"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Ankara Asliye Dokuzuncu Hukuk Mahkemesi)"nce görevsizliğe dair verilen 09.05.2007 gün ve 2007/117-204 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Altıncı Hukuk Dai-resi"nin 24.09.2007 gün ve 2007/7548-9757 sayılı ilamı ile; ("...Dava itirazın iptaline ilişkindir. Mahkemece, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının müvekkiline ait işyerinde 01.01.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, davacının 2006 Ocak-Temmuz ayları arası toplam 8.000.00 YTL kira parasının tahsili için icra takibi yaptığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı ise, borcunun olmadığını, davayı kabul etmediğini, taşınmazı da tahliye ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davacı vekili 09.05.2007 tarihli oturumda 12.10.2006 tarihli dava dilekçesinde icra takibine yapılan itirazın iptali ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkin açmış olduğu davasındaki tahliye talebinden vazgeçtiğini beyan etmiş, talebini münhasıran alacağın tahsili amacıyla itirazın iptali istemine dönüştürmüştür. Davacı vekilinin talebi sonucu uyuşmazlık, itirazın iptali istemine ilişkin bulunmaktadır. Bu açıklamalar karşısında mahkemece işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken, davacının başlangıçtaki istemi dikkate alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir...") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacılar vekili
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kiralayan tarafından kira paralarının tahsili istemiyle kiracı hakkında yapılan ilamsız icra takibinde borca itirazın iptali ve temerrüt nedeniyle tahliye istemine ilişkindir.
Davacılar Hüseyin ve Savaş vekili, Ankara Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine hitaplı 12.10.2006 günlü dava dilekçesinde, davalı şirketin 01.01.2003 tarihli kira sözleşmesi ile davacıların kiracısı olduğunu, toplam 9.250,00 YTL tutarındaki kira paralarını ödemediğini, alacağın tahsili için yapılan icra takibinde borca haksız olarak itiraz ettiğini, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 30 gün içinde kira borcunu ödemeyerek temerrüde de düştüğünü ileri sürerek; itirazın iptaline ve kiralananın temerrüt nedeniyle tahliyesine, %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş; kiralanan yargılama sırasında 30.11.2006 günlü tutanakla tahliye edilmiş, davayı gören Ankara Altıncı Sulh Hukuk Mahkemesi 07.02.2007 günü görevsizlik kararı vermiş ve temyiz edilmeksizin kesinleşen bu görevsizlik kararıyla dosya yerel mahkemeye (Ankara Asliye Dokuzuncu Hukuk Mahkemesine) gelmiş; davacı vekili 09.05.2007 günlü duruşmada kiralananın tahliye edildiğini, o nedenle tahliye talebinden vazgeçtiğini imzasıyla bildirmiştir.
Yerel mahkeme; dava dilekçesinde itirazın iptali ile birlikte kiralananın tahliyesi de talep edilmiş olmakla, HUMK"nın 8.II/1. maddesi gereğince davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesi"ne ait bulunduğu, davalının yargılama sırasında kiralananı tahliye ve davacı vekilinin de bu nedenle tahliye davasından feragat etmiş olmasının ve icra takibinde tahliye talebi bulunmamasının, açılan tahliye davasını ve mahkemenin görevini etkilemeyeceği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi"ne gönderilmesine karar vermiş; Özel Daire bu kararı metni yukarıda bulunan ilamla bozmuş, yerel mahkeme gerekçesini tekrarlayarak ve genişleterek önceki kararında direnmiştir.
Yukarıda da açıklandığı üzere, dava Sulh Hukuk Mahkemesi"nde açılmış ve kira paralarının tahsili istemiyle başlatılan icra takibinde borca itirazın iptali ile birlikte, kiralananın temerrüt nedeniyle tahliyesi de talep edilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi, icra takibinde 9.250 YTL kira parasının tahsilinin istenildiği, takip ve davanın sadece kira alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu, miktar itibariyle görevin Asliye Hukuk Mahkemesi"ne ait bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, bu karar taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ve dosya bu yolla yerel mahkemeye (Ankara Asliye Dokuzuncu Hukuk Mahkemesine) geldikten sonra; davacı vekili 09.05.2007 günlü oturumda "...Davamızı itirazın iptali ve tahliye davası olarak açtık, Görevli Sulh Hukuk Mahkemesinde açtık, mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosya mahkemenize gönderildi, şimdi ben davama itirazın iptali davası olarak devam ediyorum, tahliye davamdan vazgeçiyorum, zaten davalı kiralananı tahliye etmiştir..." şeklinde imzalı beyanda bulunmuştur.
