3. Hukuk Dairesi 2017/16858 E. , 2018/7269 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istihkak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davalıların kardeşleri olduğunu, murislerinin 07.10.2002 tarihinde vefat ettiğini, miras bırakanın ölüm tarihinde işyerinde bulunan çelik kasanın davalılar tarafından kendilerinden habersiz şekilde açıldığını, kasada altın, yabancı para, çek ve senetler bulunduğunu, ayrıca; terekeye dahil olan sığır derisi, oğlak derisi, koyun derisi, incir ve canlı büyük baş hayvan bulunduğunu, davalıların bunları zilyetliklerine geçirdiklerini ileri sürerek, miras hisselerine karşılık olmak üzere her bir davacı için (fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak) 63.200.000.000 TL alacağın davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davacılardan ..., yargılama sırasında davasından feragat etmiştir.
Davalılar; sebepsiz zenginleşmeye dayalı davada bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, murise ait kasadan çıkan miktarın davacı tarafından ileri sürülen kadar olmadığı gibi, bekar olan kardeşlerinin düğün ve ev masrafları ile murisin vergi borcuna harcandığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece; sığır derisi, oğlak derisi, koyun derisi, incir ve canlı büyükbaş hayvanlarla ilgili talebin taraf muvazaasına dayandığı taraf muvazasının yazılı delillerle ispatlanamadığı gerekçesiyle belirtilen taleplerle ilgili davanın reddine, murisin kasasından çıkan menkul mallara (6kg külçe altın, 148 milyar değerinde yabancı para, çek, senet) ilişkin taleblerin ise, sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayandığı, sebepsiz zenginleşme davaları için kanunda öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresinin geçirildiği gerekçesiyle zamanaşımı nedeniyle red kararı verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından süresinde temyizi üzerine Dairemizin 28.04.2009 tarih ve 2009/4948-7569 sayılı ilamı ile; "dava miras sebebiyle istihkak davası olmayıp davacı muristen intikal eden para ve altındaki miras payını istemektedir.
Talebin adi istihkak olması itibarıyla dava genel zamanaşımı olan 10 yıl zamanaşımına tabidir. Kaldı ki sebepsiz zenginleşme davalarında bir yıllık zamanaşımı süresi, zarar görenin, mal varlığındaki eksilmeye yol açan eylem veya işlemin haksız olduğuna kesin olarak kani bulunduğu ve mal varlığındaki eksilmenin miktarı ile haksız edinenin kim olduğunun tam olarak öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Davacı taraf, dava dilekçesinde; dava konusu murise ait çelik kasanın kendilerinden habersiz açılmasını yeni öğrendiklerini belirtmiş, bunun aksini ise davalılar iddia ve ispat etmemişlerdir. O halde, davacı tarafın kasa ile ilgili taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddi doğru değildir.
Öte yandan, davalılar savunmalarında; miras bırakana ait olduğunu ve miktarını belirttikleri kasadan çıkan altın ve paraların, bekar olan kardeşlerine harcandığını savunmuşlar ise de; terekeye ait bir malın tüm mirasçıların muvafakatı alınmadan tasarruf edilmesi doğru bulunmamıştır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; davacı taraf, açılan kasadan çıktığını iddia ettiği altın ve paraların miktarını ispat edememiş olduğuna göre; davalıların savunmalarında belirttikleri miktarlar üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, çıkan altın ve dövizlerin parasal (TL) karşılığını saptamak; davalıların, murisin borçlarıyla ilgili ödediklerini beyan ettikleri miktarı, belirlenen terekeye ait miktardan mahsup etmek, bakiyesinden davacının miras hissesine düşen kısmın tahsiline yönelik hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır.
Yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. " gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile ayrı ayrı 1.693,22"şer TL"nin davalılardan tahsili ile davacı ..."ya verilmesine, sair taleplerin reddine karar verilmiş olup, hükmün, taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 17.06.2013 tarih, 2013/9783 E.- 10195 K.sayılı ilamı ile “....Somut olayda, mahkemenin ilk hükmü zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ilişkindir. Taraflar arasındaki ihtilafı çözücü nitelikte esas hakkında verilmiş bir karar bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle esasa yönelik olarak belirtilen bozma nedenleri bu hususta mahkemece verilmiş bir karar bulunmadığından ötürü davalı lehine usûli müktesep hak oluşturmaz.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelince;
Tarafların murisinin sağlığında ticaret ve hayvancılıkla uğraştığı, 07.10.2002 tarihinde vefat ettiğinde dava dilekçesinde bildirilen miktarda mal-para-altın-döviz bıraktığı ileri sürülmektedir. Bu husus duruşma sırasında dinlenen davacı şahitlerinin beyanlarından da anlaşılmaktadır. Nitekim, babalarından kaldığı iddia olunanların paylaşılmadığı, davalıların tasarrufunda kaldığı tüm dosya kapsamı ile de sabittir. Muristen hangi malların kaldığını ispat için tereke tespiti yaptırılmasına, malların muhafaza altına alınıp defterinin tutulmasına veya taksimi için dava açılmasına da gerek yoktur. Öyle olunca davacı davalılarda kalanlara ilişkin olarak payına düşen kısmı istemekte haklıdır.
