Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 02.03.2010 tarih, 22953-4768 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :  Borçlular aleyhinde 02.03.2005 keşide tarihli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmış, borçlular vekili süresinde, bononun 02.03.2005 tarihli sözleşme gereğince teminat amaçlı verildiğini, kambiyo senedi vasfının bulunmadığını takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece teminat iddiasının bu sözleşme ile ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.    Alacaklının da kabul ettiği 02.03.2005 tarihli protokolün, ödeme şekli başlıklı kısmında, “26.02.2002 tarihli protokolde düzenlenen borç dışında bakiye 1.155.759 EURO"yu ekli tabloda yer alan tarihlerde ( ekli tabloda 28 adet çekler verildiği görülmektedir) ödemeyi temin için ..... tarafında keşide edilmiş, yetkililerince imzalanmış kambiyo senetleri ...." a teslim edilecektir.”Yine Aval başlıklı kısımda da, “A kademinin pay sahipleri olan aşağıda imzası bulunan kişilerde, bu protokolde ki tüm şartları kabul ederek, protokollerde yer alan ödemeleri garanti ettiklerini, garantör sıfatı ile .....K tarafından borçlu sıfatı ile düzenlenecek 1.100.000 EURO’luk bonoyu avalist sıfatı ile imzalayacaklardır. Bono protokolün düzenlenmesi anında .....  tevdi edilecektir. Bono"nun vadesi açık olarak düzenlenecek ve protokollerin ihlali halinde ..... tarafında serbestçe tarih yazılarak işlem yapılabilecektir.” ifadeleri yer almaktadır. Bu ifadelerde bononun açıkça bu protokolde kararlaştırılan ödemelerin (çeklerle) yapılmasının, garantisi (teminatı) olarak vadesi yazılmadan alacaklıya verildiği anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece  bononun teminat amaçlı düzenlenerek  alacaklıya verildiği  ve alacağın yargılamayı gerektirdiği nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi yerine , yazılı gerekçeyle şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. Dairemizce kararın bu nedenle  bozulması gerekirken, sehven onandığı anlaşılmakla, borçlular vekilinin karar düzeltme talebinin  kabulü gerekmiştir.
SONUÇ  : Borçluların karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 02.03.2010 tarih ve 2009/22953 esas 2010/4768 sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.