nın herhangi bir malzeme borcu da bulunmamaktadır. Protokolun 3-c maddesinde sözü edilen davacı Varol Beton"un alacağı dava dışı Maytaş"dan olan bir alacaktır. Dolayısıyla cevabi ihtarnamede atıf yapılan protokole göre cevabi ihtarı gönderen davalı ..."nın herhangi bir borcu bulunmamaktadır.
Yerel mahkemece dayanılan ikinci belge ise davalı ... adına ... tarafından imzalandığı grafalojik rapor ile sabit olan 04.11.2005 tarihli taahhütname başlıklı bir belgedir. Bu belgenin Maytaş lehine hükümler içerdiği ve belgenin 4.maddesinde "04.04.2005 tarihli protokolün 3a ve 3b bendi uyarınca Varol Beton Ltd. Şti."ne teslim edilecek ve bedeli tahsil edilmiş olan 2.417.491 ton mıcır teslim borcunun 1.700.000 tonluk kısmı şirketimiz May Yapı Ltd. Şti. tarafından her gün asgari 4.500 ton olmak üzere ve en geç 12 ay içerisinde ihtara gerek kalmaksızın temin ve teslim edilecektir." sözleri yer almaktadır.
Ancak dosya içerisindeki belgelerden; 04.04.2005 tarihli ve davalı ... tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlanmayan protokoldeki dava dışı Maytaş"ın davacı Varol Beton"a muhtemel borcunu davalı ... ile irtibatlandırmaya çalışan bu iki belgenin de May Yapı yetkilisi ... tarafından oluşturulduğu görülmektedir. Üstelik ..."ın birirci belgenin (cevabi ihtarname) düzenlendiği 12.01.2007 tarihinde hem May Yapı"nın hem de Varol Beton temsilcisi olduğu yine ikinci belgenin (taahhütname) düzenlendiği 01.11.2005 tarihinde hem May Yapı"nın hem de Maytaş"ın temsilcisi olduğu anlaşılmaktadır.
Her iki belgenin düzenlenmesinde de çifte temsil olgusu bulunmaktadır.
Kural olarak temsilci kendi kendisiyle sözleşme yapamaz ve yine kural olarak temsilci üçüncü bir kişiye karşı hukuki muamelede bulunur. Ancak bir kişinin birden çok gerçek veya tüzel kişinin temsilcisi olmasında ve onları temsil etmesinde de yasal bir engel bulunmamaktadır. Bir sözleşmenin iki tarafını da aynı temsilcisinin temsil ettiği hallere çifte temsil hali denmektedir. Çifte temsilin geçerli olması için temsil olunan tarafından temsilciye bu konuda açık bir yetki verilmesi veya temsil olunanın çifte temsil nedeniyle zarara uğrama tehlikesinin bulunmaması gerekir. Aksi takdirde çifte temsil geçerli değildir. (19. H.D. 04.11.2004 T. 2004/1690 E. 2004/10998 K.)
Somut olayda davacı ile davalı arasında davalı tarafından davacıya mıcır satışı konusunda bir sözleşme ve davacı tarafından davalıya ödenmiş bir satış bedeli olmadığı halde; davalı temsilcisi ... tarafından davalının tüzel kişi olarak tarafı olmadığı 04.04.2005 tarihli protokoldeki bir borçtan dolayı davalıyı sorumlu kılacak şekilde düzenlenen 12.01.2007 tarihli cevabi ihtarname ve 04.11.2005 tarihli taahhütnamedeki davalı temsilcisi ..."ın bu iki belgeden yararlanacak diğer şirketin de temsilcisi olduğundan geçerli değildir.
Zira davalı temsilcisi ..."a davalı şirketin diğer ortaklarınca çifte temsil konusunda açık bir yetki verilmediği gibi, ..."ın bu iki belge ile temsilcisi olduğu davalı şirketi yine temsilcisi olduğu diğer şirketler lehine borç alına soktuğu ve zarara uğratma tehlikesi doğurduğu anlaşılmaktadır.
Bu bakımdan ..."ın çifte temsil suretiyle düzenlediği 12.01.2007 tarihli cevabi ihtarnamenin ve 04.11.2005 tarihli taahhütnamenin geçerli olmadığı açıktır.
Nitekim dava dışı Maytaş tarafından davalı ... aleyhine 04.11.2005 tarihli taahütnamenin 6. maddesine dayanılarak açılan alacak davasının aynı gerekçeyle Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/400 esas ve 2011/190 karar sayılı ve 30.12.2011 tarihli kararıyla reddedildiği ve bu kararın 29.05.2012 tarihinde kesinleştiği dosya içindeki belgelerden anlaşılmaktadır.
Ayrıca yine dosya içerisindeki Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/298 esas ve 2010/618 karar sayılı ve 10.11.2010 tarihli kararıyla davalı şirket müdürü ..."ın diğer ortakların dava etmesi üzerine davalı şirket müdürlüğünden şahsi menfaatini şirket menfaatinin önünde tuttuğu gerekçesiyle azledildiği görülmektedir.
Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının öncelikle bu hususlar üzerinde durulup sonucuna göre bir karar verilmek üzere bozulması gerekmektedir.
Bu itibarla saygıdeğer çoğunluğun yukarıda belirttiğim hususlara değinmeyen ve yerel mahkemenin kabule göre yaptığı hataların sadece bir tanesine değinen bozma kararına muhalifim. 02.11.2016