Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4377
Karar No: 2017/9451

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/4377 Esas 2017/9451 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/4377 E.  ,  2017/9451 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:


    K A R A R


    Çekişmeli ...ili ...ilçesi ... köyünde bulunan 309 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar sırasıyla 10.330,00 m2 ve 24.618,00 m2 yüzölçümleri ile tarla niteliğinde gerçek kişiler adına müşterek mülkiyet hükümlerine göre kayıtlıdır. Tapu kayıtlarında kısmen orman tahdit sınırı içinde kaldıklarına dair şerh vardır.
    Davacı ... Yönetimi vekili 17.04.2006 tarihli dava dilekçelerinde, dava konusu taşınmazların yörede 2002 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını iddia ederek, davalılar adlarına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmıştır.
    Mahkemece, davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiş, davacı ... Yönetimi vekilinin temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.06.2008 gün ve 2008/5705 - 9067 sayılı, 14.04.2009 gün ve 2009/4279 - 6555 sayılı kararları ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararlarında özetle; "Davacı tarafça aralarında müşterek mülkiyet ilişkisi bulunan tapu maliklerine karşı tamamı hasım gösterilmek suretiyle dava açılmışsa da, kayıt maliklerinden ..., ..., ...ve ..."ın ölü oldukları anlaşılmaktadır. Davacı, dava açarken ... ve ..."nin mirasçılarını belirleyerek bunları hasım göstermiş, ..."nın mirasçısını belirleyemediğinden Hazineyi mirasçı olarak göstermiştir. ... ve ... ile ..."in de ölü oldukları anlaşılmakla birlikte, bunların mirasçıları tesbit edilememiş, 15.05.2007 tarihli oturumda ölü olan tapu maliklerinin mirasçılarının ad ve adresleri belirlenerek tebligat çıkarılması için kesin süre verilmiş ve 13.07.2007 tarihli oturmda kesin süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Tarafların, kendilerinin yerine getirebileceği konularda mahkemeye yardımcı olma görevi vardır. Ancak, isimleri adresleri belli olmayan kişilere davetiye çıkarılması için kesin mehil verilmesi bağlayıcı delildir. Mahkemece yapılacak iş: sözü edilen konularda mehil vermek, verilen mehile rağmen işlem yerine getirilemiyorsa, ilânen tebligat yapmaktan ibarettir. Bu yönler gözetilmeksizin kesin süreye uyulmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin usûl ve kanuna aykırı olduğu"na değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne ve dava konusu 309 ada 1 parselin teknik bilirkişilerin 06/06/2011 tarihli rapor ve krokisinde belirttiği (1/A-1/B) harfleriyle gösterilen 4933,85 m2"lik alan ile ...ili, ...ilçesi, ... köyü, 309 ada 2 parselin teknik bilirkişilerin 06/06/2011 tarihli rapor ve krokisinde belirttiği (2/A-2/B) harfleriyle gösterilen 8540,25 m2"lik kısmının tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13/01/2014 gün ve 2013/10796 – 2014/332 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle “mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak 2 kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki OS.13 ilâ 17, OS. 6 ilâ 12, OS. 1 ilâ 4 orman sınır noktaları bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelik ile Teknik İzahnamede belirtildiği üzere, tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir” denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne, dava konusu 309 ada 1 nolu parselin 26/06/2015 havale tarihli bilirkişi raporu ve krokilerinde 1-A ile gösterilen 1707,50 m2"lik alan ile 1-B ile gösterilen 3248,71 m2"lik kısmının tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline, yine parselin geriye kalan 1-C olarak gösterilen kısmının 19780 m2 olarak davalılar adına tesciline, 309 ada 2 nolu parsele ilişkin bilirkişilerin raporda 2-A olarak göstermiş olduğu 122,12 m2"lik ve 2-B ile göstermiş oldukları 8675,73 m2"lik kısımların tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, parselin geriye kalan 2-C ile gösterilen kısmının 1891,01 m2 olarak davalılar adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 2002 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre bozma kararı uyarınca işlem yapılarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri uyarınca davalılar aleyhine vekâlet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmolunması, hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 3, 4 ve 5 numaralı bentlerinin tamamının hükümden çıkartılmasına ve bunun yerine 3 numaralı bent olarak ""3- 3402 sayılı Kanuna 6099 sayılı Kanunla eklenen 36/A ve geçici 11. maddesine göre, davacı ... İdaresinin yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına ve aynı Kanun hükmü gereğince davacı ... İdaresi yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına"" ibarelerinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/11/2017 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi