MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mühür Bozma
HÜKÜM : Beraat

1- 01.10.2014 tarihli oturum tutanağında, bir sonraki oturum tarihi 24.12.2014 olarak belirlenmesine rağmen, bu tarihten önce 17.12.2014 tarihinde duruşma açılıp katılan kurum vekilini duruşmadan haberdar etmeden yokluğunda hüküm kurulmak suretiyle iddia hakkının kısıtlanması,
2- Sanığın sahibi olduğu Blue Angel ünvanlı iş yerinin, ruhsatsız olarak faaliyet gösterdiği gerekçesiyle 05.12.2012 tarihli ve 1080 sayılı meclis kararına istinaden 26.11.2013 tarihinde mühürlendiği, 13.12.2013 tarihinde yapılan kontrolde mührün bozularak ticari faaliyete devam edildiğinin tespit edildiği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, bahse konu meclis kararının iptali için idari yargıda dava açtığını, mecbur kaldığı için mührü bozduğunu beyan etmesi karşısında; sanığın ruhsatsız olduğu için mühürlenen iş yerinde ticari faaliyetine devam ederek mührün konuluş amacına aykırı davranmak suretiyle üzerine atılı mühür bozma suçunu işlediği gözetilmeden, sanık hakkında mahkûmiyet yerine yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,
3- Yapılan UYAP sorgulamasında sanık hakkında aynı iş yerine ilişkin 02.12.2013 ve 25.12.2013 tarihli mühür bozma suçlarından 03.02.2014 tarihinde iddianame düzenlendiği, Bursa 6. Asliye Ceza Mahkemesince 2014/111 esas ve 2014/176 karar sayı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı verildiği; sanık hakkında aynı iş yerine ilişkin mühür bozma suçundan Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesinde 2014/805 esas sayılı davanın bulunduğu; ayrıca sanık hakkında aynı iş yerine ilişkin 25.01.2014 tarihli mühür bozma suçundan 27.01.2014 tarihinde iddianame düzenlendiği ve Bursa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.12.2014 tarihli, 2014/271 esas ve 2014/611 karar sayılı beraat hükmünün temyiz edildiği ve Dairemizin 2018/494 esas sırasında kayıtlı olduğu, temyize konu davanın suç tarihinin 13.12.2013 ve iddianame tarihinin 24.03.2014 olduğu; böylece mühür bozma suçundan dolayı sanık hakkında birden çok dava açıldığının tespit edildiği; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.03.2016 tarihli, 2014/847 esas ve 2016/128 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, farklı tarihlerde işlenen mühür bozma suçlarının, düzenlenen ilk iddianame tarihine kadar zincirleme olarak işlenen mühür bozma suçunu oluşturabileceği ya da suç tarihlerine göre mükerrer dava açılmış olabileceği dikkate alınarak; sanık hakkında aynı iş yeri ile ilgili açılmış tüm dava dosyaları getirtilip incelenerek, bağlantılı davaların mümkünse birleştirilmesi, değilse gerekli belgelerin onaylı örneklerinin dosya içerisine konulması, sanığın mühür bozma eylemleri ile ilgili zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının veya mükerrer dava bulunup bulunmadığının tartışılması, kesinleşen hükümler var ise tespit edilerek, sonradan sübutu kabul edilen eylem nedeniyle zincirleme suça ilişkin hükümler de uygulanarak tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi ve bu durumlara göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.