Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3769
Karar No: 2018/14578
Karar Tarihi: 15.11.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/3769 Esas 2018/14578 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/3769 E.  ,  2018/14578 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL OLMAZSA TAZMİNAT

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde bedel davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile tazminat isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 28.02.2018 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... vd. vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden Feri Müdahil ... vekili Avukat, davacı ... ..."a vesayeten ... vekili Avukat gelmediler yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir
    Davacı, mirasbırakan annesinden kalan taşınmazların taksimi konusunda davalılarla sözlü olarak anlaştıklarını, davalıların da mirasbırakandan temlik ettikleri 2148 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazları kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu edip 5 dairenin davalı ...’e, 4 dairenin davalı ...’ye verilmesi hususunda dava dışı yüklenici ile anlaştıklarını, davalıların harici taksim anlaşmasına uymayıp kendisine devredilmesi gereken taşınmazların devrine yanaşmadıklarını ileri sürerek, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile davalılara verilmesi kararlaştırılan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmazsa rayiç bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Asli müdahil, mirasbırakandan davalılara yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmazsa rayiç bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, taşınmazların bedeli karşılığında satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Feri müdahil, asli müdahillerin ancak asıl davacının davayı takip etmesi halinde davaya devam edebileceklerini, asıl davacının davayı takip etmediğinden davanın usulden reddini gerektiğini, aksi takdirde iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, takip edilmeyen asıl dava yönünden tefrik kararı verilmiş, taşınmazın kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu edilmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1913 doğumlu mirasbırakan ...’nin 23.02.2006 tarihinde ölümü ile geride, davacı oğlu ...., asli müdahil oğlu ... ile dava dışı mirasçılarının kaldıkları, mirasbırakanın maliki olduğu 1428 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 2/3 payını davalı gelini ....’e (oğlu ...’in eşi), 1/3 payını davalı gelini ....’ye (oğlu ...’in eşi) 11.09.1992 tarihinde satış suretiyle devrettiği, 07.12.1993 tarihli imar uygulaması ile 2148 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 558/837 payın davalı ..., 279/837 payın davalı ..., 2148 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 587/880 payın davalı ..., 293/880 payın davalı ... adına tescil edildiği, davalı ...’nin 4 parsel sayılı taşınmazdaki anılan payı 13.04.1998 tarihinde dava dışı ...’ye satarak 08.082005 tarihinde tekrar satış suretiyle geri aldığı, davalıların 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının tamamını 18.03.2008 tarihinde feri midahil ...’a satış suretiyle devrettikleri, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların 01.04.2008 tarihli tevhit işlemi sonucu 2148 ada 10 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu, taşınmazda kat irtifakı kurularak A Blok 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 ve B Blok 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 nolu bağımsız bölümlerin feri müdahil adına kaydedildiği, bunlardan B Blok 9 nolu bağımsız bölüm haricindeki diğer bağımsız bölümlerin dava dışı 3. kişilere satış suretiyle temlik edildiği, B Blok 9 nolu bağımsız bölümün halen feri müdahil İsmail adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide muris muvazaası olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda HMK 190. madde ve TMK 6. madde gereğince davacı iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir.
    Somut olayda, tank beyanlarından, kök 1428 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davalıların eşleri (mirasbırakanın oğulları) ... ve ... tarafından satın alındığı, ... ve ...’in yurtdışında olmasından dolayı aile büyüğü olduğundan taşınmazın mirasbırakan adına tescil edildiği, davacı tanıklarının muris muvazaasının ispatına yarar bilgileri olmadığı, dosya kapsamı ile bir bütün halinde değerlendirildiğinde mirasbırakanın mal kaçırma amacı ile hareket ettiği iddiasının davacı tarafından usulünce kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü, diğerlerinin temyiz itirazlarının reddi ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden taraflardan gelen davalılar vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz edenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi