17. Ceza Dairesi 2016/2512 E. , 2018/5745 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
5275 sayılı Yasa"nın 108/3. maddesi hükmü uyarınca ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda hükümlünün koşullu salıvermeden yararlanamayacağı, tekerrüre esas alınan hükümde ise TCK"nın 58. maddesinin uygulandığının anlaşılması karşısında, sanığın ikinci kez mükerrer olduğunun tespiti ile bu şekilde cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması, karşı temyiz olmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müşteki 05.04.2012 tarihli ifadesinde, sanığın arkasından gelerek sırtına spreye benzer bir madde sıktığını, daha sonra kendisini tutarak amca ceketin batmış caminin çeşmesine git yıka dediğini ve kendisinin de camiye giderek çeşmenin bulunduğu yere ceketini astığını ve bu sırada sanığın da peşinden geldiğini ceketini, yeleğini yıkarken sanığın gittiğini, ceketini yıkayıp giydiğinde ceketin iç cebinde bulunan paranın yerinde olmadığını beyan ettiği anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı hırsızlık eylemini ceket müştekinin üzerinde iken mi yoksa müşteki ceketini cami içerisinde bulunan çeşmede asılı iken mi çaldığının tespiti açısından, müştekiye bu husus açıkça sorulup tespit edildikten sonra, ceket müştekinin üzerinde iken 1.950,00 TL para çalınmış ise eylem TCK’nın 142/2-b maddesindeki suçu oluşturacağı eğer ceket caminin bahçesindeki şadırvanda asılı iken sanık müştekinin parasını hırsızlamış ise bu sefer de suça konu yerin 142/1-a bendinde eklenti kavramına yer verilmediğinden bina niteliğinde olup olmadığının tespiti açısından keşif yapılıp bilirkişi dinlenilerek suça konu yerin bina niteliğinde olduğu kabul edilirse suç tarihine göre eylem TCK’nın 142/1-b maddesindeki suçu oluşturacağı; bina niteliğinde kabul edilmez ise TCK’nın 141/1. maddesi ile uygulama yapılması gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde TCK"nın 142/2-b maddesinden hüküm kurulması,
Kabul göre de;
2-Sanığın eyleminin yukarıda açıklandığı üzere TCK’nın 141/1. maddesi kapsamında kaldığı kabul edilecek olursa; hükümden sonra 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca; ""Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur"" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’nin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, 25.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.