Davacı vekilinin imzalı bu beyanında yer alan "...Tahliye davamdan vazgeçiyorum..." söz dizinindeki Vazgeçme"nin, tahliye davasına ilişkin ve onunla sınırlı bir feragat niteliğini taşıdığı; başka bir ifadeyle, buradaki vazgeçme terimiyle gerçekte feragatin amaçlandığı somut olayda çekişmesizdir.
Böylece; başlangıçta (dava dilekçesindeki talepler itibariyle) itirazın iptali ve tahliye istemiyle açılmış olan eldeki dava, anılan feragat nedeniyle salt itirazın iptali talebini içeren bir dava haline gelmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; HUMK"nın 8.II/1. maddesinde, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, kira sözleşmesinin feshi veya tespit davaları ile bu davalarla birlikte açılmış olan kira alacağı ve tazminat davalarına bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesi"ne ait bulunduğunun belirtilmiş olması karşısında; dava dilekçesindeki anılan talepler itibariyle görevin Sulh Hukuk Mahkemesi"ne ait bulunduğu açıktır ve esasen bu yön yerel mahkeme ile Özel Daire arasında çekişmesizdir.
Çözümü gereken husus, davadaki tahliye talebinden feragat edilmiş ve böylece davanın salt itirazın iptali istemine ilişkin hale gelmiş olmasının, görev bakımından sonuca etkili olup olmayacağı noktasındadır. Somut olayda icra takibine konu alacak tutarı, Asliye Hukuk Mahkemesi"nin görev sınırları içerisindedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 21.10.1972 gün ve Esas: 1969/3-1163, Karar: 1972/862 sayılı kararında, kira paralarının tahsili ve tahliye istemiyle açılmış olan bir davada, sonradan tahliyenin gerçekleşmesi nedeniyle tahliye talebinden feragat edilmiş olmasının mahkemenin görevini etkilemeyeceği; davayı gören mahkemenin bu feragat nedeniyle davanın sadece alacağa münhasır kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı veremeyeceği kabul edilmiştir. Öğretide de, bu karara atıf yapılmak suretiyle, dava dilekçesindeki taleplerin içerik ve kapsamları itibariyle görevli bulunan mahkemenin, sonradan gerçekleşen feragati gerekçe göstererek görevsizlik kararı veremeyeceği kabul edilmektedir (Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Bası, C: 1, S: 233 ve 370).
Esasen bu kabul, örneğin Asliye Hukuk Mahkemesi"nin görevi içerisindeki bir alacak davasında yargılama sırasında gerçekleşen kısmi feragat veya kısmi kabul nedeniyle dava değerinin Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevi içerisindeki bir miktara inmesi durumunda, Asliye Mahkemesi"nin görevsizlik kararı veremeyeceği yönündekr, öğretide ve Yargıtay uygulamasında kabul edilmiş olan kurala da paraleldir.
Bu durumda, yerel mahkemenin, dava dilekçesindeki talepler itibariyle Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevinde bulunan eldeki davada, tahliye talebinden sonradan feragat edilmiş olmasının görevli mahkemenin belirlenmesi yönünden sonuca bir etkisinin olmayacağı; görevin dava dilekçesindeki talepler esas alınmak suretiyle belirlenmesi gerektiği yönündeki direnme gerekçesi yerindedir.
Davanın açıldığı Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevsizlik kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiş bulunduğundan, yerel mahkemenin (Asliye Hukuk Mahkemesi"nin) görevsizlik kararı vermesine usulen bir engel de yoktur.
Direnme kararı açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun olup, onanmalıdır.
Sonuç: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA), gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 15.10.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.