3. Hukuk Dairesi 2020/3463 E. , 2021/1067 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : TRABZON TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ayıplı malın değişimi davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı tarafından üretilen ... LPG modelli aracı ... ilindeki ... Otomotiv Serv. Hiz. İnş. Ve Tic. Ltd. Şti."den sıfır km olarak 30.12.2016 tarihinde 96.000,00-TL bedelle satın aldığını, aracın C sütunu denilen yerde gizli ayıp ve hataları fark etmesi üzerine davalıya iadeli taahhütlü mektupla ihtarname gönderdiğini, ancak talebine olumlu bir dönüş olmadığını ileri sürerek, satın aldığı aracın ayıpsız aynının teslimini istemiştir.
Davalı, davacının ayıp ihbarında bulunmadığını, araçta belirtilen hususların bir ayıp olmadığını ve üretimden kaynaklanmadığını, ayıp olsa dahi ondan faydalanmayı engellemediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, malın ayıplı olmasından kaynaklanan misli ile değişim talebine ilişkindir. Davacı aracın ayıplı olduğu iddiasıyla ayıpsız misliyle değişimine karar verilmesini talep etmiş, davalı üretici şirket ise araçta ayıp bulunmadığını savunmuştur.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 11/1. maddesinde tüketicinin malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde kullanabileceği seçimlik hakları sıralanmış ve tüketicinin bu seçimlik haklarından birini kullanabileceği, satıcının ise tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlü olduğu kabul edilmiştir. 11/2. maddesinde ise; ""Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur."" denilerek üreticiye karşı kullanılabilecek seçimlik haklar gösterilmiştir.
HMK 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK"nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkemenin, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; ilk derece mahkemesince, 05.03.2019 tarihli rapor hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; konusunda uzman otomotiv kürsüsünde görevli makine mühendisi bilirkişilerce düzenlenen raporda araçta C sütunlarından birinde mevcut ve oldukça derin nitelikte bulunan göçüğün imalattan kaynaklı olmayıp, ancak dışarıdan gelen sert bir cismin çarpması ya da kuvvetli bir darbe sonucu oluştuğunun anlaşılması ile gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında, tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle davacının istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava konusu aracın C sütunda olduğu iddia edilen ayıpların teknik ve bilimsel verilerle değerlendirilmediği, davalı tarafın konuya ilişkin açıklamalarına yer verilerek gerekçe belirtilmeden mevcut dalgalanma ve göçüklerin gizli ayıp niteliğinde ve üretim kaynaklı olmayıp daha çok bir dış etkene bağlı olarak oluştuğu, öpücük adı verilen aletle çektirme yapılarak aracın boyasına zarar vermeden onarım yapılabildiği, onarım işleminin araçta herhangi bir değer kaybı yaratmayacağı belirtilmiş olup bilirkişi raporu bu haliyle yetersiz ve hüküm kurmaya elverişli değildir. Hal böyle olunca; mahkemece, dava konusu aracın 02/02/2018 ve 08/10/2017 tarihlerinde maddi hasarlı kazaya uğradığı gözetilip, araçta bulunan iki adet C sütununun karşılaştırması yapılarak göçük olan kısımlardaki boyanın orjinal mı yoksa sonradan mı boyandığı hususlarını değerlendirecek şekilde dava konusu araca ait hasar dosyaları da getirtilip konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak araçta ayıp bulunup bulunmadığı, var ise ayıbın gizli ve üretim kaynaklı ayıp niteliğinde olup olmadığı hususlarının tespit edilerek ve araçta meydana gelen kazalarda değerlendirilerek taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık ve yeterli bilirkişi raporu alınarak, alınan rapora göre de 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun"un 11/2. maddesinin değerlendirilmesi suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açılanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak Trabzon Tüketici Mahkemesi"nin 2018/346 esas, 2019/306 karar sayılı kararının BOZULMASINA, HMK"nun 373/1. maddesi uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 09/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.