Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu şirket ve diğerleri aleyhinde ihtiyati haciz kararıyla birlikte kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmış, borçlu şirkete gönderilen örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği 04.12.2008 tarihinde bila tebliğ iade olduktan sonra, menkullerin ihtiyati  haczi sırasında  üçüncü  kişinin istihkak iddası borçlu şirkete 07.04.2009 tarihinde  tebliğ edilmiş ve  şirket  vekili vasıtasıyla  iddiayı kabul ettiklerini bildirmiştir. Alacaklı vekilinin  talebi üzerine  şirkete yeniden  örnek 10 numaralı ödeme emri ve   bono sureti   gönderilmiş ve 04.11.2009 tarihinde kendisine verilmek üzere aynı adreste  ..... imzasına”  tebliğ edilmiştir. Borçlu şirket vekili 11.11.2009 tarihli dilekçesiyle, tebliğatın usulsüz olduğunu, bu durumda 11.11.2009 tarihinde haberdar olduklarını, imzaya ve borca itraz ettiklerini bildirmiştir. Mahkemece, tebligat usulsüz  olsada  dosyadaki menkul ve gayrimenkul  haciz işlemleri nedeniyle  takipten  daha önce haberdar olunduğu halde 7 gün içinde şikayete gelinmediğinden  bahisle  şikayetin  ve itirazın  reddine  karar  verilmiştir. Takip dosyası incelendiğinde, borçlu şirkete, alacaklı vekili talebiyle ikinci kez gönderilen örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği  işlemi 7201 Sayılı Kanunu  12. ve 13. maddelerinde düzenlenen tüzel kişilere tebliğ yapılmasına ilişkin prosedüre uygun olmadığından usulsüzdür. Borçluya ikinci kez ödeme emri ve senet sureti tebliğe çıkartılmasıyla ona yeniden itraz ve şikayet hakkı  tanınmıştır. Bu ödeme emri tebliğinden sonra takip dosyasında borçlu şirket tarafından tebliğ muttali olduğunu gösterir işlemede rastlanılmamıştır.  O halde mahkemece borçlu şirkete çıkartılan ikinci ödeme emri tebliğatının  usülsüz tebliğ edildiği ve bildirilen 11.11.2009 tarihinin öğrenme tarihi olduunun kabulü ile buna göre süresinde yapılan şikayet ve itirazların esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken istemin süreden reddi yönününde hüküm tesisi  isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.