Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/29095
Karar No: 2016/22402
Karar Tarihi: 19.12.2016

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/29095 Esas 2016/22402 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2016/29095 E.  ,  2016/22402 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    Davacı vekili, davacının ödenmeyen fark kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve genel tatil çalışmaları karşılığı ücret alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine, mahkemece ek karar ile temyizin süresinde yapılmadığı gerekçesi ile temyiz etmemiş sayılmasına karar verilmiştir.
    Ek kararın temyizi üzerine yapılan incelemede dava dilekçesinde davalının adresi; ...olarak gösterildiği, mahkemece tüm tebliğlerin bu adrese çıkarıldığı, ancak dava açılmadan önce .../... adresine taşıdığı ve bu adres değişikliğinin 11/06/2014 tarih ve 8588 sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği, tebliğlerin usulsüz olduğu anlaşıldığından, mahkemenin temyiz edilmemiş sayılma ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi. Dosya incelendi. Gereği konuşulup düşünüldü.
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, 11/01/2001-28/05/2014 tarihleri arasında aylık en son net 2.050,00 TL ücretle çalıştığını, fazla mesai ücretlerinin ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini, sigorta primlerinin geç yatırıldığını, iş akdi sona erdiğinde kıdem tazminatının kısmen ödendiğini ileri sürerek, bakiye kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağını talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının 15.09.2001-28.05.2014 tarihleri arasında aylık net 2.050,00 TL ücret üzerinden davalı işveren nezdinde çalıştığı, iş akdinin kıdem tazminatına hak kazanır şekilde sona erdiği, dava tarihinden sonra 25.11.2014 tarihinde kıdem tazminatı açıklaması ile davacıya 20.328,55 TL ödendiği, ödenen miktarın hesaplanan miktardan mahsup edileceği, bakiye miktar olarak 17.271,37 TL olarak ödenmeyen kıdem tazminatı alacağı tespit edilmiş ise de taleple bağlı kalınarak hüküm kurulacağı, tanık anlatımlarına göre davacının ayın iki haftasında 7,5saat, diğer iki haftasında ise 6 saat fazla mesai yaptığı, hesaplanan miktar üzerinden takdiri indirimin uygulanacağı, yine tanık beyanlarına göre davacının 23 Nisan, 1 Mayıs, 19 Mayıs ve 30 Ağustosta davacının çalıştığı, hesaplanan miktar üzerinden takdiri indirimin uygulanacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    Dava ile ilgili olan kişilerin davaya ilişkin bir işlemi öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin muhataba bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın çıkarıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal dinlenme ve savunma hakkı kısıtlanmış olur. Duruşma gün ve saatinin kalemden öğrenilmesine yönünde usul ve tebligat hukukunda düzenleme olmadığından, bu yönde verilen bir karar yasaya aykırı kabul edilecektir.
    Yargılama sırasında yapılan tebliğlerle ilgili tebliğ mazbatalarının ve tebligatla ilgili diğer belgelerin dosyaya konulması gerekir.
    Tebligat Kanunu ve bu kanunun uygulanması için çıkarılan tüzüğün hükümleri tamamen şeklidir ve titizlikle uygulanması gerekir. Dolayısı ile bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını hakim doğrudan, kendiliğinden denetlemelidir.
    Adreste tebligat esası kabul edildiğinden, tebligatın tebliğ yapılacak gerçek veya tüzel kişinin bilinen en son adresinde yapılmalıdır. Adresten kastedilen bir kimsenin oturduğu veya çalıştığı yerdir. Asıl olan tebligatın, tebligat evrakında belirtilen adrese götürülerek muhatabın kendisine yapılmasıdır.
    Tebligat kural olarak muhataba yapılmalıdır. Muhatap, adresinde bulunmadığı takdirde onun yerine tebligatı kabule yetkili kişilere yapılması gerekir. Muhatabın konut adresinde süreklilik arzedecek şekilde konutta birlikte oturan aile halkından biri veya varsa birlikte oturan hizmetçi tebligatı almaya yetkili kişilerdir. Yetkili kişilerin görünüşe nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerekir. Tebligat yapılacak gerçek kişi işyeri, işletme veya iş sahibi ise, işyerinde bulunmaması halinde daimi işçisine yapılan tebligat geçerli olacaktır.
    Tebligat Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca “Tüzel kişilere tebliğ, yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır”.  Temsile yetkili kişinin herhangi bir nedenle tebliğ yapıldığı sırada işyerinde bulunamadıkları veya bizzat alamayacak durumda oldukları takdirde, kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne, bu durumda olanaklı değil ise, tüzel kişinin o yerdeki memur veya işçilerinden birine yapılmalıdır. Bu sıraya uyulması gerekir. Aksi takdirde usulsüz tebligat sözkonusudur. Tüzel kişiliği olmayan, ancak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesi anlamında işveren olan kamu kurum ve kuruluşları adına çıkarılan tebligatın kurumun yetkili temsilcisine tebliği gerekir.
    Diğer taraftan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve... Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
    Dosya içeriğine göre dava dilekçesinde davalının adresi: ...olarak gösterilmiştir.
    Dava dilekçesi ve duruşma günü yukarıda yazılı olan adrese tebliğe çıkartılmış ve "alıcı adresten adres bırakmadan taşınmıştır." açıklamasıyla merciine iade olmuştur. Mahkemece ... Müdürlüğüne sorulmaksızın, ... Ticaret Odasından alınan firma sicil bilgilerine göre aynı adresine Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebligat yapılmış, gerekçeli karar da dahil tüm tebligatlar, yukarıdaki adrese Tebligat Kanununun 35 inci maddesine göre yapılmıştır.
    Dava 23/06/2014 tarihinde açılmıştır.
    Davalı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu belgelerden ve tüm dosya kapsamından, davalının dava dilekçesinde belirtilen işyerini, dava açılmadan önce .../... adresine taşıdığı ve bu adres değişikliğinin 11/06/2014 tarih ve 8588 sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca davacının işe giriş ve çıkış bildirgelerinde de işyeri adresi... Köyü ... ... olarak görülmektedir.
    Bu nedenle, davanın başından beri yapılan tebligatlar usulsüz olup, bu kapsamda gerekçeli kararın tebliği de usulsüzdür. Davalı, davadan haberdar edilmemiş, taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılmış, davalı kendisine karşı dava açıldığını, karar verildikten sonra öğrenmiştir. Yargılama, davalının yokluğunda yapılıp, sonuçlandırıldığından davalı yargılamaya katılamamış, kendisini savunamamış, delillerini sunamamış, karşı tarafın iddialarına cevap verememiş, davalının hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmiştir.
    Mahkemece, davalı tarafın yargılamaya katılımı sağlanmalıdır. Davalı yargılamaya katılarak, savunma hakkını kullanabilmeli, davacının iddialarına karşı cevap verebilmeli, yargılama aşamasında yapılan iş ve işlemlere karşı beyanlarını ve itirazlarını sunabilmelidir. Hukuka uygun ve adil yargılama bunu gerektirir. Taraf teşkili sağlanmadan davalının yokluğunda yapılıp, sonuçlandırılan bir yargılama, ne muhakeme hukukumuza ne de ...uluslararası sözleşmelerde yer alan medeni muhakeme hukuku kurallarına uygundur. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi