Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15998
Karar No: 2016/22348

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/15998 Esas 2016/22348 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2016/15998 E.  ,  2016/22348 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının belirsiz süreli iş sözleşmesiyle davalı işyerinde çalışmakta iken iş akdinin davalı işveren tarafından tek taraflı feshedildiği tarihe kadar aralıksız çalıştığını, müvekkilinin...üyesi olduğunu, feshin haksız olduğu kadar kötü niyetli olduğunu iddia ederek, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, boşta geçen süreye ait dört aylık ücret ve diğer hakların hüküm altına alınmasına, fesih sendikal sebeple yapıldığından davacının başvurusu, işverenin işe başlatmaması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın en az bir yıllık brüt ücreti tutarında sendikal tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacı ile şirket arasındaki iş akdinin sona ermesi, üretim ve organizasyon değişikliğinden kaynaklanmakta olduğunu, iş akdi geçerli nedenle feshedilen işçilerin bir kısmı sendikalı olmakla birlikte tümünün sendikalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, gerekçesi yazılmaksızın hüküm fıkrası oluşturularak feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
    a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
    b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile ... Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
    c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
    ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
    d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
    e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
    Somut uyuşmazlıkta, mahkeme gerekçesini yazmaksızın hüküm fıkrası oluşturmuştur.10.03.2016 tarihli ek karar ile “gerekçe” düzenlemiştir. Mahkemece ek karar ile gerekçe oluşturulması usuli bir hata mahiyetindedir. Mahkemenin ek kararının T.C. Anayasası’ nın 141. Maddesinin amacına ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesine uygun olmadığı anlaşıldığından kararın bozulması gerekmiştir.
    4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde gerekçeli karar verilmiştir.
    “Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, belirsiz süreli iş sözleşmesiyle davalı işyerinde çalışmakta iken iş akdinin davalı işveren tarafından tek taraflı feshedildiği tarihe kadar aralıksız çalıştığını, müvekkilinin ... Sendikası üyesi olduğunu, feshin haksız olduğu kadar kötü niyetli olduğunu, davalı tarafın iddiasının doğru olmadığını, anılan işyerinde üretimin durdurulduğu iddiasının da gerçek dışı olduğunu, aralarında davacının da bulunduğu... Sendikasına üye tüm çalışanların sendikal faaliyetleri ve sendikal üyelikleri dolayısıyla işten çıkartıldıklarını, şirket satışından önce ... Sendikasının yetki aldığını, işyerinde örgütlendiğini gören işveren ve işveren vekilleri tarafından sendikadan istifa ettirilmek istendiğini, bu yolda baskı ve tehditlere maruz bırakıldıklarını belirterek davacının işe iadesine, boşta geçen süreye ait dört aylık ücret ve diğer hakların hüküm altına alınmasına, fesih sendikal sebeple yapıldığından davacının başvurusu, işverenin işe başlatmaması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın en az bir yıllık brüt ücreti tutarında sendikal tazminatın verilmesinin tespitine, hakların davalı şirketi devralan ile devreden şirket ... şirketinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun tespitine karar verilmesini ve şirketin satış sürecinde olduğunu ve sendikadan istifa edilmemesi durumunda başlarına daha kötü şeylerin gelebileceğinin söylendiğini belirterek şirketin satış öncesi ve sonrası yapılan tüm işlemlerin şüphe içerecek şekilde oluşması şirketin menkul ve gayrimenkullerini tasfiye yoluna gittiğine ilişkin güçlü kayıtlar ve şüpheler bulunduğundan işe iade sonrası anılan şirketin çalışanları işe başlatmaması sonrasında çalışan davacının yasadan kaynaklı tazminatlarına kavuşmalarında zorluk ve hatta imkansızlık yaşanacağından şimdiden ve işe iade kararlarının kesinleşmesine kadar davalı şirketin tüm banka hesaplarına, gayrimenkul ve menkullerine, tüm araçlarına ihtiyati tedbir konulmasını konulmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacının 6 aylık kıdem süresinin dolmadığını, ayrıca işyerinde otuz ve daha fazla işçinin çalışıyor olması şartı bulunmadığından haksız davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkil şirketin tek ortağı İbrahim Aydın"ın şirket hisselerini 03/04/2015 tarihinde ... isimli şirketten devraldığını, bu işlemin 09/04/2015 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, hedeflenen amaçlara ulaşılamayınca ticari- mali ve stratejik sebeplerle davacının da çalıştığı işyerinde üretimin durdurulmasına karar verildiğini, davacı ile müvekkil şirket arasındaki iş akdinin sona ermesi, üretim ve organizasyon değişikliğinden kaynaklanmakta olup davacının hak kazandığı tüm alacakları Nisan/2015 bordrosuyla kendisine ödendiğini, iş akdi geçerli nedenle feshedilen işçilerin bir kısmı sendikalı olmakla birlikte tümünün sendikalı olmadığını belirterek davacının davasının reddi gerektiğini savunduğu anlaşılmıştır.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş akdinin feshinin yazılı olarak yapılıp yapılmadığı, geçerli nedenlerle yapılıp yapılmadığı işe iade koşullarının oluşup oluşmadığı konularında toplanmaktadır.
    Normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18-19-20-21-22 maddeleridir.
    Anılan yasanın 19. maddesinin birinci fıkrasına göre işveren fesih bildirimini yazılı yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse Aynı Kanununun 21.maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediği kabul edilir
    Yazılı şekil, ayrıca açıklık, aleniyet ve ispat fonksiyonu haizdir. Yazılı şekil, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18’inci maddesi uyarınca yapılacak fesihler için geçerlilik şartı olarak aranmaktadır. Madde uyarınca, işveren fesih bildirimini yazılı yapmak zorunda olduğu gibi fesih sebeplerini de yazılı olarak göstermek zorundadır. Buna karşılık, aynı Kanun’un 25’inci maddesinde öngörülen işverenin haklı nedenle der­hal feshinde yazılı şekil şartı aranmamaktadır. “Geçerli bir sebep” yazılı fesih bildirimi ile belirtme zorunluluğu, “iş güvencesi kapsamı içindeki işçiler için zorunludur. (Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 23.06.2008 gün ve 2007/41025 Esas, 2008/17104 Karar sayılı ilamı).
    Fesih beyanı, İş Kanunu’nun 19’uncu maddesinde öngörüldüğü şekilde yazılı olarak kaleme alınmakla geçerli fesih için gerekli olan bütün şartlar yerine getirilmiş olmaz. Söz konusu beyanın, bu haliyle, yani yasal geçerlilik şartına uygun aslının da muhataba (işçiye) ulaşması zorunludur.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 19’uncu maddesinde öngörülen yazılı şekil şartına uymamak feshi geçersiz kılar. Yazılı fesih bildiriminde, fesih açık ve kesin sebebinin gösterilmemesi, İş Kanunu’nun 20’nci maddesi anlamında feshin geçersizliği sonucunu doğurur. (Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 15.09.2008 gün ve 2008/1011 Esas, 2008/23499 Karar sayılı ilamı).
    İşverenin fesih iradesi açık ve kesin olarak ortaya konmalıdır. Kullanılan ifade o kadar açık ve seçik olmalı ki, işçi açısından, iş sözleşmesinin sona erdirildiği açıkça anlaşılır olmalıdır. Fesih bildiriminde, sözleşmeyi sona erdirme iradesi yanında ayrıca, sona erme zamanı da yeteri kadar açık ve yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermeyecek şekilde ifade edilmiş olmalıdır.
    Sadece fesih bildiriminin değil fesih sebeplerinin de yazılı olması ve işverence fesih bildirimi ile gerekçelerini kapsayacak şekilde altının imzalanması gerekir. İşveren, fesih bildiriminde gösterdiği fesih sebebi ile bağlıdır. İşe iade davasındaki savunmasında ilaveten başka bir sebep ileri süremeyeceği gibi bu sebepten farklı bir sebebe dayanamaz.
    İş yeri kayıtları, ... kayıtları davalı iş yerinin kurulu bulunduğu gayrımenkulün tapu kayıtları, ... 5. İş mahkemesinin 2015/250 esas sayılı dava dosyası tanık beyanlarının bulunduğu duruşma tutanakları ... 6. İş mahkemesi 2015/182 esas sayılı dava dosyasına ait belgeler toplanmıştır.
