11. Hukuk Dairesi 2017/1271 E. , 2018/7068 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/11/2016 tarih ve 2016/110 E. -2016/359 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair ... Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nce verilen 01/02/2017 tarih ve 2017/31-2017/63 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2015/14346 kod numarası (... ... +ŞEKİL) ibareli 35. sınıf hizmetleri içeren marka tescil başvurusunun Markalar Dairesi tarafından (...+şekil) ibareli, 35.sınıf hizmetleri içeren 2004/38797 sayılı marka mesnet alınarak 556 sayılı KHK"nın 7/b maddesi uyarınca reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazında ... tarafından reddedildiğini, başvuru konusu işaret ile redde mesnet markaların görsel, sescil ve biçimsel olarak, kapsamlarında yer alan hizmetler bakımından ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunmadıkları ve ortalama yararlanıcılar nazarında karıştırma ihtimali bulunmadığını belirterek davalı ... ... kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, başvuru konusu işaretle redde mesnet alınan markanın kapsamlarındaki hizmetlerin aynı tür olduğunu, görsel, sescil ve anlamsal olarak bütünü itibarı ile bıraktığı izlenim itibarı ile ortalama tüketicileri iltibasa düşürebilecek derecede benzer olduklarını, bunun ilk bakışta ve açık olarak görüldüğünü, 556 sayılı KHK"nin 7/b maddesi uyarınca başvurunun reddinin zorunlu olduğunu, ret kararının hukuka uygun olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davalı ..."nin redde mesnet aldığı "...+şekil" ibareli marka kapsamında, reddedilen 35. sınıf hizmetlerin aynısının veya aynı türünün yer aldığı ancak başvuru konusu işaret ile redde mesnet aynı tür hizmetleri içeren markanın ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığı, başvuru konusu işaretin şekil içerdiği, redde mesnet markanın da şekil ve özel bir yazım biçimi içerdiği, başvuru konusu işaret ile redde mesnet marka arasında ... ve ... ibaresinin ortaklığından kaynaklı anlamsal bir benzerlik olmasına rağmen, içerdikleri diğer biçimler ve yazım şekli itibariyle görsel olarak birbirlerinden oldukça farklı oldukları, başvuru ile ilgili olarak ... ..."nın ret kararlarının hukuka uygun olmadığı gerekçesi ile ... kararının 35. sınıftaki hizmetler bakımından davacı itirazlarının reddi yönünden iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre dava konusu ... kararının davacının dava dilekçesinde de yer alan adresine mahkemeninde kabulünde olduğu üzere 27/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, 556 sayılı KHK"nın 53. maddesi uyarınca davacının bu tebliğ tarihini takip eden 2 aylık hak düşürücü süre içerinde bu davayı açması gerekirken, bu süre geçtikten sonra 31/03/2016 tarihinde dava açtığı, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediği, bu hususun re"sen gözetildiği HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 02/11/2016 tarihli ve 2016/110-2016/359 sayılı kararının kaldırılarak, davanın reddine kesin olarak karar verilmiş, 01.02.2017 tarihli bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, 24.02.2017 tarihli ek karar ile temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, 01.02.2017 ve 24.02.2017 tarihli kararlara karşı temyiz yoluna başvurmuştur.
1-Davacı tarafın 24.02.2017 tarihli ek karar yönelik temyiz istemeni yönünden, Dava marka başvurusunun 556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesi uyarınca reddine dair ... ... kararının iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesinin davanın kabulüne dair kararı, Bölge Adliye Mahkmesince kaldırılmış ve davanın reddine kesin olarak karar verilmiş, davacının bu karara karşı temyiz isteminin de reddine karar verilmiştir. HMK m.353 de yer alan “(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir, 1) Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması. 2) İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması. 3) Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması 4) Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması, ... şeklindeki düzenleme uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince dosyanın tekrar kendi mahkemesine veya başka bir mahkemeye "davanın esasının yeniden görülmesi için gönderilmesi" sonucu doğuracak nitelikte dava şartları yönünden kararlarının kesin olduğunu anlamak gerekir. Kaldı ki Bölge Adliye Mahkemesinin kararı HMK 362. maddesinde sayılan kararlardan olmadığı gibi, dava şartlarına aykırılıkda HMK 371/1-b uyarınca bozma sebepleri arasında sayılmıştır. Somut uyuşmazlıkta Bölge Adliye Mahkemesince, davanın esasına yönelik bir dava şartı olan ve dosyanın mahkemesine geri gönderilmesi sonucu doğurmayan ve kendisinin işin esasına girerek hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine dair verdiği kararın kesin olduğunun belirtilmiş olması doğru olmamıştır.
Buna göre kesin olarak verildiği belirtilen 01.02.2017 tarihli kararın temyizi üzerine verilen 24.02.2017 tarihli ek kararla davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiş ise de alt dereceli mahkemeye gönderme sonucu doğurmayan ve işin essasına yönelik dava şartları yönünden verilen işbu karara karşı temyiz yolu açık olduğu halde yazılı gerekçeyle Bölge Adliye Mahkemesince temyiz isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesi’nin 24.02.2017 tarihli ek kararının HMK m. 371 uyarınca bozularak kaldırılmasına ve temyiz incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
2- Davacı tarafın 01.02.2017 tarihli asıl karara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; ...’nin 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 1. maddesinde sayılan 2 sayılı cetvel kapsamındaki kuruluşlardan olmakla marka başvuru ve itiraz sahiplerine Tebligat Kanunu hükümlerine tabi olarak tebligat yapması gerekir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ... tarafından davacı şirkete yapılan ... karar sonucuna ilişkin tebligatın Tebligat Kanununa göre usulüne uygun olup olmadığı incelenerek davanın
süresinde açılıp açılmadığının değerlendirilmesi gerekirken, söz konusu husus dikkate alınmadan davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin 24.02.2017 tarihli ek kararının Bozularak KALDIRILMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle 01.02.2017 tarihli Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.