4. Hukuk Dairesi 2013/18647 E. , 2014/896 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/05/2012
NUMARASI : 2011/72-2012/171
Davacı A.. Ü.. vekili Avukat C.. G.. tarafından, davalılar M.. K.. vd. aleyhine 09/02/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Davalı M.. K.."ın temyiz itirazı yönünden;
Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, Y.. G.."nin 22/10/2010 tarihli nüshasında yayınlanan "Ataköy"de C.Provokasyonu" başlıklı yazı ile kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu beyanla manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalılar, yazıda kişilik haklarına saldırının söz konusu olmadığını, görünür gerçeğe uygun ve basın özgürlüğü kapsamında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yazının kişilik haklarını ihlal eder nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davaya konu haberin yayınlandığı tarihte yürürlükte bulunan 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 13. maddesi hükmüne göre; basın yoluyla işlenen haksız eylemlerden dolayı istenen maddi ve manevi zararlardan eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi müştereken ve müteselsilen sorumludur. Yazı İşleri Müdürüne husumet yöneltilemez. Eldeki davada, haksız eylemin işlendiği gazete künyesindeki açıklamaya göre davalı M.. K.."ın yazı işleri müdürü olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda, adı geçen davalıya yukarıda sözü geçen maddeye göre husumet düşmeyeceğinden davanın bu davalı yönünden taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekirken, takdir edilen tazminattan sorumlu tutulmuş olması doğru görülmediğinden kararın bu nedenle bozulması gerekir.
2-Davalı Y.. G..nin temyiz itirazları yönünden;
Davacı, Y.. G.."nin 22/10/2010 tarihli nüshasında yayınlanan "A."de C. P.." başlıklı yazı ile kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu beyanla manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Anayasa"nın 28. maddesinde düzenlenen basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün getirdiği ayrıcalıklar sınırsız olmayıp basın özgürlüğünün özel hukuk alanındaki sınırı Medeni Yasa"nın 24 ve yayın tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Yasası"nın 49. maddelerinde anlamını bulan kişilik haklarının korunmasına ilişkin düzenlemelerdir. Borçlar Yasası"nın 49. maddesi gereğince basının sorumlu tutulabilmesi için; yayın ya da eleştirinin kişilik haklarını zedelemesi, bu zedelemenin manevi bir zarar doğurması, kişilik haklarına saldırı ile gerçekleşen zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunması, kişilik haklarına saldırının hukuka aykırı olması ve hukuka aykırılığı ortadan kaldıran hukuka uygunluk nedenlerinin bulunması gerekir.
Hukuka uygunluk nedenleri veya hukuka aykırılığı ortadan kaldıran nedenler ise; gerçeklik, güncellik, kamu yararı ve toplumsal ilgi gibi öze ilişkin koşulları ve konu ile anlatım arasında düşünsel bağlılık, anlatım ve sergilenişteki ölçülülük niteliğindeki biçime ilişkin koşullardır. Yayımlanmasında kamu yararı bulunan gerçek ve güncel bir haberin ya da eleştirinin özle biçim arasında denge kurularak yayımlanması durumunda hukuka aykırılık ortadan kalkar ve artık basın sorumlu tutulamaz.
Dava konusu haber ve taraflarca sunulan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; böyle bir toplantının yapıldığı, toplantıya davacının da konuşmacı olarak katıldığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle haberin görünür gerçeğe uygun olduğu, haberdeki bir kısım sözlerin ayrıntı niteliğinde olduğu ve davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı sonucuna varılmaktadır. Mahkemece, açıklanan yönler gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, davalı gazetenin manevi tazminatla sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) ve (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.