3. Hukuk Dairesi 2018/438 E. , 2018/7605 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, kurum elemanlarının yaptığı incelemeler neticesinde davalı-borçlunun abone saatinden geçirilmeksizin kaçak olarak su kullanımı olduğunun kayıt altına alındığını, 20.05.2008 tarihleri ile 14.12.2009 tarihleri arasında tutulan 9 adet kaçak tutanaklarına göre alacak miktarı olan 24.811,10 TL"yi cebri tahsil amacıyla ... 11.İcra Müdürlüğünün 2011/8559 esas nolu dosyası ile icraya koyduklarını, ancak davalı-borçlunun haksız ve kötüniyetli olarak ilamsız icra yoluyla alacağa ve takibe itiraz ettiğini, takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 40 "dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, açılan davayı kabul ettiklerini, su bedeli yüksek olduğu için borcunu ödeyemediğini, kaçak su kullanmadığını, davalının iddialarının soyutsuz ve asılsız olduğunu ileri sürerek davanın reddi ile birlikte, % 40"dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacı tarafından davalı borçlu hakkında ... 11. İcra Müdürlüğünün 2011/8559 Esas sayılı dosyası ile yapılan takipte borçlu – davalının itirazının iptaline, faizin asıl alacak üzerinden yürütülmesine, asıl alacak tutarının %40"ı oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin, 2014/2807 Esas- 2014/5412 Karar sayılı ve 03.04.2014 tarihli kararı ile “.... Bilgisine başvurulan avukat bilirkişinin raporu doğrultusunda, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Rapor düzenleyen bilirkişinin, davanın konusunu oluşturan kaçak su kullanımı konusunda uzman olmadığı kuşkusuzdur.
Ayrıca raporda kaçak su bedeli hesabının neye göre ve nasıl yapıldığı da anlaşılamamış, bu haliyle denetime elverişli bulunmamıştır...Somut olayda alacağın likit ve belirli olmadığı, yargılamayı gerektirdiği, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davanın aydınlatıldığı, icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, yanlış değerlendirme sonucu bu istemin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır..”gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 08.11.2017 tarihli son kararında; davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıdan olan alacağının 4.204,70 TL olarak tespiti ile davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın 4.204,70 TL yönünden iptaline fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın likit olmaması sebebiyle icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, itirazın iptali talebine ilişkindir.
1-HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut olayda; bozma kararı sonrasında yapılan yargılamada farklı bilirkişilerden 3 adet rapor alındığı, alınan raporlar arasında hesaplama yöntemi ve sonuca dair çelişkilerin olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece en son alınan inşaat bilirkişisi tarafından hazırlanan rapora itibar edilerek hüküm kurulmuş, ancak gerekçesinde de neden bu rapora itibar edildiği belirtilmemiştir.
Buna göre, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmakta olup, çelişki giderilmeksizin, hüküm kurulmuştur.
Hâl böyle olunca, mahkemece; öncelikle 25.05.2009 ve 20.05.2011 tarihleri öncesi ve sonrası değişiklikleri içeren ... Su ve Kanalizasyon İdaresi Tarifeler Yönetmeliğinin dosya arasına alınıp yukarıda açıklanan maddî ve hukukî olgular gözetilerek, dosyanın önceki bilirkişiler dışında uzman üçlü bilirkişi kuruluna verilmesi, yürürlükteki mevzuat hükümleri gözetilerek tüketim miktarının tam olarak açıklanması ile raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde, somut verilere dayalı, gerekçeli, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınması, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.07.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.