    Mahkememizdeki dava ile tamamen aynı mahiyetteki ... 5. İş mahkemesinni 2015/250 esas sayılı dava dosyasında dinlenen tanık beyanlarından ve alınan bilir kişi raporundan davalının yönetimsel bir kararla üretimi durdurma ve işletmedeki araçların tamamını satıp işi tamamen kapatma yoluna gittiği, işletmeyi aldığı yönetimsel karara uygun olarak tasfiye ettiği, üretim faaliyetlerini tamamen durdurduğu makinelerin tamamının satıldığı, fesih sonrasında davalı iş yerinde her hangi bir üretimin yapılmadığı, yeni personel alınmadığı, davalının aldığı bu işletmesel aldığı karar nedeni ile istihdam fazlalığı meydana geldiği, işletmesel kararın tutarlı bir şekide uygulandığı, iş veren fesihte keyfi davrandığına ilişkin bir tespit yapılmadığı davalının aldığı işletmesel karar nedeni ile feshin kaçınılmaz olduğu şeklinde rapor tanzim edildiği görülmüştür.
    Mahkememizdeki dava dosyası ile tamamen aynı mahiyette olduğu görülen ... 5. İş mahkemesinni 2015/250 esas sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda belirtildiği gibi ve dosya kapsamında da iş akdinin feshine ilişkin fesih bildiriminin sunulmadığı görülmektedir. Baş dosyaya sunulan ibraname başlıklı belgelerde davacıların hak edilmiş ücret, fazla mesai ücreti, kullanılmayan izin ücreti, ikramiye, ihbar tazminatı, kıdem tazminatı yönlerinden ödenecek rakamları ihtiva ettiği yazılı açıklama kısmında her ne kadar "iş yerinde üretim faaliyetlerinin durdurulması nedeni ile gerçekleşen organizasyon değişikliğinden dolayı hizmet akdinin iş verence 4857 sayılı İş Kanununun 6. Maddesi uyarınca feshedilmişitir." şeklinde ifade var ise de söz konusu ibraname başlıklı belge davacı işçinin beyan ve imzası mahiyetinde olup iş verenin beyan ve imzasını taşımadığı iş kanununun 19. Maddesinde belirtilen kriterlere uygun bir fesih kabul edilemeyceği açıktır.
    Davacı iş akdinin sendikal nedenlerle feshedildiğini iddia etmiş ise de dosya kapsamına göre davalı iş yerinin el değiştirme süreci içerisinde bu hususun çalışanlar tarafından öğrenilmesi üzerine haklarını korumak için sendikaya üye oldukları anlaşılmakta ise de davacının iş akdinin feshinin söz konusu bu sendikal faaliyeti nedeni ile olduğunu gösterir kanıtlar bulunmadığı gibi davalının aldığı iş yerini kapatma, tüm makinelere satma, üretim faaliyetini durdurma ve iş yerinin kurulu bulunduğu gayrımenkulü satma şeklindeki işletmesel karar nedeni ile iş akdinin feshedildiğinin anlaşılması nedeni ile davacının sendikal tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    Tüm bu nedenlerle davalının iş kanununun 19. Maddesine uygun yazılı bir fesih yapmadığı yukarıdaki anlatılan olaylar ve hukuksal gerekçelerle açık olduğundan davacının işe iade talepli davasının kıdemi nazara alınarak aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
    HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
    1. Davacının davasının KABULÜNE,
    2.Davalı işverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
    3. Davacının yasal süre içerisinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi ve fesih nedeni dikkate alınarak takdiren 4 aylık brüt ücreti tutarı olarak belirlenmesine,
    4. Davacı işçinin işe iade için işverene süresi içerisinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsili gerektiğine,
    5. Davacının sendikal tazminat talebinin REDDİNE,
    6. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    7. Davacının yaptığı 330.00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    8.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 1.800,00 TL. ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    9. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
    Kesin olarak oybirliği ile 19.12.2016 tarihinde karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi