3. Hukuk Dairesi 2016/19188 E. , 2018/7263 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tespit ve istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile arasında su aboneliği sözleşmesi bulunduğunu, davalının 6360 sayılı yasa gereğince, fatura bedeli olarak; 30 Mart 2014 tarihinden sonra davalı kurumun temin ettiği içme ve kullanma suyunu 5 yıl süreyle en düşük tarifenin %25"i oranında tahakuk ettirmesi gerekirken davalının indirim uygulamadığını, kendisinin faturaların %25’ini ödemeye başladığını , davalının bu nedenle suyu kestiğini ve fazladan 334,00 TL ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, yasa gereğince davalının indirim yapması gerektiğinin tespiti ile 334,00 TL’nin istirdadına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dava konusu alacak miktarının 3.480,00 TL"den az olması nedeniyle Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulmadan doğrudan Tüketici Mahkemesine dava açılamayacağından bahisle, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un 68/1.maddesinde; ""Değeri ikibin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda İlçe Tüketici Hakem Heyetlerine, üçbin Türk lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise ikibin Türk Lirası ile üçbin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz." hükmüne yer verilmiş olup aynı maddenin müteakip (4).bendinde ise "Bu maddede belirtilen parasal sınırlar her takvim yılı başından itibaren geçerli olmak üzere, o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu artışların hesabında on Türk Lirasının küsuru dikkate alınmaz." hükmü ile belirlenen bu miktarların yıllar itibariyle artırılması düzenlenmiştir.
Davada, abonelik sözleşmesi gereğince düzenlenen faturalarda, yasa gereği indirim yapılması gerektiğinin tespiti ile fazladan ödenen 334,00 TL’nin istirdadı talep edilmektedir.
Davacının bu talepleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının talebinin sadece 334,00 TL ile sınırlı olmadığı, ileriye dönük ard etkisi yapabilecek belirli olmayan, devamlılık arz eden bir isteme ilişkin olduğu ve taraflar arasında kurulan sözleşme(abonelik) ilişkisi sırasında 6360 sayılı yasa gereği davalıya indirim yapılması gerekip gerekmediği hususunda yaratılmış bir muaraza(çekişme) olduğu, davada da muarazanın(çekişmenin) giderilmesinin de talep edildiği açıktır.
Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 tarih, 2004/13-417 E.-2004/442 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın men"i(çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Bu tür davalarda hem muarazanın (çekişmenin) varlığının tespiti ve hem de onun önlenmesi(men"i) talep edilir.
Bu durumda, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi feshedilmediğine ve davacının sözleşme ilişkisine yönelik davalının muaraza yarattığı ileri sürülerek, muarazanın önlenmesi talebi ile, ileriye yönelik istemde de bulunduğuna göre, dava değerinin görev sınırının altında kaldığından söz edilemeyeceğinden, uyuşmazlığın Tüketici Hakem Heyetine başvurulmadan doğrudan Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir, dava şartı oluşmuştur.
Hal böyle olunca, mahkemece; 6360 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınarak davacının istemi hakkında, davanın esasına girilerek oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dava konusu talebin ileriye dönük ard etkisi yapabilecek belirli olmayan, devamlılık arz eden bir isteme ilişkin olması nedeniyle, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.