Mahkemece, dosyadaki şahit beyanları diğer deliller ile birlikte değerlendirilerek davacının yemin deliline dayandığı da gözetilerek muristen kalanların miktarı belirlenip, bunların dava tarihindeki değerinden davacının payına düşen kısmın davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararına karşı davalılar vekili karar düzeltme talebinde bulunmuş olup; Dairemizin 05.12.2013 tarih, 2013/17394E-17301K sayılı ilamında “Somut olayda, mahkemenin ilk hükmü zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ilişkindir. Taraflar arasındaki ihtilafı çözücü nitelikte esas hakkında verilmiş bir karar bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle esasa yönelik olarak belirtilen bozma nedenleri bu hususta mahkemece verilmiş bir karar bulunmadığından ötürü davalı lehine usûli müktesep hak oluşturmaz.” gerekçesiyle bozulmuştur. Ancak; mahkemenin 14.10.2008 tarih ve 2004/116 E, 2008/115 K. sayılı ilk kararında "...sığır derisi, oğlak derisi, koyun derisi, incir ve canlı büyükbaş hayvanlarla ilgili talepler taraf muvazaasının yazılı delillerle ispatlanamadığı gerekçesiyle esastan reddedilmiş ve belirtilen taleplerle ilgili red kararı Dairemizin 28.04.2009 tarih, 2009/4948 E.-7569 K.sayılı bozma ilamına konu edilmeyerek (sair temyiz itirazlarının reddi kararı ile) kesinleşmiştir ve davalılar yararına usuli müktesep hak oluşturmuştur.
Bu durumda Dairemizin 17.06.2013 tarih, 2013/9783 E.-10195 K.sayılı ilamı ile kesinleşmiş talepleri de (sığır derisi, oğlak derisi, koyun derisi, incir ve canlı büyükbaş hayvanlarla) kapsayacak şekilde sehven bozma kararı verildiği anlaşılmıştır
O halde mahkemece; kasadan çıkan menkullerle (para, altın, döviz, ziynet eşyaları..) ilgili davacının yemin deliline dayandığı da gözetilerek muristen kalanların miktarı belirlenip, bunların dava tarihindeki değerinden davacının payına düşen kısmın davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir."" gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonunda; Davacı ..."in davasının feragat nedeni ile reddine, davacı ..."in, davalı ... hakkındaki davasının husumet nedeniyle reddine, davacı ..."in, diğer davalılar ..., ... ve ... hakkındaki davasının kısmen kabulü ile; 1.693,22 TL nin (her bir davalıdan ayrı ayrı) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün davacı ... tarafından temyizi üzerine Dairemizin 28.09.2016 tarih, 2015/15393 E, 2016/11313 K sayılı ilamı ile “...Mahkemece her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma kararının gereği yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep(kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.
Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.
Somut olayda; mahkemece uyma kararı verilen Dairemizin bozma ilamı uyarınca kasadan çıkan menkullerle (para, altın, döviz, ziynet eşyaları..) ilgili davacının yemin deliline dayandığı da gözetilerek muristen kalanların miktarı belirlenip, bunların dava tarihindeki değerinden davacının payına düşen kısmın davalılardan tahsiline karar verilmesi hususunda usuli müktesep hak oluşmuştur.
Ne var ki mahkemece; bozma ilamına uyulma kararı verilmiş ancak; muristen kalan malların murisin ölüm tarihindeki değerinin tespit edildiği biilirkişi raporu hükme esas alınarak hüküm kurulmuştur. Böylece bozma gereği yerine getirilmeden, yanılgılı değerlendirme ile muristen kalan malların dava tarihindeki değerlerinin belirlenmemesinin doğru görülmediği...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verilerek yapılan yargılama neticesinde; davacı ..."in davasının feragat nedeni ile reddine, davacı ..."in, davalı ... hakkındaki davasının husumet nedeniyle reddine, davacı ..."in, diğer davalılar ..., ... ve ... hakkındaki davasının kısmen kabulü ile; 1972,62 TL nin (her bir davalıdan ayrı ayrı) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Yukarıda da açıklandığı gibi bozma kararına uyan mahkemenin, artık bozma kararı gereğince işlem yapması ve hüküm vermesi zorunludur.
Ancak, mahkemece bozma kararında belirtildiği gibi muristen kaldığı belirlenen menkullerin dava tarihindeki değerinin belirlenmesi için ek bilirkişi raporu veyahutta yeni bir bilirkişi raporu alarak karar vermesi gerekirken, daha önce bozma konusu yapılan ve murisin ölüm tarihini esas alarak değer tespit eden 14.01.2013 tarihli bilirkişi raporunu esas alarak hükmünü kurmuştur.
Bu itibarla; mahkemece bozma gereği yerine getirilmemiş olup, muristen kalan menkullerin (para, altın, döviz, ziynet eşyaları..) dava tarihindeki değerinin hesaplanması ve belirlenen tutardan davacının miras payına düşen kısmın tespiti amacıyla Yargıtay denetimine elverişli ek bilirkişi raporu veya yeni bir bilirkişi raporu alınararak hüküm kurulması gerekirken, hatalı görülen bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı ...’in sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı ... yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı ...’in diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı ...’e iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.