3. Hukuk Dairesi 2018/4008 E. , 2018/7279 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; muris babası ... tarafından düzenlenen 01/05/2007 tarihli vasiyetname ile kendisine taşınmaz vasiyet edildiğini, vasiyetnamenin açıldığını, tescilinin yapılabilmesi için tenfizinin gerektiğini belirterek, vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyetnameye konu taşınmazın adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar... davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir.
Davalılar; ... davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; dava konusu taşınmazın beş kardeş arasında eşit paylaşılmasını talep ettiğini, davacının yanında yer aldığını belirtmiştir.
Mahkemece; muris tarafından düzenlenen vasiyetnamenin açılarak okunduğu, 20/08/2015 tarihinde kesinleştiği, davalılarca süresinde vasiyetnamenin iptali davası açılmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile vasiyetnamenin tenfizine, 17 parselde murise ait ½ hissenin tapusunun 1/5 oranında iptali ile davacı adına tapuya tesciline, kalan kısmın muris üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalılar ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir.
Hukuk Genel Kurulu"nun 13.2.1991 gün 648-65 sayılı kararında vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar bir aynı hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunun 596 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği veya itirazların sonuçsuz kaldığının, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tespiti içindir.
Bu tespit başlı başına aynı bir hakkın geçirimini sağlamaz.
Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini istemesi gerekir (TMK.md.600).
Vasiyetnamenin yerine getirilebilmesi için herşeyden önce vasiyetnamenin açıldığının ve iptali için yasada öngörülen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerekir.
Dosyanın incelenmesinde; dava konusu vasiyetnamenin açılmasına ilişkin ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/859 esas 2015/859 karar sayılı dosyasında, 17/04/2015 tarihli celsede vasiyetnamenin okunduğu, bu sırada hazır bulunan temyiz eden davalılar ...’in vasiyetnameye karşı beyanlarının alındığı, aynı celse karar verilerek hükmün 20/08/2015 tarihinde kesinleşmesinin sağlanıldığı, daha sonra davacı ... tarafından temyize konu vasiyetnamenin tenfizi davasının 18/09/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece, yargılama sırasında ... Hukuk Mahkemeleri tevzi bürosuna müzekkere yazılarak vasiyetnamenin iptaline ilişkin dava açılıp açılmadığının sorulmasına karşın, temyiz eden davalıların vasiyetnameyi ve tenfiz davasının kabul etmediklerine ilişkin beyanda bulundukları ve vasiyetnamenin iptali davası açmak için öngörülen 1 yıllık süre geçmeden davanın açıldığı görülmektedir. Kaldı ki karar tarihinden sonra 04/04/2016 tarihinde vasiyetnamenin iptali ve tenkisine yönelik dava açıldığı belirlenmektedir.
O halde mahkemece; vasiyetnamenin iptali davası açıldığı anlaşılmakla sonucunda verilecek hüküm, vasiyetnamenin yerine getirilmesine ilişkin bu davanın sonucunu etkileyecek nitelikte olduğundan sonucu beklenmeli, bundan sonra, oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlere hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.