Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/15051
Karar No: 2018/7396
Karar Tarihi: 02.07.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/15051 Esas 2018/7396 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/15051 E.  ,  2018/7396 K.

    "İçtihat Metni"

    Davacı ... ile davalı ... aralarındaki alacak davasına dair ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29/09/2014 günlü ve 2013/30 Esas - 2014/436 Karar sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 18/05/2017 günlü ve 2015/19175Esas-2017/7476Karar sayılı ilama karşı taraf vekillerince kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
    Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalı ile 23/12/2004 tarihli yazılı bir sözleşme yaptıklarını, ..., ..., ... , ... mevkii, 1530 parselde bulunan 40 nolu villanın satış ve tapu devri konusunda anlaştıklarını, kendisinin bunun karşılığında edimini ifa etmiş olduğunu, dava konusu villanın davalı tarafından satıldığını öğrendiğini, sözleşmeye konu teminat senedi ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı ile icra takibinin iptaline karar verildiğini ileri sürerek sözleşmeye konu olan villanın adına hükmen tesciline, bunun mümkün olmaması halinde adı geçen villanın rayiç değerinin tespit edilip ödenmesine, villanın tamamlanıp teslim edilmesi gereken tarihin tespit edilip o tarihten bugüne kadar olan ecrimisil bedelinin ve faizlerinin ödenmesini talep etmiştir.
    Davalı, davacının varsa taleplerini ...n Tic Ltd Şti"ne yöneltmesi gerektiğini, davacının kendisinden herhangi bir alacağı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; dava konusu gayrimenkulün dava tarihindeki rayiç değeri olan 95.000,00 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; ecrimisil talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş ,hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 2015 / 19175 Esas – 2017 / 7476 Karar sayılı ve 18/05/2017 tarihli kararı ile anılan karar onanmıştır.
    Onama ilamına karşı davacı ve davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiş olmakla yeniden yapılan incelemede;
    1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair karar düzeltme nedenleri yerinde değildir.
    2)Taraflar arasındaki uyuşmazlık tapuya kayıtlı olan taşınmaz satışından kaynaklanmaktadır. Yasanın aradığı şekil şartlarına uyularak resmi merciler önünde yapılmış bir satış sözleşmesi olmadığından yapılan bu satış sözleşmesi geçersizdir . MK.706, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K. 60 maddelerinde, tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşmenin resmi biçimde yapılması gerektiği düzenlenmiştir. Resmi biçimde yapılmayan taşınmaz satım sözleşmesi hukuken geçersiz olup, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler.
    Hukuken geçersiz sözleşmeden kaynaklanan bu nitelikteki bir uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme kurallarına göre çözümlenip tasfiye edilebilmesi için öncelikle sebepsiz zenginleşmenin kapsamını tespitteki ilke ve esasların açıklanmasında yarar vardır.
    Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder.
    Bu bakımdan, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Bu güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut veriler tek tek uygulanarak, ödeme tarihinden ifanın imkânsız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır.
    Başka bir deyişle, denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ifanın imkânsız hale geldiği tarihteki alım gücüne uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
    Somut olayda, davaya konu 23/12/2004 tarihli sözleşmede taraflarca satış bedeli gösterilmemiş, yalnızca davalı tarafından davacıya 50.000.000.000.- TL ( sıfır atılmadan önceki ) bedelli teminat senedi verildiği belirtilmiştir . Anılan sözleşmede taraflarca satış bedeli gösterilmediği için, mahkemece, sözleşmenin düzenlendiği 23/12/2004 tarihi itibariyle davaya konu edilen taşınmazın piyasa rayiç bedelinin keşif yapılarak konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla belirlenmesi gerekmektedir. Sözleşme tarihi itibari ile taşınmazın piyasa rayiç bedeli tespit edildikten sonra bu değer teminat senedinde yazılı rakamdan düşük ise bu düşük bedelin, yüksek çıkar ise teminat senedinde yazılı rakamın denkleştirici adalet kuralına göre uyarlanması gerekecektir. Mahkemece, sözleşmenin düzenlendiği 23/12/2004 tarihi itibariyle davaya konu taşınmazın piyasa rayiç değeri olarak kabul edilen rakamın, ifanın imkânsız hale geldiği tarih olan taşınmazın üçüncü kişilere devir tarihi itibariyle ulaşacağı bedelin; çeşitli ekonomik etkenlere göre (azalan alım gücünün enflasyon, TÜFE, altın, döviz, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri ekonomik göstergelerin ortalamaları alınmak suretiyle) konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak hesaplatılması gerekmektedir. Belirlenen miktar esas alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken; geçersiz sözleşmeye geçerlilik tanımak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    Ne var ki; Dairemiz tarafından bu durumun gözden kaçırıldığı, anılan nedenle bozulması gereken hükmün yanılgı ile onandığı yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşılmıştır. Sözleşmenin geçersiz olduğu konusu değerlendirilerek anılan ilkelere göre varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle sair karar düzeltme nedenlerinin reddine, 2. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile, Dairece verilen 18/05/2017 tarih ve 2015/19175 Esas, 2017/ 7476 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 02/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi