20. Hukuk Dairesi 2016/4219 E. , 2017/9521 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve ... ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Artvin ili, Borçka ilçesi, Çifteköprü köyünde bulunan 101 ada 1 parsel sayılı 20581271,79 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı gerçek kişi, 02/03/2011 tarihli dilekçesi ile, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde taşınmazı kaldığını, yapılan kadastro tespitinin iptaliyle dava konusu parselin dava konusu ettiği bölümün kendi adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 101 ada 1 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 12620.56 m2"lik kısmına ilişkin kadastro tespitinin iptaline bu kısmın davacı ... adına fındık bahçesi vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi"nin temyizi üzerine Dairenin 18/09/2014 gün ve 2014/5870 E. - 7760 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Dairenin bozma kararında özetle "mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dava dışı ..."ın aynı parsel hakkında açtığı davanın kadastro mahkemesinin 2011/17 Esas sayılı dosyasında halen derdest olup, aynı gün Dairede temyiz incelemesinin olduğu anlaşılmaktadır.
Kadastro davalarında, tutanak aslının dosyada bulundurulması ve çelişkili kararların verilmemesi ve infaz sırasında tereddüt yaratılmaması bakımından aynı parseller hakkında açılan davaların birleştirilerek görülmesi ve taşınmaz hakkında tek sicil (kayıt) oluşturulması usûl hükmü gereğidir. Bu nedenle, aynı parselin dava konusu olduğu dava dosyalarının HMK’nın 166. maddesi gereğince birleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir....
Kabule göre de; davacı adına tesciline karar verilen çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümü açısından davacı taraf herhangi bir kayıt ya da belgeye dayanmaksızın salt zilyetlik iddiasına dayandığı halde, taşınmazın dört tarafının da 101 ada 1 sayılı orman parseli ile çevrili olduğu hususu gözönünde bulundurularak 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık konumunda bulunup bulunmadığı hususunda değerlendirme yapılmamış olması ve taşınmazın (A) harfi dışında kalan bölümü yönünden sicil oluşturulmamış olması da doğru görülmemiştir." hususlarına değinilmiştir. Kadastro Mahkemesinin 2011/17 Esas sayılı dosyasında ise, Davacı ..., 03/03/2011 tarihli dilekçesi ile; 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içinde bırakılan yaklaşık on dönümlük yerin kadimden beri murislerinin zilyetliğinde olduğunu, kendisine dedelerinden intikal ettiğini, kadastro tespitinin hatalı yapıldığını ileri sürerek, yapılan kadastro tespitinin iptali ile dava konusu parselin dava konusu ettiği bölümün kendi adına tescilini talep etmiş, mahkemece, verilen iki haftalık kesin süre içinde davacının gerekli olan gider avansını yatırmadığı gerekçesi ile davanın usûlden reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilinin, vekâlet ücreti yönünden temyizi üzerine Dairenin 18/09/2014 gün ve 2014/5871-7756 E. K sayılı kararıyla "Verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dava dışı ..."ın aynı parsel hakkında açtığı davanın kadastro mahkemesinin 2011/16 Esas sayılı dosyasında halen derdest olup aynı gün Dairede temyiz incelemesinin olduğu anlaşılmaktadır.
Kadastro davalarında, tutanak aslının dosyada bulundurulması ve çelişkili kararların verilmemesi ve infaz sırasında tereddüt yaratılmaması bakımından aynı parseller hakkında açılan davaların birleştirilerek görülmesi ve taşınmaz hakkında tek sicil (kayıt) oluşturulması usûl hükmü gereğidir. Bu nedenle, aynı parselin dava konusu olduğu dava dosyalarının HMK’nın 166. maddesi gereğince birleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Kabule göre de; dava reddedildiği halde taşınmaz hakkında sicil oluşturulmamış olması ve davalı Hazine vekili yararına 3402 sayılı Kanunun 31/son maddesi gereğince vekâlet ücreti takdir edilmemiş olması da doğru görülmemiştir." gerekçeleriyle bozulmuştur.
Bozma ilamlarına uyan mahkemece dosyalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucu; 1-Fen bilirkişisinin hazırladığı ekli krokide (A) harfi ile gösterilen dava konusu 101 ada 1 nolu parsel içerisinde yer alan 12620.56 m2"lik kısma ilişkin açılan davanın reddine, taşınmazın orman vasfı ile kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline,
2-Birleşen 2015/4 esas sayılı davanın kısmen kabul kısmen reddine,
a)Fen bilirkişisinin hazırladığı ekli krokide 101 ada 1 nolu parsel içerisinde yer (B) harfi ile gösterilen alan 3561.86 m2"lik alana ilişkin açılan davanın kabulüne, bu kısma ilişkin kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın tarla vasfıyla Halil Yılmaz mirasçıları adına dosya içerisinde bulunan veraset ilamındaki payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, (C) harfi ile gösterilen 113815.77 m2"lik kısma ilişkin açılan davanın reddine, taşınmazın orman vasfı ile kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen 3561.86 m2 dışında kalan Çifteköprü köyü 101 ada 1 nolu orman parselinin kadastro tutanağının yüzölçümü kısmı 2057.7709.93 m2 olacak şekilde düzeltilerek orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve ... ile, davalılar Orman Yönetimi ve Hazine vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp 02/02/2011 - 03/03/2011 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu ile 20/10/2011 - 18/11/2011 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastro çalışmaları vardır.
1- Davacı ... ve davacı ..."ın temyiz itirazları yönünden; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından hava fotoğrafı ve memleket haritasına dayalı olarak yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, davacı ... tarafından dava ve temyiz konusu yapılan çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün dört tarafının orman parseliyle çevrili ve zilyetlik yoluyla iktisabı mümkün olmayan 6831 sayılı Kanunun 17/2. madde hükmüne göre orman içi açıklık niteliğinde olduğu, davacı ... tarafından dava ve temyiz konusu yapılan çekişmeli taşınmazın (C) harfi ile gösterilen bölümünün ise orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığından yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacıların temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarına gelince; davacı ... tarafından açılan davada Kadastro Mahkemesince “verilen kesin süre içinde davacının gerekli gider avansını yatırmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine” ilişkin verilen ilk karar, davacı tarafından temyiz edilmemiş, sadece davalı Hazine tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiş, Dairemizce de bu karar, “ aynı parseller hakkında kadastro mahkemesinde açılan davaların birleştirilmesi gerektiği” belirtilerek bozulmuş olup, karar davacı tarafından temyiz edilmediğinden onun aleyhine kesinleşmiş bulunmaktadır. Başka bir deyişle; Hazine ve Orman Yönetimi lehine usûlü kazanılmış hak söz konusudur.
O halde, mahkemece davanın reddi ile, çekişmeli taşınmazın tamamının yukarıda açıklanan olgular gözönünde bulundurulmak suretiyle, orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde, usulü kazanılmış hak ihlali olacak şekilde (B) harfli bölümü ile ilgili olarak davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davacıların çekişmeli taşınmazın (A) ve (C) harfi ile gösterilen bölümlerine yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, davalılar Orman Yönetimi ve Hazinenin çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/11/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.