23. Hukuk Dairesi 2014/3654 E. , 2015/791 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesi Davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde ... vekili, ... vekili, ... vekili, ... vekili, ... vekili, ... vekili, ... vekili, ... vekili, ... vekili ile .... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili müvekkili şirketlerin turizm işletmeciliği alanında faaliyet gösterdiğini ve borca batık hale geldiklerini; sermaye artışı, alacakların tahsili, tasarruf tedbirleri ve faaliyetlerin sürdürülmesi suretiyle borca batıklıktan kurtulabileceklerini ileri sürerek, iflaslarının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece iddia, müdahil beyanları, kayyım ve bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketlerin borca batık durumda bulundukları ve sunulan iyileştirme projeleri kapsamında iflas halinden kurtulmalarının mümkün olduğu gerekçesiyle, iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir.
Kararı, müdahiller ... . vekili, ... vekili, ... vekili, ... vekili, .... vekili, .... vekili, ... vekili, ... vekili, ... vekili ile .... vekili temyiz etmiştir.
İflasın ertelenmesini isteyen kooperatif ve sermaye şirketlerinin borca batık durumda bulunması (bir diğer ifade ile varlıklarının rayiç değerlerinin borçlarını karşılayamaması), fevkalade mühletten yararlanmamış olması ve sunacakları iyileştirme projesi kapsamında mali durumlarının ıslahının imkân dâhilinde görülmesi gerekir (İİK.m.179). Gerek borca batıklığın ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tesbiti özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bu değerlendirmelerin yapılması için bilirkişi görüşüne başvurulmalıdır
(HMK.m.266). Hakim de bu raporla o konudaki özel ve teknik bilgi ihtiyacını giderebilmeli ve raporun hukuka uygunluğunu denetlemelidir. Projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya kârlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmeli, diğer proje unsurları için de bilimsel veriler değerlendirilmelidir.
Davacılardanın borca batık olduklarında tartışma bulunmamaktadır.
İcra ve İflas Kanunu"nun 179/b maddesine göre iflasın ertelenmesi süresi bir yıldır; bu süre şartların bulunması halinde dört yılı aşmamak kaydıyla uzatılabilir. Ne var ki, toplam beş yıllık sürenin her halükârda hak edildiği düşünülerek 38 aya yayılan bir iyileştirme projesi ile bir yıllık erteleme istemi, yasanın aradığı şartı taşımamaktadır. Bu haliyle projenin ciddi ve inandırıcı olmadığı sabittir.
Öte yandan davacı ...."nin zararının sürdüğü dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Diğer iki şirketin yıllık kârı ise borca batıklık tutarını karşılamakta çok yetersizdir. ....’nin varlıkları ile kıyaslandığında özellikle kısa vadeli borçlarının çok yüksek olmadığı görülmektedir. İflasın ertelenmesinde aranan yasal şartın borca batıklık olduğu tartışmasız ise de uzun vadeli borçların toplam borçlar içindeki oranının, kısa vadeli ödeme yükünü arttırmayacağı kabul edilmektedir. Uzun vadeli borçların net işletme sermayesine etkisi bakımından raporda aydınlatıcı veri bulunmamaktadır. Bu durumun adı geçen davacı şirketin mali yapısına ne şekilde etki edeceğinin incelenmemesi de doğru değildir.
Davacılar tarafından kiralanarak işletilen iki otelin, kendilerinden beklenilen faydayı sağlamaması nedeniyle maliklerine iade edileceği bilgisi de dosyaya yansımıştır; bunlara dayalı gelir beklentisinin ortadan kalkmasının, işletme giderleri ile karşılaştırılması ile ortaya çıkartacağı mali değişimin incelenmemiş olması da eksik inceleme niteliğindedir.
Açıklamalar karşısında davacı ....’nin uzun vadeli borçlarının miktarı göz önünde tutularak mali durumunun belirlenmesi, diğer iki şirketin ise borca batık olduklarının sabit bulunması yanında, projelerin gerek değerlendirme ve gerek uygulama bakımından ciddi ve inandırıcı olmadığı göz önünde tutulup, eksiklikleri giderici bir bilirkişi incelemesi ile varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Diğer taraftan iflasın ertelenmesine ilişkin tedbirler kural olarak takip yasakları ile sınırlıdır; maddi hukuk alanını etkileyen ve infazı denetlenemeyen ihtiyati tedbir verilemez. Bu nedenle yerel mahkeme kararının "hüküm" fıkrasının (6) ve (8.) bentlerinde yer alan ve bankalarca hesaplara bloke konulamayacağı kuralını içeren tedbirler de bankaların rehin ve hapis haklarını ihlal ettiğinden doğru değildir. (7) ve (9.) bentlerde sayılan alacaklar şirketlerin işletmesi için temel nitelikteki harcamalardan olup, işletme giderlerinin tedbir dışında ödenmesi gerekir; bu iki bentte sayılan hallerin tedbir kapsamına alınması iflasın ertelenmesi ilkeleri ile uyumlu değildir. (11.) bentte yer alan hüküm, önceki tedbir kararının neler olduğunu içermediğinden infaza elverişli olmayıp, sırf bu nedenle de hukuka aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.